Artık hiç birşeyi şaşırtıcı bulmuyorum.

Çünkü, kuralsızlıklar kural haline geldi.

Hangi konuyu eleştirirsen eleştir sonuçta zararlı çıkan kurallara riayet eden yurttaşlar oluyor.

Anlayacağınız herkesin artık kendi kuralı var.

Ortak yaşam alanları birer birer, teker teker yok oluyor.

Bunun nedeni siyaset herşeyin bir adım önüne geçmiş olmasıdır.

Yanlış anlaşılmasın, siyaset derken egemen siyasetten söz ediyorum!

Eğer şehirler kurallara göre yönetilmezse vay halimize...

Gün gelir sokağa çıkamaz hale gelirsek hiç şaşırmayın.

Kavşaklara sinyalizasyon neden konur?

Şehir içerisinde hız sınırı neden vardır?

Yayalara ayrılmış yollar niçin işgal edilir?

Buna benzer pek çok kurallar ihlal edilmekte.

İyi güzel de “nerede kaldı vatandaşın can ve mal güvenliği” deme hakkımız olsa gerek.

Sokak hepimizin ortak kullanım alanı değil mi!

Bu konu da bu hafta içerisinde karşılaşmış olduğum pek çok aksaklığı yazmaya karar verdim.

Umarım onca yanlışlık birilerini rahatsız eder.

İş işten geçmeden önlem alınır!

Cuma günü sabah Millet Caddesi’ndeki evimden çıktım, ortalama hız sınırı 20 km civarında olduğunu düşünüyorum.

Sokağın başında kocaman kamyonet parketmişti, ana caddeye kontrollü bir şekilde çıkarken 34 VM 1434 plakalı hususi araç tahmini olarak 60 km hızla önümden geçti.

30 metre ileride zor durdu.

Araç sürücüsü tehditler savurarak bana doğru geldi ben de sakin bir şekilde bu kadar hızlı gitmesinin doğru olmadığını söyledim.

Vermiş olduğu cevap “sana mı soracağım” diyerek söylene söylene aracına bindi, gitti.

Az ileri de polis otosuyla karşılaştım kendilerine öndeki araç sürücüsünün tehlikeli araç kullandığını ifade ettim.

Onların da vermiş olduğu cevap “polis karakoluna gidip şikayet et” dedi.

Biraz daha ileride ışıklar noktasına geldim, kırmızı ışık yandığı için durdum arkadan gelen MNG kargo minübüsü ışıkları umursamadan geçti yoluna devam etti.

Biraz daha gittim yaya kaldırımları işgal edilişini gördüm.

Hiç kimsenin bir diğerine saygısı kalmamış.

En küçük sorun kavgaya dönüşmekte.

Bu yaşananların sürdürülebilir tarafı yok.

Sanırım benim bu gördüklerimi pek çok insan görmekte.

Eğer önlem alınmazsa şehirler yaşanmaz durumu doğru savruluyor.

Bizden hatırlatması...!