Perşembe günü diğer günlerden biraz daha farklı başladı.

Sabah işe geldiğimde ilk yaptığım uygulama tüm gazeteleri şöyle evire çevire gözden geçirmek olur.

Bu işi uzun yıllardır alışkanlık haline getirdim.

Okumadığım gün kendimi biraz yalnız ve eksik hissederim.

Perşembe gününü diğer günlerden farklı kılan çok önemli gelişmeler yaşanmasıydı.

Bunlardan bir tanesi bence Türkiye’nin Amiral Gemisi olarak bilinen Hürriyet Gazetesi’nin CEO’su sayılan Aydın Doğan’ın damadı  Mehmet Ali Yalçındağ ile devlet büyügümüzün bakan damadı arasında geçen yazışmaların ortalığa dökülmüş olmasıdır.

Artık basında güvenilir gazete ve televizyon sayısı bir elin bir kaç parmağını geçmeyecek noktaya geldi.

Hızla herşey tüketiliyor.

Aynı gün 7 televizyon kanalının görüntüleri karartıldı.

Henüz bu televizyonların yayınları neden durdurulduğu açıklanmış değil.

Anlayacağınız bize OHAL ile yaşamak tek seçenek olarak dayatılıyor.

Bu süreçte çok önemli gelişmeler yaşanıyor.

Kocaeli Üniversitesi’nde görevlerine son verilen öğetim üyeleri ilk derslerini öğrencileriyle birlikte dayanışma akademisinde verdi.

Demek ki bilim insanlarını, akademisyenleri, üniversitelerden, okullardan uzaklaştırmak çözüm değil.

Bu insanlar hayatın her alanında kendilerini ifade edecekler.

Cezaevine konulsalar bile düşüncelerini söylemekten vazgeçmezler.

Bunun bir çok örneği mevcuttur.

Yunanlı Filozof Galileo  bunun en somut örneğidir.

Galileo  ölümü pahasına doğru bildiklerinden vazgeçmemiştir.

Bu ülke yetişmiş insan gücünü hoyratça tüketmemeli.

Üniversiteler akademisyenlerle güçlüdür.

Üniversiteleri hapishaneye dönüştürürseniz herkes kaybeder.

İnsan var oldukça düşünecek bunun önüne hiç kimse geçemez.

Düşünce ancak bir başka düşünce ile alt edilir.

Yasaklarla hiç bir yere varılmaz bunun tarihte bir çok örneği vardır.

Boşuna bu çıkışı olmayan yolda ilerlemeye çalışmayın.