Korona Günlerinde Kültür Sanat
Yaşadığımız pandemi süreci hayatın her alanını derinden etkiledi. Etkilenen alanlardan biri de kültür sanat çalışmaları oldu. Salgının ülkemizde görülmesi ile birlikte ilk kültür sanat merkezleri, tiyatrolar ve sinema salonları kapatıldı. Sonra konserler yasaklandı, sanat ve edebiyat alanına dair tüm çalışmalar askıya alındı.
Bu süre zarfında tiyatrocusundan, ışıkçısına, müzisyeninden, solistine, yazarından, yönetmenine kadar sanatın her alanında çalışan emekçiler ve onların bağlı olduğu kuruluşlar büyük zorluklar yaşadı. Yaşanan zorluk karşısında iktidar kişi ve kuruluşlara katkı sunmadığı gibi sorunlarına dair çözüm yolları da aramadı. Ekonomik gücü olan sanat ve edebiyat kuruluşları kendi birikimiyle ayakta kalmaya çalışırken, birikimi olmayan çok sayıda sanat merkezleri, tiyatro odaları ve kitabevleri kapandı.
‘’Yeni normal’’ diye adlandırılan süreçte birçok ticari merkez açılıp kısıtlamalar kaldırılırken kültür sanat merkezlerine dair önlemler alınıp kısıtlamalar kaldırılmadı. Sinema salonları belirli kurallar çerçevesinde henüz açılmış değil. Tiyatro perdeleri açılmış değil. Sosyal mesafe kuralı uyularak gerçekleştirebilecek sosyal etkinlikler yapılmıyor.
Pazar günü BİLKAR’da salgına karşı tedbirimizi aldık ve sınırlı sayıda davetliyle bir Sait Faik Belgeseli izledik. "Benden Hikayesi’’ adını taşıyan belgesel bir adada doğup, (Adapazarı) ömrünü başka bir adada geçiren, Türk edebiyatının sorumlu averesi Sait Faik'in yaşamını kendi hikayeleri eşliğinde işliyor.
Yazar, Bursa Erkek Lisesi’nde İpekli Mendil ile başlayan hikayecilik hayatını kendine özgü “savrukluğu” ile Beyoğlu’nun Yüksekkaldırımı’nda, Fatih’in Kirazlımescit sokağında, kendi çocukluğunu bulduğu Burgaz Ada’da devam ettiriyor. Sait Faik, içinde dülger balığının yüreğindeki korkuyu, milyonluk şehirlerin yalnızlığını, insanların sevinçlerini kederlerini kendi korkusu, kendi yalnızlığıymışçasına yazıya döküyor.
Yazarın hikayelerine mekân oluşturmuş yerleri, Sait Faik'ten iz taşıyan noktaları bugünün görselliğiyle canlandırmalar eşliğinde perdeye yansıtan film, Sait Faik'in doğa ve insan sevgisiyle bütünleştirdiği hüsnüniyet kavramını üzerine oluşturulmuş bir yapım olma özelliğini taşıyor. Usta yazarı Mert Er'in canlandırdığı filmin yönetmen koltuğunda ise Onur Barış oturuyor.
Sonuç olarak şunu söyleye bilirim. Virüsü yok saymadan, salgına karşı önlemimizi alarak, kurallara uyarak sanat üretmekten vazgeçmeyelim. Çünkü salgın hastalık ne kadar tehlikeliyse, sanatsız bir toplumda o derece tehlikelidir. Yeni dönemde de kültür sanat çalışmaları yapmaya, üretmeye ve üretilen değerlere sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.