SOKAĞIN BİNBİR HALİ...!
Bizim atasözlerimiz yaşanmış olaylar üzerinden bir çok konuya uyarlanır.
Salı günü sabah erkenden evden çıktım.
Osmanyılmaz mahallesi 604 sokakta çöp bidonunun etrafında bırakılan çok sayıda eski elbiseler gördüm.
Çöp bidonuna yaklaştım içerisi bomboştu.
Şimdi kime kızsam diye kendi kendime sordum.
Gebze’nin en eğitimli mahallesinde bu yapılırsa diğer mahalleleri siz düşünün!
Her evin önüne bir çöp bidonu yerleştirilmiş.
Amaç insanlar sokağa çöplerini atmasın diye.
Herkese kolaylık sağlanmış.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Kapısının önüne çöpleri atan vatandaşı yakalayıp bir hafta boyunca o sokağı temizleme cezası vermek en uygun olanıdır.
Bir kaç yıl önce Almanya’ya gitmiştim.
Her binanın alt katında çöp bidonları bulunmakta.
Her çöp için ayrı ayrı çöp bidonu yerleştirilmiş.
Kağıt için ayrı, plastik için ayrı, evsel atıklar için ayrı bidon bulunmakta.
Eğer kaza ile kağıt çöpüne başka atık atmışsan o çöp oradan alınmaz.
O işi yapan aile bireyi durumu düzeltene kadar çöpler bekletilir.
Şimdi çöp konusu sadece bir örnek.
Deveye sormuşlar boynun niye eğri o da demişki nerem doğru ki...!
Hergün Anibal Kavşağını kullanarak işyerime geliyorum.
En fazla trafik ihlali de Anibal Kavşağı’nda yaşanıyor.
Halk otobüsü ile minübüsler ters yönden gittiğine çoğu kez tanık oldum.
Kural ihlali yapan sürücüye birşey söylesen vay başına gelene.
Hatta dayak bile yeme ihtimalin olur.
Bir kaç gün önce Özel gebze Koleji’ne gidiyorum Fatih Devlet Hastanesinin ışıklarına geldim, yeşil ışık yandı geçmeye kalkıştım.
34 M 5722 plakalı Gebze Harem minübüsü yukarıdan aşağıya daldı geçti.
Eğer kaçmasam beni önüne katıp sürükleyecekti.
Az ilerideki ışıklarda yine kırmızı ışık yanıyordu orada da durmadı devam etti gitti.
Aracın plakasını aldım, kendi kendime şu soruyu sordum; “para cezası ödeyerek iş halloluyor”
Trafik o minübüs hakkında ne işlem yaptığını merak ediyorum.
Gelişmiş ülkelerde kırmızı ışıkta geçmenin cezası çok ağırdır.
Yeniden ehliyete tabi tutuluyor, psikolojik tedavi görüyor.
Bizde olsa “sanane kardeşim işine bak denir” bir de üstüne üstlük zılgıt yersin.
En sinir bozucu konulardan biri de halk otobüsleri, minübüsler, kamyonlar şehir içerisinde klaksiyon çalmalarıdır.
Çaldıkları kornalar normal bir korna değil 2 km ileriden sesi duyuluyor.
Son derece sinir bozucu gürültü kirliliği yaratan bir durum.
Gelişmiş ülkelerde zorunlu olmadıkça şehir içerisinde klaksiyon çalınmaz.
Biz de ise hiç birşey olmamış gibi sürücü yoluna devam eder gider.
Hatta polis noktalarında bile bu tür ihlallere çoğu kez tanık oldum.
Şehirde yaşamakla kentli olunmuyor!
Alacak çok yolumuz, öğrenecek çok konumuz var...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.