Ülkenin yakın tarihine ilişkin utanç duyulacak başkalardandır 6-7 Eylül olayları.
Nedir, neden olmuştur ve ne amaçlamaktaydı ?
Bu olayların yanıtı çok basit ve net. Ama, resmî tarihi yazanlara bırakılmış haline bakıldığında, karşımıza tahrif edilmiş bir gerçeklik çıkıyor.
O günü daha iyi anlamak için farklı bir gözün anlattıklarına bakmak gerek.
İşte o gözlerden biri olan Samatyalı Vahram Amca, 8 Eylül 2007'de Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Haber Merkezi'nden Bayar Karaköse'ye verdiği röportajda,  yaşadıklarını yalın bir dille anlatıyor.
Diyor ki;
" ....
Annem panik içindeydi , dışardan insanların , " rumlara ölüm , tüm hristiyanlar da yerin dibine girecek "
diye bağrışmalarını duydum.
  ....
Sen hiç yangından sonra gökyüzünün kızardığına şahit oldun mu ? Ben ilk defa yedi yaşımda yangından sonra gökyüzünün ne denli kızardığını gördüm .
  .....
O gece sıkıyönetim ilan edildi, ertesi gün dışarı çıktığımızda Yorgo Amca'mın eşini gördüm . Evlenecek kızına özene-bezene hazırladığı çeyizi arıyordu onca eşyanın arasında. (Biz bunu hakedecek ne yaptık ?)" diye de feryat ediyordu.
Milliyetçi geçinen insanların her yeri talan ettiğini, yağmaladığını, o sevmedikleri Rumlar ve Ermeniler'in mallarına nasıl da tenezül ettiklerini gördüm ... 
.....
Kilise kısmen yanmıştı, haçlar, şamdanlar, inciller yere atılmıştı. Kristal avizeler ve incil paramparça edilmiş, sayfaları dört bir yana dağılmıştı."
Yaşananları özetleyip bitirelim...
Milliyetçi-ırkçı güçler, Kıbrıs politikasına halk desteği sağlamak amacı ile 1955 yılının 6-7 Eylül'ünde "Atatürk'ün evi bombalandı" asparagasının gazetelerde yer almasından sonra halkı galeyana getirdi. Bunun üzerine, azınlıklara yönelik şiddet hareketleri başladı. 
Yaşananlar,  özellikle Beyoğlu ve Büyükada'daki azınlıklara yönelik katliam ve yağma hareketiydi aslında. Ve her zaman olduğu gibi ortalık durulduktan sonra, çok sayıda sol görüşlü aydın olaylara sebep olmaktan tutuklandı.
Yaşananları bir kez daha özetleyelim ki, net anlaşılmasına katkı olsun...
Faşist, ırkçı, çapulçu, rezil, tecavüzcü ve özünde sermaye düşmanı da olan güruh
Önceleri Rumlar'a diye harekete geçip sonra Ermeni, Yahudi, Levanten gibi önlerine gelen gayrimüslim azınlıklara, daha da sonra Türk malvarlığına da saldırmıştır. 
Bunun sonucu, resmî kaynaklara göre 4 bin 214 ev, 1000 işyeri, 73 kilise ve 26 okul tahrip edildi, 15 kişi de yaşamını yitirdi.
Tüm bu yaşananları yeniden ele alınca "Irkçılık insanlık suçudur" demekten başka söz bulamıyorum.
64. yılında bir daha asla yaşanmaması dileğiyle...