Önce tartışmasız gerçekleri toplumun önüne koymakta fayda var.

Geçiğimiz hafta çarşamba günü dört genç İŞİD’e katıldığını aileleri kamuoyuna duyurmuştu.

İş bulacağım diye evinden ayrılan ve Irak’a giden 19 yaşındaki Serkan Uzun’un babası ilgililere çağrıda bulunmuştu.

Üstelik İŞİD’in bölgede örgütlenmesini tüm ayrıntılarıyla anlatacağını söyledi.

CHP’li vekillere önemli bilgiler veren Bekir Uzun oğlu Serkan Uzun’nun İŞİD’e katılma serüvenini anlattı.

Çocuklarının İŞİD’in ev toplantılarına katıldığını sadece oğlu Serkan ile birlikte üç genç daha sırra kadem bastığını söyledi.

Oğlunun okula gitmediğini son zamanlarda ev toplantılarına gittiğini ifade etmiş.

Her sokakta kendi oğlu gibi gençlerin olduğunu anlatmış.

Kendi beyanlarına göre oğlunun bu durumuna önceleri  ses çıkartmadıklarını böyle bir durumla karşılaşacaklarını tahmin bile edememişler.

En son Tekirdağ’a işe gidiyorum diyerek Serkan Uzun evden ayrılmış.

O gidiş bu gidiş çocuklar sırra kadem basmış.

Bekir Uzun diğer çocukların aileleri de şikayetçi olacaklarını söyledi ancak korktuklarını bu yüzden şikayet edemediklerini söyledi.

Bu açıklamaya geçtiğimiz hafta perşembe günü geniş yer verdik.

Ailenin yapmış olduğu açıklama suç duyurusu amacı taşır.

Benim merak ettiğim konu İŞİD’e bu bölgeden katılımların sayısı ne kadardır?

Üstelik bu kadar geniş katılımların olduğu bir yerde düzenli bir örgüt yapısı olması gerekmez mi.

Bu çocuklar bir günde İŞİD’e katılmıyor.

Ailelerin söylediklerine göre pek çok yerde ev toplantıları yapılıyor gençler ikna ediliyor.

Bu şekilde Suriye ve Irak’a gönderiliyor.

Peki bunlar yaşanırken devletin istihbaratı, polisi, bürokratının hiç bir şeyden haberinin olmaması mümkün mü...!

Olaya bir de şöyle bakalım;

Eğer yetkililerin bu konulardan haberleri varsa, göz yummuşsalar büyük skandal...

Bunun tersini düşünelim;

Haberleri yoksa da büyük sorumsuzluk demektir.

Bir başka yakıcı durum, vatandaş çocuğunun İŞİD’e katıldığını polise değilde Anamuhalefet yetkililerine anlatıyorsa burada önemli bir güvensizlik var demektir.

Kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine polis İŞİD’e operasyon yaptı.

Dört kişinin tutuklandığını açıkladı.

Onca genç İŞİD’e katılırken hiç kimse duymamış.

Şimdi ise İŞİD’e operasyon yapıldığı haberleri servis ediliyor.

Kaç yıldır İŞİD’in bu bölgede militan topladığını bilmeyen yok.

Öyle göstermelik operasyon yapmak hiç bir işe yaramaz!

Bu işi örgütleyenler nerede diye sorma hakkımız var.

Canlı bombalar bu şekilde toplanıyor.

Cumartesi Ankara’da yaşanan katliamın hem siyasi hem de teknik sebepleri var.

Bu sebeplerin ortaya çıkmasının sorumlusu ise 13 yıldır ülkeyi yönetmekte olan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıdır.

Sadece onun değil, Temmuz ayından beri Türkiye’de siyasi şiddet sonucu hayatını kaybeden 600’ün üzerinde insanın ölümünün sorumluluğu da iktidarın üzerindedir.

Çok mu ağır sorumluluk, evet öyle iktidar olmak ve siyaset yapmak böyle ağır sorumlulukları üstlenmeyi gerektirir.

Demokrasilerde yaşanan kötülüklerin hesabı sorulacak yegane kurumdur siyasi iktidar.

Eğer failleri ortaya çıkartma yerine gaz çıkartma seansları yapılırsa hiç inandırıcı bulunmaz.