Dünya Sağlık Örgütünün korona virüsü küresel salgın ilan etmesi ve ülkemizde de vakaların görülmesinin ardından önlemler alınmaya başlandı. Fakat önemli ve gerekli olan bu önlemler çalışma alanı açısından genellikle kamu kurumlarını kapsarken, yüzlerce hatta binlerce işçinin birlikte çalıştığı fabrikalarda alınması gereken tedbirler patronların inisiyatifine bırakıldı.

Fabrikalarda panolara bilgilendirme yazıları yazılmış, mail yada mesaj yoluyla duyurular yapılmış olsa da hijyen ihtiyaçları çoğu yerde tam olarak karşılanmış değil.  Virüsün olası bulaşma ihtimaline karşı insanlar arası mesafenin korunmasının gerekliliği anlatıla dursun iş yerlerinde işçiler yan yana çalışıyor.

İşçilere sık sık ellerini yıkamaları önerilse de işçilerin ellerini yıkaya bileceği yerler tuvaletler olduğu için aynı tuvaleti yüzlerce işçi kullanıyor. Ayrıca bant sisteminde çalışan işçiler bırakalım ellerini sık sık yıkmayı çay ve yemek aralarının dışında tuvalete bile gidemiyor. 

En fazla on kişinin sığa bileceği soyunma odalarında yirmi hatta otuz işçinin sıkıştırıldığıysa bir gerçek. Tuvaletler sağlıksız. Servisler kalabalık. Çoğu işçinin servisi yok. Toplu taşıma araçlarıyla fabrikaya ulaşım sağlanıyor.  Kimi işyeri hekimleri ise işçilerin işe devamlılığını sağlamak için yaşadığı hastalıklar karşısında rapor taleplerini karşılamak istemiyor. Sağlıklı beslenme önemli olsa da birçok fabrikada yemek kalitesi oldukça düşük. Fabrikalarda koruyucu ekipmanlar yetersiz. Maske ve eldiven fiyatlarının artmasından dolayı işçilere ‘’kullandığınız koruyucuları atmayın aynısını yine kullanın’’ denilen yerler bile var. 

Okullar tatil edilirken çalışan anne ve babalara varsa yıllık izinlerini kullanmanın dışında hiçbir seçenek bırakılmıyor. Ücretli izin vermek yerine yıllık izinlerin kullanımı zorunlu hale getiriliyor. İşçilerin kendi aralarında konuştuğu ücretli izin talepleri ise şimdilik ortak örgütlü bir mücadeleye dönüşmüş değil.

İşçiler arasında yapılan ayrımcılık korona virüste bile kendini gösteriyor. Bazı fabrikalar ofis çalışanlarına işlerini evden yönetmelerini söylerken üretim kısmında çalışan işçiler tam mesai çalışmaya devam ediyor. Sendikaların ya da meslek örgütlerinin ise işçi sağlığı için yaptıkları güçlü bir çalışma yine söz konusu değil. Böyle olunca inisiyatif tamamen patronlara kalıyor.

Oysa okulların ve kreşlerin tatili süresince çalışan anne babalardan birine ücretli korona izni verilmelidir. İşçilerin sağlıklı çalışma koşullarının sağlanmasının patronların sorumluluğunda olduğu gerçeğiyle yola çıkarak iş yerlerini Çalışma ya da Sağlık Bakanlığının denetlemesi gerekmektedir. Özellikle Performans uygulamasından hızlıca vaz geçilmeli, mesailer kaldırılmalı ve salgın nedeniyle işten atılmaların engellenmesi için işçilerin çalışma hakları Devlet güvencesi altına alınmalıdır.