YARIN NE YAPACAĞIZ ?
*Bu yazı referandum seçimi akşamı yazılmıştır.
Sabah kalkıp pencereyi açacak, güneşin doğuşuna bir selam çakacağız. Geceden katlayıp koyulmuş en güzel elbiselerimizi giyecek, neşeli, kedersiz şarkılar eşliğinde kahvaltımızı edecek, evden çıkmadan önce mutlaka çiçeklerimize su vereceğiz. Yada öpeceğiz sevdiğimizin gül cemalini. Sonuçta İkisi de aynı şey.
Merdivenlerde karşılaştığımız insanlara gülümseyecek, otobüs yolu gözleyen işçi arkadaşlarımıza ''günaydın'' diyeceğiz. Yol boyu çantamızda taşıdığımız kitabı okuyacak, iş yerinde ki dostlarımıza kolaylıklar dileyeceğiz. Surat asmak yok. Vazgeçmeyeceğiz güleç olmaktan.
Yine sigaramızı efkârlı çekeceğiz belki… Ama umutsuzluk bir sigara içimlik kadar sürecek. İzmaritine basıp ezdiğimiz gibi ezeceğiz karamsarlığı. Sen insansın. Ne zorluklar yaşanmış tarihinde. Gözümüz kararmayacak. Öfkemizle değil bilincimizle hareket edeceğiz. İnsan umutları bittiği zaman ölürmüş, o kahrolası kefeni giymeyeceğiz. Yere sereceğiz teslimiyet bayrağını.
Yine şiirler yazacağız güneşli güzel günlere inanan, yine türküler söyleyeceğiz çakır keyif. En güzel romanları okuyacağız. Yeni albümler çıkacak alacağız. Sinemaya muhteşem filmler gelecek. Yani yaşamaya devam edeceğiz. Dostun omuzundan tutacak, daha bir sıkı sarılacağız. El vereceğiz birbirimize. Söz vereceğiz hep beraber yeniden yaşatabilmek adına güzellikleri.
Yıldız kaydığında dilek tutmaktan vazgeçmeyeceğiz. Gökkuşağı çıktığında altından geçmeyi hayal etmekten. ''Evet'' çıktı diye düşlerimizi satmayacağız yani. Eylemlere gitmekten. Eylemler düzenlemekten. Haykırmaktan ve talep etmekten vazgeçmeyeceğiz. Yine çok seveceğiz ülkemizi. Dostlarımızın yüzünü yere düşürmeyeceğiz. Herkes saldırsa da dört bir yandan, karamsarlık, yenilgi çökse de adım başı, sende yenilmiş olsan, üzülmüş olsan hani kahrolsan şu sonuçlara bakıp, sevdiklerimize yüreğimizi açıp, misafir edeceğiz. Daha çok yanyana gelecek. Daha güçlü sevecek, daha sert vuracağız adımlarımızı yere.
Hayat devam ediyor. Can bedenden çıkmadan ne yapabilir insan. Bu bir çağrı değil aslında. Sanki başka seçeneğin mi var vicdanlıysan. Vaz mı geçeceğiz? Dokunmayacak mıyız? Durmayacak mıyız yaşadığımız günlük haksızlıkların karşısında? Başkasından da bahsetmiyorum bak. Senden bahsediyorum. Benden. Sus pus içinde dolduracak mıyız ömür denen defteri? Bize yapılan adaletsizliklere, hakaretlere, terbiyesizliklere, hayatımıza yapılan müdahalelere boyun mu eğeceğiz? İmkânı var mı bunun. Onursuzca yaşaya bilir mi bizim gibi insanlar?
İnsanlar ''Evet''e oy verdi bu inkar edilemez. Ama sonucu nereden geldiği belli olmayan şahibeli oylar belirledi. Şimdi beylik laflar etmek istemem ama, kestirmeci konuşmak istemem ama, yüzeysel anlatmak istemem ama yok kardeşim çaresi, mücadeleye devam etmekten başka.
Biraz soluklanıp koşmaktan başka ne var, güzel bir gelecek adına? Yürümekten. Emek etmekten. Şarkı söylemekten. Şiir yazmaktan. Dayanışma içinde olmaktan. Güzellikleri büyütmekten. Kötülükleri mezara gömmekten. En zor günlerde yanyana durmaktan. Zalimlerin karşısına dikilmekten. Saldırılara göğüs germekten. Ve bunları yaparken gözümüzün üstünde ki kaşa, nüfus cüzdanlarımıza da yazan memleketin adına, inanışımız da ki mezhebimize, cinsiyetimize, gönül verdiğimiz siyasi partiye bakmadan omuz omuza yaşamaktan başka çaresi var mı? Ben göremiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.