TÜM BU YAŞANANLARIN CEVABINI ARAMALIYIZ...!
Cumartesi günü BİLKAR’da önemli bir söyleşi vardı.
Söyleşinin modorotörlüğünü Gazetemiz yazarı Halil Yeni arkadaşımız yaptı.
Konuk Fakir Baykurt’un kızı Işık Baykurt’tu.
Çok yönlü ailenin bireyi olmak önemlidir.
Önce Fakir Baykurt’un kim olduğunu dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım.
Fakir Baykurt iyi bir eğitimci, aynı zamanda Türkiye Öğretmenler Sendikası TÖS’ün kurucu başkanı olmuş.
13 roman yazmış, 14 öykü kaleme almış bir fikir insanı.
Bu konuya deyinmemin amacı eğitimdeki geldiğimiz içler acısı durumdur.
BİLKAR’daki söyleşi sadece geçmişte yaşanmış bir anıyı tazelemek değildi.
Çok yönlü bir eğitimcinin nasıl olması gerektiği, aynı zamanda ülkemize bırakmış olduğu derin izlerdir.
Fakir Baykurt sadece bir öğretmen değildi, gericiliğe karşı aydınlanmanın panzerihiriydi!
Örgütlü bir toplumun neleri başarabileceğini kendisinden sonraki kuşaklara miras olarak devretmiştir.
Düşünün bir aydınlanmacı fikir ışık hızıyla Türkiye’nin her tarafına ulaşmayı başarmıştır.
Fakir Baykurt Köy Enstütülerinden 1948 yılında mezun olmuş.
Köy çocukları kitap okusun diye eşşekli kütüphane fikrini hayata geçirmiş.
Yıl 1950 köy entstütüleri kapatılmış, aradan geçen 66 yıl sonra düşüncesi beğenilmeyen öğretmenler sorgusuz sualsiz işten el çektiriliyor.
Bunun en somut örneği, geçtiğimiz hafta Çayırova’da yaşandı.
Alevi kökenli bir öğretmen aynı zamanda Eğitim-Sen üyesi hangi gerekçe ile görevden el çektirildiği belli değil.
Yine bir başka görevden alma olayı Darıca’da yaşandı.
Eğitim-Sen üyesi olan bir bayan öğretmen açığa alındı.
Her iki ilçenin Milli Eğitim Müdürleri bu konuda açıklama yapmak zorundadır.
Açığa alınan öğretmenlerin suçu ne olduğunu hepimiz öğrenmek istiyoruz.
Keyfi uygulamalar bu ülkeye ve bu kentte hiç bir şey katmaz.
Tüm bu yaşananların cevabını aramalıyız.
Aksi halde daralan bir cenderenin içerisinde kayboluruz.
Eğitim sistemi bozuldukça neleri kaybettiğimizi zamanla daha iyi göreceğiz.
Türkiye genelinde en başarılı okulları dağıtmak isteyen eğitim sistemi ile karşı karşıyayız.
Fakir Baykurt’un kızı Işık Baykurt’u dinlerken o dönemde yaşananların bugünki durumdan çok farklı olmadığını fark ettim.
Kendi ülkesinde eğitime katmış olduğu değerler yüzünden bir çok sıkıntı yaşayan Fakir Baykurt’un kitapları başka ülkelerde edebiyat derslerinde kaynak olarak gösteriliyor.
Bizim ülkemizde ise okuma-yazma oranı gün geçtikçe düşüyor.
Bunun nedeni sanata ve edebiyata getirilen yasaklardır.
Siyasal iktidarlar yapılan her faaliyetin kendilerini övmesini istiyor ve bekliyor!
Dünya’nın hiç bir medeni ülkesinde sanat ve edebiyat güç sahiplerinin emrinde olmamış.
Bu yüzden sanatla, edebiyatla ilgilenen aydınlar her dönem cezalandırılmış.
O yüzden dün bugünden farklı olmadığını bir kez daha sergilenmiştir.
Çünkü bugün daha ağır koşullar yaşıyoruz.
Tek çıkış yolu sanat ve edebiyatı yeniden ayağa kaldırmak topluma sevdirmektir.
Yasaklarla, öğretmen kıyımlarıyla ancak karanlığa gidilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.