Bu seçim sıradan bir seçim olmayacak.

Birçok kurumun ve kuralın yeniden sorgulanacağı zihniyet değişikliği seçimi olacak.

Türkiye, ya çağdaş uygarlık yolunda bilime ve bilgiye dayalı yolda ilerleyecek veya bilgi toplumu olmaktan vazgeçecek.

Daha net ifadeyle söylemek gerekirse, ya o yana gidecek ya bu yana.

Örnek vermek gerekirse, parlamenter demokrasi mi yoksa tek kişinin egemenliği mi?

Hangisi olacağının ilk adımı atılacak.

Çağdaş, batılı medeni toplumun bireyi gibi olmak mı yoksa Suudi, Yemen, Mısır, Afganistan, İran ve Suriye olma tercihi yapılacak.

Herkes gönlünde yatan tercihe göre oy kullanacak.

Hukuk devleti mi istiyorsun yoksa başın derde girdiğinde güven içerisinde mahkeme kapısı mı?

Yoksa yargıç yerine siyasetçi mi olmasını arzu edersiniz?

12 yılda geldiğimiz nokta burası.

Önce demokrasi dediler, daha sonra yavaş yavaş tüm kazanımlar birer birer elden çıktı.

Soru soran, yanıt arayan, ırk, din, dil, mezhep ayırmadan yurttaş olmanın yüceliğine inanan çağdaş dünyanın özgür bireyi mi yoksa dayatılan yaşam biçimi mi?

Seç, beğen al hangisi işine geliyorsa.

Bu seçim ülkeye egemen olacak zihniyetin nihai karar seçimidir.

Yeni bir kaos, yeni bir kavga istemiyorsak tercihimizi özgürlüklerden yana kullanalım.

Pazar günü sandığa gidelim, geleceğimize oy kullanalım.

Boykot ederek güçlülerin kazanmasına zemin hazırlamayın.