HERKES AYNI SORUYU SORUYOR...!
Güzel memleketimde umutlar paspas olmuş yerlerde sürükleniyor.
Nereye bakarsam bakayım gördüğüm manzara ölüm, kavga ve savaş görüntüleri bitmiyor.
Artık televizyon izlemek neredeyse hayal oldu.
Doğu ve Güneydoğu bölgesinde hergün şehit veya sivil ölüm haberleri geliyor.
Daha dün Gölcüklü askerimizi toprağa verdik.
Mülteciler konusu yürek burkmaya devam ediyor.
Önceki akşam Anibal Kavşağı’nda oğlumun ders çıkışını bekliyordum.
Üç Suriyeli kadın yanlarında 6 tane çocuk.
Arabanın camına vurmaya başladılar, camı araladım.
Tek anladığım konuşmaları “Biz Suriyeliyiz, cami cami” söylediler.
Bende kendilerine caminin olduğu yönü gösterdim.
Söylediklerinden hiç birşey anlamadım.
Mutlaka onlarda benim söylediklerimden birşey anlamamıştır.
Mülteciler konusu tam bir çaresizliğe dönüştü.
Çoğu sokaklarda günü kurtarma peşinde.
Eğitimli olan önemli bir kesim ölümü göze alarak Türkiye’yi terk etmek istiyor.
Ege sahillerinde ve sınır boylarında hergün kumsala vuran cesetler haber oluyor.
Yasama görevini yerine getirmekle sorumlu olan vekiller birbirlerine söyledikleri sözler mahalle kahvesinde bile konuşulmaz.
Hakaret, küfür dolu ifadeler.
O görüntülere çok üzüldüm.
Neredeyse hergün bir kadın cinayeti işleniyor.
Dünya diplomasisinde yaşadıklarımız hiç güzel örnek teşkil etmiyor.
Dış Politika böyle, peki içeride ekonominin çok iyi gittiği söylenemez.
Gelir dağılımındaki bozulma gün geçtikçe ağırlaşıyor.
Yargıya güven hiç olmadığı kadar bozuldu.
Gelelim basının durumuna;
Bir kısım medya iktidardan başka haberi görmüyor.
Geri kalan da suya sabuna dokunmadan durumu idare ediyor.
Her görüşten, her inançtan insanın birlikte yaşadığı ülke olmaktan hızla uzaklaşıyoruz.
Bırakın görüş ve inançların ayrışmasını aileler bile ayrıştırıldı...!
Gerisini siz düşünün...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.