İki gündür üst üstte yapılan saldırılarla sarsıldık.

Saldırıları kimin veya kimlerin yaptığı çok önemli değil.

Önemli olan bu tür saldırıların hedefi haline nasıl geldiğimizdir.

Başkentimizin Devlet semtinde çarşamba günü akşam saatlerinde bomba yüklü bir aracın patlatılması hepimizi derinden sarstı.

Böyle bir saldırıyı PKK, PYD veya İşid’in yapmış olması bizim acımızı hafifletmez.

Aksine bu denli korunaklı bir kentin en işlek caddesinde böyle bir saldırı olması bize Ankara Garında patlayan canlı bombaları hatırlattı.

Demek ki, aradan geçen süre içerisinde yeterince dersimize çalışmadık.

Ölen veya öldürülen insanların düşünceleri makam veya mevkileri hiç önemli değil.

Sonuçta hepsi bizim insanımız.

Bizim için insan olmaları yeterli nedendir.

Bu işin elbette sorumluluğunu taşıyanlar hamaset nutukları çekmek yerine nerede ve nasıl yanlış yapıldığının özeleştirisini yapmalı.

Bu ülkeyi yönetenler hiç bir gerekçe veya mazeretin arkasına gizlenemez.

Varsayalım ki, bu saldırının faili PYD olmuş.

Peki ölen insanları geri getirir mi...?

Bir devlet yöneticisinin mazeret üretme hakkı var mı?

Yüksek sesle bağırarak sorumluluktan kaçmak mümkün mü?

Güçlü devlet ayrıştırıcı söylemlerle olunmuyor.

Güçlü olmanın temel koşulu akılcı ve birleştirici olmaktır.

Bunların hiç birini yerine getirmeyeceksin akşam sabah insanlara parmak sallayacaksın.

Bu ülkenin öncelikli sorunu ne Başkanlıktır ne de yeni anayasadır!

En büyük sorunumuz barış ve kardeşliğimiz makan mevki uğruna feda edilmesidir!

En zor günümüzde bile ortak noktada biraraya gelemiyoruz.

Genel yaklaşım  “ya benim gibi ol veya seni korku tüneline sokarım”

Farklılıklarımız zenginlik olmaktan çıkınca herkes bir diğerini ötekileştirme yöntemiyle itibarsız hale getiriyor.

Görünen durum hiç bir konu uzlaşamıyoruz olmamızdır.

Her saldırının ardından acı çekiyoruz.

Ancak yeterli önlemi almıyoruz veya alamıyoruz.

Önce sınır boylarımızı güvence altına almalıyız.

Ardından birliğimizi, dirliğimizi sağlamalıyız.

Aksi halde her saldırının arkasından mazeret üretmekten başka çözüm bulamayız.