VEFA!
2012’de Yavuz Unsur döneminde mucizevi bir şekilde 3.ligde kalan Gebzespor’un gizli kahramanı İlker Çakır’dı. O dönemde karşılık beklemeden Gebzespor’a en çok maddi desteği vermişti dillendirilmedi.
1 yıl sonra Darıca Gençlerbirliği yönetimine yazıldı. Kırmadan, gönülden gerekli desteği oraya da verdi. Cebiyle birlikte gönül kapılarını ardına kadar açarak Gebze insanının hiç alışık olmadığı bir karakter ortaya koyan İlker Çakır 2014’ün temmuz ayında tüm Gebze’nin ve yerel yönetimin seyirci kalıp kapanmasını beklediği Gebzespor’u hiçbir karşılık beklemeden sahiplendi. Kolları sıvadı önce kulübün yıllardır bir dağ gibi biriken geçmiş borçlarının yüzde 90’lık kısmını 1 yıllık zaman zarfı içinde ödedi.
Bununla kalmadığı gibi şahısların kişisel icralık borçlarını üstlendi. Taraftar, medya gibi camianın umutsuz yapılarını heyecanlandıracak hamleler yaptı. Sadece Gebzespor’u sahiplenmedi. Amatör kulüplere, salon sporlarına, derneklere, bireysel ihtiyaçlara, sosyal sorumluluk içeren her organizasyona destek verdi. Kapısına gelen kimseyi boş çevirmedi. Eski borçlar, tesisler, stat protokolü(spor bakanlığının yapması gereken) bir çok alanda Gebzespor’u elit bir camia konumuna getirirken büyük Gebzeli ve Gebzespor’lular 50-100 TL verip te bir kombine dahi almadığı gibi konuşurken, eleştirirken mangalda kül bırakmadılar.
Nasıl olsa İlker Çakır vardı öderdi diyerek işin içinden çıkacak kadar da vurdumduymazdılar.
Bugün gelinen nokta da; 3 yıldır verilen bu mücadelenin karşılığında İlker Çakır’ı o futbolcuyu almadı. Şu futbolcuyu gönderdi. Gebzespor şampiyon olmadı diyerek bu işlerden soğutmak kadar basit bir şey olamaz. Yok saymak, saha sonuçlarına bakarak tavır takınmak vefasızlığın en büyüğü olur. Bırakın Gebze’yi Kocaeli’yi Türk futbolunda İlker Çakır karakterinde kaç tane adam var?
Hata yada başka bir durum bu sezon şampiyonluk için ortaya bir mücadele koyuldu. Her şey yapıldı. Yapılmayanları da bir tecrübesizlik, şansızlık olarak değerlendirmek ve daha iyisini yapmak için yol gösterici bir duruş sergilemek daha doğru olur. Bir futbol şehri Zonguldakspor her yıl 3-4 milyona takımlar kurmasına rağmen 6 yıl sonra 3.lige çıkabildi. Bu örnekler bizi ilgilendirmez ancak bunlar futbolun içinde olan şeyler demek ki inadına daha iyi hamleler yapmak gerekiyor.
Bizler millet olarak sevdiklerimizin ve doğru karakterlerin değerini yanımızdayken değil, kaybettiğimiz de anlıyoruz. O yüzden hassas bir süreçten geçiyoruz, eylemlerimize, söylemlerimize dikkat etmemiz gerekiyor.
Gebzespor dışında süper amatör ligde bile takım çalıştırmak için teklif alamayan hocalar transfer yasağının kalkması için yüzde 30’u kabul etmeyerek fırsatçılık yapmaktan geri kalmadılar. 6 yıldır tek kuruş alamadıkları paralarının tamamını istediler.
Nasıl olsa İlker Çakır var diyerek etliye sütlüye karışmayan yerel idareciler de yok değildi. Bugün Gebze’de İlker Çakır gibi net olan, hiçbir kişi ve kurumun etkisinde kalmayan, siyasi beklenti ve koltuk kaybetme korkusu yaşamayan 3-4 siyasi idarecimiz olsun, Gebze sosyal ve sportif anlamda inanılmaz bir büyüme yaşar.
İlker Çakır kulübün hangi sorunlarına yetişecekti. Eski borçlar, kulübün mevcut sorunları, camianın bitmek bilmeyen istek ve arzuları, transferler, hoca kararları derken mutlaka bir yerlerde yolunda gitmeyen işlerde olacaktı.
Buda sportif alanda oldu. Dünyanın sonu değil, elbette Gebzespor’un normal şartlarda bu sezon elini kolunu sallaya sallaya şampiyon olması gerekirdi olurda da ancak bazen kısmetin önüne geçilmiyor. Bunun nedenlerini sezonda içinde ve geçmiş yazılarımızda sık sık dile getirdik. Başkanından, yönetimine, taraftarından, gazetecisine, masöründen, malzemecisine kadar herkes burada sorumluluk alıp Gebzespor şampiyon olamadıysa burada bizimde hatalarımız mutlak vardır diyebilmeli. Maça gelmeyen, takıma destek vermeyen, 50 TL’ye kombine almayan esnaf, iş adamı, bakkalcı çakkalcı oturduğu yerden asıp kesmemeli. Gelip sahip çıkacaksın, benim şehrim benim takımım diyeceksin. Lafla peynir gemisi yürümüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.