İsmail Kadı

İsmail Kadı

UĞUR MUMCU’YU ANLAMAK...!

UĞUR MUMCU’YU ANLAMAK...!

 

Bir kaç günlük aradan sonra yeniden sizinle birlikteyim.

Bu arada neler yaptığımı söylemeliyim.

Geçtiğimiz hafta sonu yakın bir akrabamın rahatsızlığı nedeniyle Trabzon’a gittim.

Oradan Hopa’ya geçtim, Trabzon, Sürmene, Maçka derken Doğu Karadeniz’i bir solukta dolaşmış oldum.

Her yer insanla güzeldir.

Göç Karadeniz’i boşalttı ve yalnızlaştırdı.

24 Ocak çarşamba günü Gebze’ye geri döndüm.

Uğur Mumcu yazısı geç kalmış bir yazı olmasına karşın Uğur Mumcu’nun ölümünün 25. yıldönümünde bana ait köşemde bir şeyler yazmalıyım.

Her 24 Ocak da Uğur Mumcu’yu ömrüm yettikçe yazmaya ve anmaya kararlıyım.

Çünkü araştırmacı gazeteciliğin Türkiye’deki gelmiş geçmiş en önemli ismi Uğur Mumcu’yu anmak ve hatırlamak gazeteciliği savunmaktır.

Gazetecilik gerçeklere ulaşmak ve bu gerçekleri topluma aktarmak en geniş kesimlere duyurmayı meslek edinmektir.

Karanlığın ve baskının egemen kılınmak                          istendiği zamanlarda gerçekleri söylemek ve doğruları savunmak tek başına devrimci bir eylemdir.

2018 Türkiye’sinde Uğur Mumcu’yu anmak ve anlamak da öyle birşeydir.

Gazeteciliğin sadece gerçeklerden ve gerçeklikten beslenen bir meslek olduğunu bilen gazeteciler kendilerini yaptıkları işin normlarına her koşulda uymakla sorumlu görür ve her ne pahasına olursa olsun buna sadık kalırlarsa hem güçlü olurlar hem de özgüven kazanırlar.

Siyasi iktidarın halkı olağanüstü bir dönemden geçildiğine inandırmaya çalıştığı  bir zamanda objektif gazetecilik etiğine bağlı kalırsak ülkede olağan dışı durumların süreklilik kazanmasının önüne geçmiş oluruz.

Gerçeği savunmanın temek kuralı iktidarın ve yandaş medyanın kullanmış olduğu dilden ve üsluptan uzak durmak olmalı.

Gerçeğin dilini konuşmalı ve onu geliştirmeliyiz.

Bir başka önemli konu ise, böyle günlerde gazeteciler gerçeği bulup ortaya çıkartmalıdır.

Gerçekleri ihmal etmek yavaş yavaş özgürlüklerden vazgeçmektir.

***

Metal İş kolunda toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştı.

Bunun üzerine Metal iş kolunda örgütlü bulunan üç sendika grev kararı aldı.

İşveren de lokavt uygulayacağını ilan etti.

Bakanlar Kurulu hemen devreye girdi, Milli Güvenlik gerekçesiyle sendikaların grev kararlarını süresiz ertelemiş oldu.

Bu durum anlaşılması güç bir tablo ortaya çıkarttı.

Metal patronları her seferinde milli güvenlik gerekçe gösterilerek korunmuş oldu.

Medyanın kendisine empoze edilen yalanları yayma rolü bilerek ve isteyerek ya da baskılara teslim olarak üstlendiği bir ülkede gerçeklerin üzeri hep örtülür.

O zaman iktidar ve muktedirleri eleştiri hakkı kendiliğinden ortadan kalkmış olur.

Çünkü iktidarı eleştirmenin zemini her zaman gerçekler olmuştur.

Basın özgürlüğü işte o nedenle önemlidir.

İktidar sözcüleri istiyor ki hiç kimse onları eleştirmesin herkes onların söylediklerine biat etsin.

Bu çağda bu beklenti mümkün değil.

Bu yazı toplam 1702 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi