Adım adım seçim takvimine girmiş durumdayız. Meydanlar ve sokaklar parti afişleriyle donatılmaya başladı bile. Cumartesi günü devletlimiz Kocaeli’nde açılışı yapılmış pek çok hizmeti yeniden hizmete açtı. Ne diyelim? Biz bu durumlara alıştık artık! Gündemde kalmanın tüm yöntemleri icra ediliyor. Sokaklarda bilbordlara asılan afişler, yapılan duyurular eskisi gibi insanların ilgisini çekmiyor artık. Herkesin işe, aşa, geleceğe ihtiyacı var. Nedense, gelecekle ilgili iktidar sözcülerinden güven verici açıklama henüz duymuş değiliz. Varsa, yoksa gerilim yaratmak, yeni yasaklar üzerinden oy devşirmek. Vatandaşın önüne yerel seçimlerde beş yılda bir, genel seçimlerde ise dört yılda bir sandık geliyor. Ancak buradaki sıkıntı iktidar devletin tüm imkanlarını seçimlerde hoyratça kullanıyor. Muhalefet partileri ise, sınırlı imkanlarla seçim kampanyası yürütüyor. Demokratik seçimlerde siyasi partilerin genel başkanları başta devlet televizyonları olmak üzere, tüm televizyonlarda iktidar olduklarında neler yapabileceklerini söyleme imkanı bulurdu. Şimdi ise, bakıyorum iktidara yakın gazete ve televizyonlar iktidar dışında hiç bir siyasi partinin haberine yer vermiyor. Bunun ismi, Demokratik bir yarış değil. Parası olan, gücü elinde bulunduran, topluma yanlışları doğru diye sunuyor. Yaşanan bu haksızlığa kim itiraz edecek? Yargı kararları uygulanmıyor. Böyle bir süreçte çıkacak olan sonuç, hiç kimseyi tatmin etmez!... 7 Haziran seçimlerinde yapılacak olan millletvekili yarışına iki siyasi parti sıkıntılı ve stresli giriyor. Bu partilerden birisi HDP, diğeri ise AKP. HDP, ilk kez seçime parti olarak katılıyor, bu yüzden mutlaka barajı geçmesi gerekiyor. Şimdiye kadar Kürtlerin oylarının önemli bir bölümü AKP’ye gidiyordu. Bu seçimlerde ise Kocaeli Bölgesi’nde Kürtler ağırlıkta HDP’yi tercih edecek. Tabi ki, bu seçim yarışlarının demokratik yöntemlerle olmasını canı gönülden arzu ediyoruz. Aksi halde daha fazla oy alma uğruna sıkıntı yaşanmasın!,,