YANLIŞ YÖNETMENİN ACI GERÇEKLERİ...!
İktidar sözcüleri her fırsatta ülkeyi en iyi kendilerinin yönettiğini ısrarla söyledi.
Oysa kendi itirafları ortaya koyuyor ki gerçekler öyle değilmiş.
Son günlerde çok sayıda örnek var ki yaşananların ağır faturalarını bütün ülke olarak ödedik, ödemeye de devam edeceğiz.
Bakın şu hale.
Tam 10 yıl sonra ilk itiraf geldi.
Devletin içerisinde “paralel devlet” kurulmuş.
Bunu yapanlar iktidar “kadrolarını aldatmış” anlayacağınız saflıklarından yararlanmış!
Bu süre içerisinde kurumların ele geçirilmesi en önemlisi güvenilir marka olan bazı kurumları itibarsızlaştırdı.
Milyonlarca insan hukuku temelden yoksun bir şekilde devlet tarafından dinlendi.
Yapılan bu kanunsuz uygulamalar ortaya çıkınca iktidar sözcüleri ne söylüyordu; “Niye korkuyorsunuz yoksa gizli kapaklı işleriniz mi var” demiştiler.
Sanki “Fırat kıyısında kurtun yediği kuzunun hesabı Hz. Ömer’den sorulmaz” gibi aynı AKP sözcüleri en azından susmak yerine çıkıp “Cemaatle ülke yönetilmez” uyarısında bulunanları şimdi “ paralel yapı iş birlikçisi diye” suçladılar.
Aynı suçlama “çözüm sürecini yanlış yönetiyorsunuz” uyarısında bulunanlara yapılmadı mı?
Yanlış yönetim ülkede denge ve denetim sağlayacak güç bırakmadı.
Özgür basın iktidar destekçilerinin hışmına uğruyor.
Bir kaç gün önce yazmıştım.
Yakın çevremde olan bazı iş adamları önce gazetemi almamaya başladı.
Hatta bazıları açık açık iktidarı eleştirdiğim için gazeteyi okumaktan vazgeçtiklerini söyledi.
Bahsettiğim bu insanlar Anap’da, DYP’de, MHP’de daha sonra da Saadet Partisi’nde yer aldılar en son AK Parti’nin kaymak tabakasında kendilerine yer buldular.
Şimdi de insanları görünce burunlarının ucuyla bakıyorlar.
Paradan sıfır atıldığı günleri hatırlayalım;
Doları 1 TL yapmakla övünen, Gezi Protesto günlerinde 1.80 ile 1.90 liraya dolar çıktı diye Gezicileri dolar lobicisi diye suçladılar.
Şimdi ise 8 ayda dolar 3 TL’yi aştı.
Bu durumu normal karşılıyorlar.
Yaşanan bu kur artışının faturası halka çıkacağını bile bile bunu yaptılar.
Asıl ağır faturayı önümüzdeki yıllarda hep birlikte ödeyeceğiz.
Bunu ben söylemiyorum, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Babacan söylüyor.
Yine AKP’nin kurucularından Ayşe Böhüller’in yaptığı açıklamalar yıllardır bizim ısrarla söylediğimiz konulardır.
Liyakatli olmayan sadece imam hatip cvsi olan insanlara öncelik verildi.
Bunu ben söylemiyorum Ayşe Hanım söylüyor...
Geçte olsa bu konuları görmek elbette önemlidir.
Ortaya çıkanlar sadece buzdağının küçük bir parçasıdır.
Peki son 13 yılda hayal edilmesi bile imkansız olan zenginleşmelerin devlete, bu ülkeye vatandaşa maliyeti ortaya çıkınca esas gürültü o zaman kopar.
Her fırsatta İMF’ye borç yok deniliyor peki Bakan Mehmet Şimşek’in önümüzdeki 1 yıl içerisinde 150 ile 200 milyar dolar dış ödeme olduğunu söylüyor.
Bu ödeme kimin borcu olduğunu merak ediyorum.
Bakalım önümüzdeki günler daha bilmediğimiz neleri öğreneceğiz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.