“SÖZÜN BİTTİĞİ YER”
Bir arkadaşım Türkmen Kerkük Meclis başkanı Münir Kafili’ nin şehit edildiğini, Filistinli çocukların öldürülüşünü yazmış ve başımız sağ olsun deyip ‘sözün bittiği yer’ diye de eklemiş.
Öyle çok acı ve şaşkınlık verici olaylar yaşıyoruz ki, her seferinde de haklı olarak “sözün bittiği yer” deyimini kullanıyoruz.
Daha önce bir yazımda, sadece paranın değil sözcüklerin de devalüasyonu var demiştim. Bir sözcüğü her hangi bir nedenle çok kullanıp da gereğini yapmadığımız zaman, algılarımızda etkisini ve büyüsünü yitiriyor. Son yıllarda dini terimlerin, millilik ve vatan gibi kavramların, hukuk ve adalete dair terimlerin büyüsünü kaybetmesi gibi.
Şimdiye kadar kutsal saydığımız bütün kelimeler öncelikle siyasiler eliyle ne yazık ki, gerekli gereksiz her yerde kullanılarak algılarda değersizleştirildi. Bu yüzden, bu gün Türkiye’de kutsal değerler enflasyonu yaşandığını söylemek yanlış olmaz.
Sözün bittiği yer, deyimi için de bir enflasyondan bahsetsek de, bu deyimin çok kullanılma nedenini, bir biri arkasına yaşadığımız acı ve inanılması güç olayların bir sonucu olarak değerlendirmek gerekir. Buna rağmen, bu deyimin sık kullanılması ben de bir enflasyon duygusu uyandırmıyor değil.
Belli ki yaşayacağımız üzücü olaylar bitmeyecek ve biz daha çok ‘sözün bittiği’ noktalara geleceğiz. Acaba diyorum bu deyimin yerine başka bir deyim veya başka bir söz bulabilir miyiz? Affınıza sığınarak, mesela ‘sözcüklerin sustu nokta’, ‘kelimelerin küstü yer’, ‘sözcükler katledildi’ olabilir mi? Bazen çaresizlikten insan saçmalayabiliyor, şu an ben de olduğu üzere.
Sözler hiçbir şartta bitmiyor aslında. Sözün bittiği yer deyimi acı ya da öfkenin içinde çaresiz kalmanın ifadesi. Bu kadar çok sözün bittiği yer söylemini kullanacak olaylar yaşamamız Türkiye için hiç de iyiye delalet değil.
Münir Kafili ile birlikte öldürülen bütün Türkmenlere, ölen her masum insana Allah’tan rahmet diliyorum ve İslam dünyasındaki birbirini öldüren, perişan yaşamlara sebep olan iktidar kavgalarının bir an önce bitmesini diliyorum.
Bunca ölüm, zulüm nereye kadar…?