Fatoş Özut Kırtay

Fatoş Özut Kırtay

MESELENİN ÖZÜ TEK KELİME

MESELENİN ÖZÜ TEK KELİME

 
 

Filler tepişirken,karıncalar ezilirmiş.

Aslında tepişmelerine gerek yok, filler yürürken de karıncalar ezilir.
 
Günlerdir Suriyeliler ile ilgili konuşuyoruz,yazıyoruz,tartışıyoruz...
Yeni bir gündemimiz var.
Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.
Herkesin bir fikri var.
Suriyelilere vatandaşlık verilmesin diye fikir ileri sürenler, ırkçılık ve faşistlik
ile suçlanıyor.
Konu, özünden uzaklaşıp fanatik tartışmalara dönüştü.
Ortada bir sorun var ve çözülmesi gerek.
Bunun için neler yapılması gerek?
Biz vatandaş olarak ne yapabiliriz?
Sorularından uzaklaşıldı, futbol holiganlarının fanatik savaşına dönüştü.
Gitgide de çarpıtılmaya devam ederek, sorunun çıkmaza sokulmasına yol açılıyor.
Savaş mağduru olan insanları atacak mıyız?
Soru bu değil!
Savaştan kaçan insanları kabul etmeyip, ölüme mi terkedelim?
Soru bu da değil?
Mağdur olmadan, savaş mağduru insanların mağduriyeti nasıl giderilebilir?
Asıl soru bu...
O kadar çok asparagas haber, kötü yaşanmışlıklardan doğan örnekler var ki.
Vatandaş endişesinde  haklı.
Türk halkı duygusaldır ,vicdanlıdır özünde, kıyımsızdır.
Emekli olan vatandaşlar, üç kuruş maaşla ayı zor getiriyor.
Üniversite mezunu gençler iş bulmakta zorlanıyor.
Üniversiteye girmek isteyen gençler,üniversite koşusunda, ipi göğüslemek için yıllardır kurslarla boğuşuyor.
Arı gibi çalışan inşaat sektörünün inşaa ettiği binlerce konutları, almaya gücü yetmeyen
sayısız vatandaş var.
Her gün bir çok haber duyuluyor.
Suriyelilere  Toki'nin yaptığı evlerden verilecek.
Suriyeli gençler üniversiteye sınavsız alınacak.
Suriyelilere iş önceliği tanınacak.
Ev almaya gücü yetemeyen veya alsa da Tefe-Tüfe'ye göre altı ayda bir ödemesi artan
Toki'den aldığı evine de emekli maaşının yarısını verip, geri kalanıyla geçinemeyen
vatandaş, bedava ev verilmesine elbette karşı çıkar.
Devlet okullarında ilk öğretime kayıt olurken bile maddi kaygı taşıyan, Teog,Ygs, Lys için hazırlık kurslarına
gitmek zorunda olan çocukların ebeveynleri itirazında sonuna kadar haklı.
Üniversiteyi bitirip iş bulamayan, bölümünden çok farklı branşlarda çalışmak zorunda kalan,
atanamayan gençlerin sesleri tabi ki yükselecek.
Her sokağın, her caddenin köşe başlarında, boyunlarında 'Suriyeliyim' yazısıyla dilenen aileleri, 
hele de küçücük çocukları gören insan nasıl karşı çıkmasın.
Gaziantepli ve Kahramanmaraşlı iki arkadaşım, Suriyeli kadınlar yüzünden birçok evliliğin bittiğini
söylemişti. 
Kadınlar, kendi kültürlerine göre normal olan kumalık yaşam biçimini, kapıları çalıp teklif
ettikleri için.
Delinin birinin kuyuya attığı taşlardan biridir diye inanmadım önce.
Ancak arkadaşım bizzat yaşayan biri olduğunu belirtip, çevresinde de bunu yaşayanları
gördüğünü söyleyince öylece kalakaldım.
Üstelik yakın zamanda, buna benzer yaşanmışlıkların Dilovası'nda meydana geldiğini duydum.
Şimdi bu insanlar 'Suriyelileri istemiyoruz' diyorlar diye faşistlikle,ırkçılıkla suçlanıyor.
Sorun esasından ayrıştırılıyor.
Göz ardı edilen şu ki;
İstenilmeyen Suriyeliler değil, kendilerinin mücadelelerine rağmen sahip olamadıkları hakların ve
imkanların, mağdur diye adlandırılanlara  sorgusuz verileceği durumu.
Konuyla ilgili sağlıklı,net açıklama yapılmıyor.
Vatandaşlık verilmesinde önce, nitelikli insanların göz önünde bulundurulacağı söyleniyor.
Nitelikli derken eğitimli,meslek sahibi olan Suriyeli vatandaşları kastediliyor.
Ancak burada da tanım ve açıklama hem haksız, hem de yetersiz.
Referandum istiyorsa halk, referandum yapılmalı.
Bu toprakların ev sahibi halk çünkü.
Ve bırakalım artık bu faşist,ırkçı söylemleriyle birbirimizi suçlamayı.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ne faşist, ne de ırkçı...
Sadece çocuklarının ve kendisinin geleceği için endişeli.
Altını özellikle çiziyorum...
Sadece ENDİŞELİ !

Bu yazı toplam 1207 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatoş Özut Kırtay Arşivi

NESİL

18 Eylül 2024 Çarşamba 07:02