‘’Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından’’
1970’lerin ortasında yazılan ve yıllardan bugüne dilden dile yayılan bir tarihtir 1 Mayıs Marşı… O vakitler marş, “günlerin getirdiği baskının, zulmün ve kanın’’ yeter dedirten isyanıdır. 40 yıla yakın bir mücadelenin geçmişten geleceğe armağanı olsa da, bugün marşta sözü geçen her şey noktası virgülüne memleket gibi aynıdır.
Zalimlerin gölgesinde yaşamayı reddedenlerin “baskı’’ gördüğü, “zulmün’’ kalelerini adalet yoksunu mahkemelerde ördüğü, işçinin maden ocağında göçük altında, işçinin tersanelerde demir altında, işçinin inşaatlarda beton altında kalarak toprağa gömüldüğü memleket gibi aynıdır.
“Vermeyin insana izin, kanması ve susması için’’ derken, kanan ve susan insanları “hakkını alması için’’ bilinçlendirmemiz gerektiğini söylerken, birliğimizin dışında başka yerlerde değil “gelecek ışıklı günlerin’’ ellerimizde yükseleceğini ilan ederken hani, 40 yıllık marş bugün noktası virgülüne memleket gibi aynı nasıl olmasın?
Dünya halkları kimi bölgelerde eli kanlı teröristlere aman vermezken, onurlu insanların ülkeleri emperyalizmin arka bahçesi olmayacağını ilan ederken “Ulusların gürleyen sesi yeri göğü sarsarken’’ hani ‘’Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi’’ nasıl patlamasın 40 yıl sonra bile bugünün işgalcisine, işbirlikçisine…
“Devrimin şanlı dalgası dünyamızı’’ kaplamasa da şu an, kaplamasa da ezilen halkların büyük kalkışması, ama vurur yumruğunu masaya da ‘’Bu böyle gitmez, sömürü devam etmez’’ derse işçi sınıfı, hani tapusunu almadılar ya dünyanın ‘’Gün gelir zorbalar kalmaz gider, Devrimin şanlı yolunda bir kâğıt gibi erir’’ de gitmez mi halkların düşmanları…
İşte o zaman fabrika önünde grevlere duran işçisi, kahve gazetelerinde iş arayan işsizi, okul çağında ‘’Sana mı kaldı bu işler’’’ diyerek susturulan genci, geldi artık ‘’Yurdumun mutlu günleri’’ der de, ‘’Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından’’ ve o vakit ‘’Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından’’. İşte o vakit zalimlerin gölgesinde saklanılmayan güneşte, özgürlük için mahpus yatılan hücrede ve alın terini döktüğün madende, okulda, adliyede ‘’Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde.’’
Coşkuyla dinlediğimiz o 1 Mayıs Marşı, 40 yıla yakın bir mücadelenin günümüze armağanıdır. Çünkü 1 Mayıs hâlâ ‘’işçinin, emekçinin ve devrimin şanlı yolunda ilerleyenlerin’’ bayramıdır. Kutlu olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.