Virüsün Mağdurları Market Çalışanları
Salgın sonrası en yoğun çalışılan işyerlerinden biri de marketler. Dolayısıyla market işçilerinin çalışma koşulları ağırlaştı, boşalan rafların düzenlenmesi işçilerin mesai saatlerini artırdı. İş yoğunluğundan dolayı çay ve yemek molalarını tam olarak kullanamayan işçiler, tuvalete dahi zor gider hale geldi.
Büyük marketlerin yönetimleri, ilk günlerde maske ve eldiven kullanımını yasaklamıştı ancak müşterilerin artan şikayetleri üzerine koruyucu ekipmanlar kullanılmaya başlandı. Kronik rahatsızlığı bulunan işçilereyse zorunlu yıllık izin ya da ücretsiz izin dayatıldı. Hafta sonları başlatılan sokağa çıkma yasağının faturası bile market işçilerine çıkartıldı. Birçok mağaza, çalışanlarına gönderdiği mesajda haftalık izinlerini sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde kullanabileceklerini kalan diğer gün için ise hafta içi fazla mesai yaptırılacakları bildirdi.
Konuştuğum market işçilerini asıl kaygılandıransa sağlıkları. Çünkü her gün yüzlerce ürünle ve müşteriyle temas içindeler. Malzemelerin yerleştirilmesinden, müşterilerle olan iletişime kadar gün içinde o kadar çok sosyal temas kuruyorlar ki, virüse yakalanmaktan ve eve gittiklerinde ailelerine bulaştırmaktan korkuyorlar.
Salgın sonrası evlere servis yapmaya başlayan bir market zincirinde çalışan kadın işçi “Evde kal” ya da “Mesafeyi koru” çağrılarının kendileri için bir şey ifade etmediğini söylüyor. “Evlere servis” ile iş yüklerinin fazlasıyla arttığını belirten market çalışanı, “Çalıştığım marketin başlattığı mobil uygulama ile evden sipariş verenlere aldıkları ürünleri kapılarına kadar götürüyoruz. Zaten markette çalışmak böyle bir dönemde riskli ve yorucu iken bu durum beni ve tüm çalışanları çok daha korkutuyor ve yoruyor. ‘’
‘’Gittiğimiz evlerde kimler var, rahatsızlığı var mı, salgına yakalandı mı bilmiyoruz. Zaten markette çalışmak riskliyken başka evlere gitmek, insanlar ile bir arada bulunmak daha riskli değil mi? İlk başlarda market arabasıyla ağırlık ve mesafe aralığı fark etmeksizin yapılan bu uygulama sosyal medyada tepki gördükten sonra değişti. Artık araba eşliğinde gidiyorsunuz. Ama yine yakın mesafeye yürüyerek götürüyoruz. Artan iş yükü ücretlerde hiçbir iyileşme yaratmazken haftalık izinlerimizi de sokağa çıkma yasağına göre ayarladılar” dedi.
Psikolojilerinin de etkilendiğini ifade eden market çalışanı, “Bir de tüm bunlar yetmezmiş gibi, kimi öfkeli, sabırsız müşterilerimiz, market çalışanlarını ‘işe yaramaz’ gibi görüyor ve adeta robot, makine gibi çalışmak zorunda olduğumuzu zannedip bizlere kötü davranıyor. Psikolojimiz iyice alt üst oldu.
Fiyat pahalılığının sorumlusu biz değiliz. Ürünlerin bitmesinin sorumlusu biz değiliz. Salgın başladığından bu yana kendini risk altında gören, iş yükü arttığı için daha çok yorulan, yoğunluktan kaynaklı fiziksel ve psikolojik olarak yıpranan onlarca market çalışanı işi bırakmak zorunda kaldı. Ben de hastalığa yakalanmaktan, birine bulaştırmaktan çok korkuyorum” ifadelerini kullandı.
Koronavirüs salgınının yayılmaya devam ettiği Türkiye’de, hastalığın bulaşıcılığı açısından en riskli çalışma alanlarından biri olan marketlerin patronları daha fazla kazanırken market işçileri çok daha ağır koşullarda çalışmaya devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.