İLKBAHARDA ÖLMEK
Salı gününden beri yastayız.
Ülkemde yas var, ülkemde ölüm var, acı var, gözyaşı var.
Bir de temiz gözyaşlarını kirletmek için uğraşanlar var.
Perşembe günü gazeteye geldim, ilk işim gelen mailleri kontrol etmek oldu.
Ahmet Balcı Ajans 34, Ülke Ajans adına gönderilen postada “Soma’da sabotaj şüphesi” isimli bir haber okuyunca kanım dondu.
Bunlar nasıl insan!
Hiç mi vicdanları yok?
Benzeri mailleri atan isimlerden biri de Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk.
Bunlara insan demek bile fazla.
İnsanların acılarını bile kirletmek için olmadık ahlak dışı yollara başvuruyorlar.
Bir kez daha bu ülkede adaletin ve hukukun tükendiğini görmüş olduk.
Adamlar resmen suç duyurusunda bulunuyor.
Soma’da sabotaj olduğunu söylüyor.
Yürekli bir savcı çıkıp da gel bakalım bizim bilmediğimiz sizin bildiğiniz konular varsa anlat demiyor.
Bu tür kirli bilgilerle ilk kez karşılaşılmıyor.
Hiç unutmuyorum, 17 Ağustos 1999 depreminde Gölcük Donanma Komutanlığında ölen askerler için olmadık dedikodular üretilmişti.
Üstelik bu sözler dindarlık kisvesi altında yapıldı.
Her felaketi siyasal malzeme olarak kullanan bir toplumun geleceği olur mu?
Yaşanan onca acıyı, birilerinin iktidar malzemesi olarak kullanmasına samimi, inançlı insanlar neden karşı çıkmaz?
Her şeyini sıfırlamış bir toplumdan çok şey mi bekliyoruz?
Soma’da tekmelenen bu ülkenin geleceğidir.
Soma’da ölenler Mısır’da ölenlerden önemsiz mi yoksa?
Ne günlere geldik…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.