Dünkü yorumumda özetle Gebze Bölgesi’nde hiçbir ilçede muhalefetin -ve aslında iktidarın da- ittifak olmadan seçim kazanmasının mümkün olamayacağını, yerel seçim sürecinde ise özellikle muhalefet kanadının adaydan önce ilke ve program oluşturması gerektiğini savunmuştum. Gerek ilkeler gerekse programda nelerin yer alabileceği ise gerek toplumsal tahlil, gerekse AKP’li belediyelerin yanlış uygulamaları üzerinden şekillenebilir. Ahlak, adalet ve eşitlik merkeze alınarak hareket edilmelidir. İktidarına aday olunan belediyenin bütçesel gerçeklikleri de göz ardı edilmeden, halka dokunan, gerçekçi vaatler o programda yer almalıdır.

Örneğin; hazır yeni bir eğitim öğretim yılına girmişken ve çok konuşuluyor iken;

Önceliği dar gelirli yoğun mahalleler olmak üzere okullarda bir/iki öğün ücretsiz yemek programda kesinlikle yer almalıdır.

Gebze Bölgesi’ndeki dört ilçede de birçok okul şehir yerleşkelerinin dışına konuşlanmakta, bu da servis hizmeti edinmeyi bir tercihten öte zorunluluk haline getirmektedir. Çayırova üzerinden bir örnek vermek gerekirse en kısa mesafe için aylık bedel bin 600 TL’dir. Ortalama 20 okul/iş gününde günlük bedel 80 TL, o servise bir indi bindi 40 TL gibi halkın alım gücünün çok üzerinde rakamdır. Yeni okulların veya o okulların merkezi yerleri kurulamayacağı gerçeğinden esasla ya toplu taşımaya merkezine karı değil halkı alan bir uygulama hayata geçirilmeli, ya da yerel yönetim tarafından üstlenilmelidir.

AKP’li belediyelerin yanlış uygulamaları doğru tahlille yenilenmelidir. Örneğin dini ve milli bayram günlerinde Büyükşehir’in istisnasız tüm hatları ile birlikte halk otobüslerinde de ücretsiz taşıma, İstanbul’da olduğu gibi belediye tarafından finans edilerek sağlanmalıdır.

Dilovası’nda öğrencilere yönelik kırtasiye desteği, tüm öğrencilere yönelik gerçekleşmektedir. Tartışmasız yanlıştır. Bu tür desteklerde ihtiyaç sahipleri tek seçenek olmalı, o bütçenin tamamı dar gelirliler için paylaşılmalıdır.

Belediyeler, halkı spora teşvik eden faaliyetlerde, amatör ruhla mutlaka yer almalıdır ancak profesyonel sporla işi olmamalıdır. Gebze’de AMPÜTE futbol takımı, Çayırova’da bu yıl 1’nci Lig’de mücadele edecek basketbol takımı Gebzeli sporculardan değil yüksek bütçeli transferler ile oluşturulmuştur.

Programın merkezine ahlak, mutlaka alınmalıdır. Örneğin Darıca’da geçen dönemin belediye meclis üyeleri sadece yasal değil ahlaki olmayan yöntemler ile de belediyeye ait tesisleri kendi adlarına veya farklı adlarla edinmiştir. Daha da vahimi içinde bulunduğumuz dönemde belediye başkanı ve AKP’li başkanlar, yöneticiler bu işyerlerine “Hayırlı olsun” ziyaretinde bulunup bu ziyaretleri kendi sosyal medyalarında paylaşmışlardır. Vakti zamanında isimleriyle haberleştirmiştim. Biçime dikkat çekmeye çalıştığım için şimdi pas geçtim ama bu siyaset tüccarlarının bu ahlaksızlığı, AKP iktidarında meşru hale getirilmeye çalışılmaktadır. “Daha da vahim”den kastım budur. Olası ittifak ahlak’ı temeline muhakkak oturtmalı; ne derece çözüm olur bilemiyorum ama gerekirse kamuya yönelik mal varlığı beyanında bulunmalı ve bu beyanı her yıl tekrarlayacağı taahhüt edilmelidir.

Belediyelerin halka eşit hizmet götürüp götürmediğine dair temel kriter, altyapı ve üstyapı hizmetleridir. Herhangi bir mahallede hizmet abartılı veya yetersizse, o mahallenin siyasi tercihinin bunda etken olduğu söylenir. Ama asıl göstergelerden biri belediyelerin kültür sanat etkinlikleridir.

AKP’li belediyelerin kültür sanat etkinliklerine baktığımızda şu görülüyor:

Merkeze kesinlikle muhafazakar kesimi koyuyorlar. Diğer kesimi göz ardı ettikleri gibi hassasiyetlerini de umursamıyorlar. Örneğin Halil Konakçı gibi kadınları giyimleri üzerinden aşağılayan, Hatay açıklamasında olduğu gibi emperyalizmin geçen asır ki yenilgisinden rahatsız, emperyalist şakşakçısını gerilim unsuru olmasına rağmen neredeyse kadrolu gibi ağırlayıp duruyorlar. Hadi Halil Konakçı ve emsallerini ya da daha ılımanlarını ağırladın, ama eşit ve adil bir belediyeysen İhsan Eliaçık’ı da ağırlamalısın örneğin.

Konserlerde sanatçı seçiminde biraz daha esnekler. Z kuşağı diye de tanımlanan genç kitle için suya sabuna dokunmayan, popüler sanatçıları ağırlıyorlar ancak hadi Grup Yorum çok uçlarda örnek olur bir Selda Bağcan’ı bile ağırlayamazlar. Olası muhalif ittifakın programında, toplumun tüm kesimlerinin gerek beklenti, gerekse hassasiyetlerinin gözardı edilmeyeceği, yer almalıdır.

Bir diğer detay olası ittifakta belediye başkan yardımcılıkları, encümen, meclis, müdürlüklerdir. Adayın ve diğer adayların nasıl belirleneceğidir. Önümüzdeki günlerin yorum konusu olarak erteliyor; olası ittifakta temel ahlak, eşitlik, adalet kavramları gözardı edilmeden atılmalıdır diyorum…