KİM DOĞRU SÖYLEMİYOR...!
Son yıllarda hem yorulduk hem gerildik.
Anamuhalefet meclis kürsüsüne çıktı “işte belge” diyerek bir tomar dekontu gösterdi.
Diğer taraf ise hiç sorgulamadan dinlemeden anında kararını verdi; “onlar sahte” diyerek dinleme nezaketini bile göstermedi.
Vatandaş ise henüz olup bitenden bir şey anlamış değil.
Ortada bir suç mu var yoksa suç değil ayıplı bir durum mu var...?
Hayır hiç biri değil, sadece bir iftira mı atılmakta?
Herkes birbirine bu soruyu soruyor.
Bu nasıl bir siyasetse yıllardır o kadar gerçek dışı sözler dinledik ki, hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu ayırt etmekte sıkıntımız var.
Bunun da nedeni önyargılı olmaktan kaynaklı.
Gelelim esas konumuza;
Uzun zamandır ülke gündeminde önemli yer tutan Reza Zarraf konusuna ilaveten yurt dışı para cenneti olarak adlandırılan okşor hesapları tartışmasına bir göz atalım.
Bakalım bu durum nasıl bir seyir izleyecek.
İçeride konuşamadığımız konular başka ülkelerde tüm çıplaklığıyla ayrıntılı bir şekilde konuşuluyor ve tartışılıyor.
Ne zaman kendi sorunlarımızı konuşur olacağız.
Herşey itibarsız hale gelirse korkarım daha kötü günler bizi bekliyor olabilir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hafta başında açıklamış olduğu belgelerin doğru olup olmadığı konusu mutlaka aydınlatılmalı.
Bunun da yolu yordamı var.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde acilen araştırma komisyonu kurulsun belgeler doğru olup olmadığı araştırılsın.
Bunu yapamıyorsak, sivil toplum örğütlerinden, meslek odalarından oluşturulan bir komisyon oluşturulsun.
Yok o da olmuyorsa, bağımsız denetim ve araştırma komisyonuna başvurulsun.
Bütün bu imkanlar ortada dururken baskın bir yöntemle karşı tarafı susturmaya çalışmak hiç kimseye yarar sağlamaz.
Her iki tarafta kendine güveniyorsa araştırma komisyonu kurulsun kimin doğru söylediği tüm çıplaklığıyla ortaya çıkartılsın.
Biz bize konuşamadığımız sorunları ve konuları başka ülkelerden öğrenmek durumunda kalıyoruz.
Geçmişte 17-25 Aralık da ortaya çıkan yolsuzluk suçlama iddiaları ülkemizde ne yazık ki konuşulamadı.
Keşke bu sorunu biz kendi aramızda konuşabilseydik.
Bu sorunu belki çözebilirdik.
Bahse konu olan şahısları biz yargılayabilseydik bugün ki sürprizlerle karşılaşmazdık.
Kimin doğru kimin yanlış olduğunu öğrenmenin yolu bağımsız yargıyı işletmekle mümkün olur.
Susarak, susturarak hiç bir şey çözülmediğini defalarca yaşayarak görmüş olduk.
Galiba susturmaya çalışılan bu ülkenin gerçekleridir.
O gerçeklerde birilerini oldukça rahatsız etmektedir...!
O yüzden kendi sorunlarımızı ne konuşabiliyoruz ne de çözebiliyoruz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.