Kentin Kültürel Gelişimine Katkı Sunanlar
İzlemeyenimiz oldukça azdır. 2001 yılında vizyona giren, senaryosunu Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı ‘’Vizyontele’’ filminin şu meşhur ‘’Zeki Müren de bizi görecek mi ?’’ sahnesinde, Belediye başkanı halka Vizyontele’nin önemini anlatırken şunları söylüyordu. ‘’Buraya gazeteler iki gün sonra geliyor. Biz duyduğumuz bir havadise şaşırdığımız zaman büyük şehirdeki insanlar çoktan unutmuş oluyor. İşte Vizontele buna son verecek.’’
Elbet ki günümüz Gebze’si 1970’lerin bir Güneydoğu kasabası değil. Doğru yıl 2019. Ama bu kente hala vizyona giren sanat filmleri, belgeselleri gelmiyor. Avrupa ve dünyada önemli başarılar eden, ödüler alan filmleri hiçbir sinema salonu oynatmıyor.
Hatırlayanınız vardır. Makina Mühendisleri Odası Gebze İlçe Temsilciliği geçtiğimiz yıl 28 Nisan Dünya İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği günü dolayısıyla, ‘’Babamın Kanatları’’ filmini Gebze’ye getirmiş, gösterimini gerçekleştirmişti. Türkiye’nin en prestijli film festivallerinden biri olan Altın portakal film festivalinden birçok ödül alan film yalnızca birkaç ilde birkaç sinemada gösterime girmiş, Gebze ye ise yalnızca onların sayesinde gösterilebilmişti.
Hüseyin Tabak, yönettiği 'Güzelliğin On Par'etmez' filmi ile 49. Altın Portakal Film Festivali'nde 6 dalda ödül kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştı. Son çalışması 7 yıl boyunca emek verdiği Yılmaz Güney belgeseli oldu Hüseyin Tabak'ın. İlahlaştırmadan, kusursuzlaştırmadan, tapınmadan her yönüyle bir ‘’Çirkin Kral’’ portresi sunuyordu belgeselinde izleyiciye.
Yılmaz Güney’in özel yaşamına içten samimiyetle değiniyor, belgeselin kurgusu, yurt dışı çekimleri ve özellikle yurtdışı söyleşileri belgeseli mevcutlarından ayrı kılıyordu. Tabi ki tarihe damgasını vurmuş bu büyük sanatçının hayatını anlatan belgesel yine gelmemişti Gebze’ deki sinema salonuna. Gösterime girmemişti.
Bense, karanlığa küfretmek yerine bir mum yakmış, belgesel filmi izlemek için Gebze’den Taksim’e bir yolculuk gerçekleştirmiş ve gösterimini yapan bir sinema salonunda izlemiştim. İzlerken çok gülümsedim. Salonda ki izleyenlerle birlikte gülümsedik. Final sahnesinde çok hüzünlendim. Salonda ki izleyenlerle ağladık yalan söyleyemem. Ve tüm bunların toplamı, çok beğendim filmi. Solanda filmi izlemeye gelmiş kişiler de çok beğendi. Yüzlerinden okunuyordu bu. Aklımda bu filmi ilerleyen zamanlarda Gebze’ye getirmek ve daha çok insanın izlemesini sağlamak geçiyordu ki bunu birileri yaptı.
Meslek ve emek hareketine önemli katkılar sunan Makine Mühendisleri Odası Gebze Temsilciliği, kentin kültürel gelişimine de destek olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde kendi salonlarında belgesel filminin gösterimini geçekleştirdi.
Kendilerine kentin kültürel gelişimine katkılarından dolayı teşekkür ediyor ve yazımı yine ‘’Vizontele’’ filminde geçen çok anlamlı bir sözle bitiriyorum. Çünkü ben o sözlerde Makine Mühendisleri Odası Gebze Temsilciliğinin felsefesini görüyorum. ‘’İnsan memleketini niye sever. Başka çaresi yoktur da ondan. Amma biz biliriz ki bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen burası dünyanın en güzel yeridir. Amma dünyanın en güzel yerini sevmezsen orası dünyanın en güzel yeri değildir.’’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.