Her kirli savaş birilerini zengin eder.

Büyük çoğunluğu da çok acılar yaşatır.

Unutkan bir toplum olduğumuz için son 12 yılda hafızalarımızı zorlayarak yaşadıklarımızı yeniden hatırlamaya çalışalım.

2003 yılında Irak’ı Saddam’dan kurtarmak için olmadık yalanlar söylendi.

Nükleer silahtan tutun kimyasal silaha kadar bir dizi ağır ithamlarda bulunuldu.

Birleşmiş Milletler gözetiminde Irak işgal edildi.

Bahsedilen silahların hiç biri çıkmadı.

Buna rağmen hiç kimse işgalden geri adım atmadı.

Bir milyona yakın insan öldürüldü.

Bir buçuk milyon kadına tecavüz edildi.

Milyonlarca insan topraklarını terk etti.

Mülteci haline geldi.

Bu yalanları uyduranlar Irak’ın tarihini, kültür varlıklarını, yer altı kaynaklarını yağmaladı.

Geriye bölünmüş, herşeyini kaybetmiş Irak kaldı.

Hatırlayın bakalım Irak için 2003 yılında tezkere talep edilmişti.

Saddam gidince her şeyin normalleşeceği yalanı uyduruldu.

Saddam gitti Irak halkı acı çekmeyi sürdürüyor.

IŞİD çeteleri erkeklerin başını keserek öldürüyor, kadınları ganimet olarak pazarlarda satıyor.

Anlayacağınızı kirli bir savaşta kullanılan tüm yöntemler deneniyor.

Aynı oyun Libya’da sahnelendi.

Kaddafi öldürüldü, Libya Libyalılara kalmadı!

Bugünkü Başbakanımız o dönem Dış İşleri Bakanlığı koltuğunda oturuyordu.

Muammer Kaddafi’yi devirmek isteyen muhaliflere uçaklarla dolar taşıdığını övünerek anlatıyordu.

Şimdi sıra Başar Esad’a geldi.

Bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisinde sınır ötesi tezkeresi çıkartılacak.

Muhtemelen bayram öncesi tezkere meclisten geçmiş olur.

Ortadoğu bataklığının çevresinde dolaşıyorduk.

Şimdi ise bataklığın içine girmeye hazırlık yapılıyor.

Tarih bilgisinden yoksun olanlar çok özleyip geri getirmek istedikleri Osmanlının Ortadoğu bataklığında nasıl çökertildiğini tekrar sorgulasınlar.

Bu tezkere Suriye’de körüklenen mezhepçi, çeteci kaosun ülkemize daha çok taşınması demektir.

IŞİD katliamına uğrayan Türkmenler, Ezidiler ve tüm Ortadoğu mazlum halkları olacaktır.

Bu kirli savaşın tarafı olmayalım.

Ortadoğu bataklığına ülkemizi sürükleyenler tekrar yeniden düşünsün.

Savaş en son başvurulacak bir yöntemdir.

Bu dileklerimle tüm okurlarımızın Kurban Bayramı’nı en içten dileklerle kutlar, barışın bölgemizde egemen olmasını dilerim.