İyi hal indirimleri
Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) var olan 'iyi hal indirimi' uygulaması, nerede, ne zaman, hangi hallerde, nerede ve ne zaman devreye girer derseniz, hukukçular ile toplum vicdanı birbirine taban tabana zıt şeyler söylerler.
Kimin ne söylediği, uygulama hakkında neler dediğinden bağımsız ortaya çıkan tablonun, ‘iyi hal indirimi’ uygulaması yüzünden toplum vicdanını derinden yaraladığını peşinen söylemeliyim. Şimdi, gelelim, son ve somut birkaç örnek üzerinden iyi hal indiriminin nasıl bir tabloyu ortaya çıkardığına.
Olaylardan biri İstanbul’da cinayetle, diğeri ise İzmir’de çocuk istismarı ile sonuçlanmış ve her iki olayın zanlıları da iyi hal indiriminden yararlanmış.
Pes doğrusu…
İstanbul’daki vaka, 16 yaşındaki Ömer Barış Topkara'nın polis tarafından öldürülmesi. Genci öldüren polis üçüncü mahkemede, duruşmadaki davranışları iyi hal olarak değerlendirilmesi sonucu cezasında indirime gidilmiş ve toplamda 7.5 yıla düşürülmüş.
Sadece 2 yıl 7 ay tutuklu kalan sanık polis memuru, “Olaydan dolayı üzgünüm. Suçsuzum, mağdurum. Beraatimi isterim” dedikten sonra, mahkeme, sanığa yüklenen ‘nitelikli öldürme’ suçunun ‘taksirle öldürme’ suçunu oluşturduğunu belirterek önce 6 yıl hapis cezası verip, eylemin ‘bilinçli taksir’ olduğunu belirterek cezayı 9 yıla yükseltiyor.
İyi hal indirimi de bu noktadan sonra devreye giriyor.. Sanık polisin duruşmadaki davranışları iyi hal olarak değerlendirip cezada indirim uygulanıyor ve 7.5 yıla düşürülen ceza sonrası, sanık tutuklulukta kaldığı günler, sabit ikametgah sahibi oluşu ve verilen cezanın süresi de dikkate alınarak tahliye kararıyla duruşmadan çıkıyor
Lise öğrencisi olan Ömer Barış Topkara’yı, iki yıl önce Esenyurt’taki AVM’de hırsızlık şüphesiyle gözaltına alınıp muayeneye götürüldüğü hastane çıkışı kaçmaya çalışınca polis havaya ateş açıp durdurmuştu. Yanına giden 21 yaşındaki sanık polis memuru tabancayla Topkara’nın kafasına sertçe vurmuş, eli tetikte olduğu için tabanca ateş almış, başından vurulan genç de hayatını kaybetmişti.
İzmir’deki cinsel istismar olayı sonrası görülen davadaki iyi hal uygulaması da can sıkıcı. Zanlının cezası, iyi hal indirimi dolayısıyla 2 yıl azalıyor.
Cinsel istismara uğrayan çocuk 13 yaşında. Mahkeme, çocuğu birden fazla kez istismar eden sanığa "iyi hal" indirimi uyguluyor.
Ne denilebilir ki ?
Üstelik, kaçma şüphesi bulunmadığına kanaat getirilen sanık, kararın onanmasını tutuksuz olarak bekleme lüksünü de buluyor aynı mahkeme kararıyla. Sanık, karar onanırsa cezaevine girecek.
Bu iki olay, başlı başına hukukun yarattığı garabetin tescilidir.
Biri cinayet, diğeri ise cinsel istismar. Bu i,ki suçu da hafifletici sebep olmaz, olamaz. ‘İyi hal’de ne ola ki ?
Cinayet işle ‘pişmanım’ de, mahkeme de ‘iyi hal uygulamasını’ devreye soksun.
Cinsel istismarı gerçekleştir, ardından abuk subuk gerekçeler öne sür, mahkeme yine ‘iyi hal indirimi’ kararı versin.
Sonra da, çık dışarı, elini kolunu sallaya sallaya, pimi çekilmiş el bombası gibi gez ve yeni suçlar işlemenin önünün açılması dolayısıyla hiçbir şey tanıma.
O nedenle, TCK’daki sanık lehine olan bu ‘iyi hal indirimi’ uygulaması acilen gözden geçirilmeli ve yeni yasal düzenlemeyle yarattığı mağduriyetlerin giderilmesi sağlanmalıdır.
Asıl mağdurların hakkını arayamadığı bir ülkede suçluların mağduriyetini düzenleyen tanımlamalar hukuk açısından da, toplum açısından da ciddi sıkıntıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.