BARBAROS TANTAN

BARBAROS TANTAN

Tanzim satış noktaları ve maliyet

Tanzim satış noktaları ve maliyet

 

 

Çarşı pazara hükmedemeyenlerin, kendi tabanından gelen ‘’aç kalıyoruz’’ feryadına kulak tıkayamayanların bulduğu çözüm, önceki Türkiye’nin yerel yönetimlerinde insanların yaşamına dokunan başarılar elde etmiş olan CEHAPE zihniyetinin projelerinden olan TANZİM SATIŞ’lar oldu.

Yani, kısacası YENİ KÖYE ESKİ ADET getirdiler…

Oldu mu ya da olacak mı ?

Bu soruya ‘göreceğiz’ ya da ‘mutlaka ucuzlama yaratacaktır’ yanıtını verenlerin tavrı yanıltmaktan öteye gidemez. Çünkü, üretim maliyetlerini düşürmeden ürünün fiyatını düşüremezsiniz. Düşürmüş gibi yapıp ‘indirimli fiyatlarla satış da yapılabiliyor’ algısı yaratmak için göstereceğiniz çabanın maliyeti yine halka çıkartılacaktır.

Çünkü, AKP-Saray ittifakının sebze-meyve piyasasına müdahalesi olan tanzim satış noktalarındaki ürünler (10 ayrı sebze) Tarım Kredi Kooperatifleri’nce üreticiden değil tedarikçiden fatura yerine müstahsil makbuzuyla alınıyor.

Ortaya çıkan zararın kime fatura edileceğini kestiremeyen halkımız, sonuç olarak bu maliyetin kendisine yansıyacağından şüphe ediyor ki, bu şüphe sapına kadar doğru…

Öncelikle mega kentlerdeki duruma bakmak lazım…

İstanbul ve Ankara'daki 65 tanzim satış noktasında satılan 10 ürünün 6'sı sera çıkış fiyatının altında, 4'ü de nakliye maliyetini bile karşılamayacak kadar düşük bir fiyat farkıyla halka satılıyor.

Eeeee, bu farkı kim karşılayacak. Farkın yaratacağı maliyet açığı kimin sırtına yüklenecek dersiniz ?

Kasaba kurnazlığına bakar mısınız ?

Tedarikçi firmalardan Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından fatura yerine müstahsil makbuzuyla alınan ürünler, ‘direkt üreticiden alınıyormuş gibi gösteriliyor.

Bu durumu, Ticaret Borsası yöneticileri tespit edip kamuoyu ile paylaşıyor.

Bitmiyor;

Tanzimlerdeki personel gideri hariç olmak üzere paketleme ve nakliye giderlerini de bu tedarikçi şirketler ödüyor.

İyi de, arada oluşan zararı Tarım Kredi Kooperatifleri mi yoksa belediyeler mi karşılayacak ?

Orası belli değil.

Ama, farketmez. Hangi kurum karşılarsa karşılasın, maliyet halkın sırtına binecek, burası kesin.

Fiyatların bu kadar yüksek olmasına suçlu aranıyorsa, birinci sırada yüzünü bir türlü göstermeyen güneş, ikinci sırada ise tarladaki üretimi desteklemek yerine seracılığı özendiren politikalardır.

Her ürünü dört mevsim yeme zorunluluğumuz yok ki. Bunu sağlamak için yapay çözümler olarak seracılığa destek veren politikaları on yıllardır başarıymış gibi sunanlar, tarladaki mevsimsel üretimin yaratacağı kapasiteye sırt çevirdiği için, bırakın mevsim harici sebze ve meyveyi mevsimi gelenini bile uygun fiyata alıp yiyemez duruma geldik.

Evet, örtü altı tarımda eğer hava soğuksa doğal olarak maliyetler de yükseliyor. Ancak hava ısınırsa masraflar azalıp ürün miktarı artıyor. Bu denklem doğru.

Ama, bu denklemi oluşturan tüm veriler bir sonuç. Söz konusu sonç yerine daha verimli bir politika izlenerek elde edilecek değişik sonuçlar herkesi rahatlatacaktır.

Tabi, önce niyet lazım…

Tarım Kredi Kooperatifleri'ne yazdırılan zarar çiftçiye destek olarak verilse, sebze fiyatları tanzim satışta satılanlardan bile daha düşük olurdu.

 

Bu yazı toplam 3577 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
BARBAROS TANTAN Arşivi