Halil Yeni

Halil Yeni

Gidenlerin Ardından Kopan Zamansız Alkış

Gidenlerin Ardından Kopan Zamansız Alkış

 

 

Yazarların, şairlerin ve ozanların yani sanatçıların çoğunluğu yaşadığı döneme ışık tutmak ve yazdıklarıyla, söyledikleriyle ve ürettikleriyle insanların akıllarına ve yüreklerine dokunmak, hayatlarına ortak olmak isterler.

 

Fakat bunu çok azı başarır. Tüm güzel niyet ve çabaları altüst eden bir duvar vardır ortada. Okunmazlar, tanınmazlar, hakkettikleri değeri yaşadığı çağda yada coğrafyada görmezler. Tüm uğraşlar ve çabalar var olan yeteneklerinin dışarı vurumudur sadece. Hayata bir çivi çakmaktır ardı sıra gelen duygu, beğeni ve eleştirilerini assın diye. Çünkü fark edilmemenin hüzünlü terkedilişi kalır geriye. Alır başlarını giderler yeryüzünden zamanlı zamansız.

 

Sonra bir şey olur. Adını koyamadığım bir şey... Bir sihirli değnek gibi, şans getiren bir çiçek gibi, kabul olan bir dilek gibi... Bazıları fark edilmeye, geride bıraktıkları üretimleri okunmaya, izlenmeye, dinlenmeye başlanır. Çığ gibi büyür bu tanınma. Öyle bir hal alır ki! yaşarken görmedikleri kadar ilgi görmeye, sevilmedikleri kadar kalabalıklar tarafından sevilmeye, hiç olmadığı kadar değer bilinmeye başlanırlar.

 

Sonra yazı, söz ve fotoğraf kalabalığı düşer önümüze durmadan. Hayattalarken yaşamlarına, ürettiklerine, topluma sunduklarına dair ikiden fazla kelime yazılmazken, ölümlerinden sonra gazeteler, gergiler, kitaplar onların resimleriyle dolar, pişer, taşar. İşte böyle zamanlarda tek bir şey gelip konar akıllara. Ah çekip vah eder, ‘’keşke göre bilselerdi bugünleri’’ der, hüzünlü bir yürek işgalinden geçeriz belli belirsiz.

 

Değil mi ki keşke onlarda şu günleri göre bilselerdi. Haklarında yazılanlar, dergilerin renkli kapakları, takvimlerde resimleri, duvarlarda sözleri, fincanlarda yüzleri, gazetelerde manşetleri, rafların en çok satanlar kısmında kitapları, tabloları, albümleriyle geçmiş zamanın kıymeti bilinmeyenleri.

 

Değil mi ki keşke onlarda şu günleri göre bilselerdi. Ürettikleri üzerinden yapılan atıflar, analizler, araştırmalar... Söyledikleri üzerinden yazılan makaleler, deneme yazıları, sosyal medya yorumları... Ardından yapılan alkışlar ve kıyamet. Çok yaşalar, hep yaşalar. Büyük toplantı salonları. Kalabalık anmalar. Kusursuz organize edilmiş buluşmalar.

 

Elbet ki keşke onlarda görebilseydi bu günleri... Göre bilselerdi de ölüm yıl dönümlerinde her yeri süsleyen sözleri, şarkıları yada yüzleri değil doğum gününde kapısını çalan dostlarıyla kutlayıp şu gördükleri ilginin binde birini hissede bilselerdi. Bence onlar için bu kadarı yeterliydi.

Bu yazı toplam 1800 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi