Halil Yeni

Halil Yeni

Otuz Yıldır Sönmeyen Ateş

Otuz Yıldır Sönmeyen Ateş

Bundan yıllar önce binlerce kişi, yüzlerce asker ve polisin önünde, saatlerce bağırıp çağırdıktan sonra bir oteli içindekilerle birlikte yaktılar. Otelin içinde insanlar vardı, yazarlar, şairler, müzisyenler vardı.

2 Temmuz 1993 tarihinde 35 insanımızın, tempolu alkışlar ve sevinç naraları eşliğinde ateşe verilerek öldürüldüğü Madımak katliamının üzerinden 30 yıl geçti. ‘Yak ulan yak, cehennem ateşi’ diyerek gerçekleşen katliamı unutmadık.

Pir Sultan Abdal şenlikleri kapsamında pek çok sanatçı ve fikir insanı Sivas’a gitmiş, saldırılar şenliklerin ikinci günü, 2 Temmuz 1993’te yükselmişti. Binlerce kişi cuma namazından sonra ‘’şeriat isteriz’’ sloganlarıyla sanatçıların kaldığı madımak Otelini ateşe vermişti. Otel yakılmadan birkaç saat önce çekilen bazı fotoğraflar her şeyin planlı olduğunu ortaya koyuyordu. Saldırganların ellerinde benzin bidonlarının yanı sıra, silahlar da vardı. Kimileri ellerinde telsizlerle bir yerlerle haberleşiyordu. Grup ilk önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi. Daha sonra otelin perdelerini tutuşturarak oteli ateşe verdiler. 35 kişi yanarak ya da boğularak hayatını kaybetti.

30 yıl önce insanlık tarihine büyük bir utanç günü eklenirken ne yazık ki Madımak katliamıyla yüzleşilmedi. Arkasındaki karanlık aydınlatılmak istenmedi. Katliamın siyasi sorumluları, organizatörleri adaletin karşısına çıkarılmadı.

2 Temmuz günü ülkemizin her yerinde inkârcılığa, asimilasyona karşı, eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü için yüzlerce kişi yan yana geldi. Başta Aleviler olmak üzere Alevi yurttaşların yaşamsal taleplerini önemseyen ve dayanışma içinde olmak isteyen halk değerli buluşmalar gerçekleştirdi.

Fakat gelin görün ki ülkenin her yerinde binlerce insanın katıldığı bu buluşmalarda ilan edilen talepler birçok medya kuruluşu tarafından haber değeri dahi görmedi. Peki, bu binlerce insanı farklı şehirlerde yan yana getiren talepler nelerdi?

İlk olarak belirtmeliyim ki Aleviler, toplumda var olan Cem Evlerinin Cami’nin karşıtı olduğu düşüncesinden derhal vazgeçilmesini istiyor. Laik bir yönetimde zorunlu din derslerinin ve diyanet işlerinin olamaması gerektiği düşünüyor ve Devletin belirli inançları finanse etmesine son vermesi gerektiğini bildiriyorlar.

Ülkemizde sosyal barış, birlik ve beraberliğin AKP tarafından ayrıştırıcı söylemler ve uygulamalarla zedelendiğini bildiren Aleviler, eşit yurttaşlığı hedef alan, toplumun huzur ve barışını sağlayan politikaların hayata geçirilmesini istiyor.

İnançlara saygı duyulması gerektiğini bildiren Aleviler, başta Sivas Çorum, Maraş, Gazi Mahallesi katliamları olmak üzere tüm Alevi katliamlarının aydınlatılmasını ve bu katliamlar yapanlar hakkında zaman aşımının kaldırılmasını, sorumlu kişilerin devlet ve halk önünde hesap vermesini istiyor.

Laik Türkiye cemaatlerin, müritlerin, efendilerin ülkesi olamayacağını bildiren Aleviler, Kamu ve özel sektörde kendilerine yapılan dışlayıcı uygulamalara ve yandaş tekeline son verilmesini istiyor. 40 bin Alevinin öldürülmesinde sorumlu gördükleri Yavuz Sultan Selim isminin kamusal alanlarda kullanılmasını istemiyorlar.

Mahalle baskısına son verilmesini isteyen Aleviler, örgütlenme özgürlüğü, toplu gösteri ve ifade özgürlüğü önündeki tüm engellerin kaldırılmasını ve Cem evlerinin ‘’cümbüş, saz evi’’ değil, ibadet yeri olduğu konusunda vakit geçirilmeksizin yasal düzenlemeler yapılmasını istiyor.

İşte binlerce insanı yan yana getiren taleplerin bazıları bunlardı. Peki ya bu talepleri iktidar tarafından duyan birileri var mıydı?

Bu yazı toplam 19797 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi