Fabrika kapatma, işçi çıkartma
Bir yanda fabrika kapatmalar, diğer yandan da işçi çıkartmalar. Büyüyen Türkiye ekonomisinin S.O.S veren net tablosu budur.
İşçi çıkartmalarından söz etmeyeceğim, çünkü bu konuda çok sayıda yazı yazdım ve düşüncelerimi paylaştım. Üzerinde bugüne kadar belki de hiç durmadığım konu fabrika ya da işletme kapatmalar. O nedenle, bu günü, bu konuya ayırdım.
İzmit’ten İstanbul’a giderken, TEM’e kıyısı olan çok sayıda fabrika ve işletmenin bulunduğu binalar boşaltılmış, üzerinde ya kiralık ya da satılık afişleri bulunuyor. Bu bile başlı başına krizin boyutlarını gösteren bir durum.
Ama, gelin krizden söz etmeyelim ve mevcut durumu analiz edelim. (Tabi ki, olanaklıysa)
Dün duydum, Honda, Şekerpınar’daki fabrikasını kapatacakmış. Şaşırmadım desem yalan olur. 770 çalışanıyla yıllık kapasitesi 50 bin araç olan bir işletme neden kapanmayı düşünüp planlasın ki ?
Haber Dünya Gazetesi’nde yer aldı. Gazetenin muhabiri Aysel Yücel'in Financial Times'ta yer alan ve bir muhafazakar milletvekilinin iddiasına dayandırarak derlediği habere göre, Japon otomotiv üreticisi, Türkiye'deki fabrikasını da kapatacak. Çünkü markanın yeni üretim stratejisi doğrultusunda, tüm Avrupa için üretimi Japonya'daki fabrikadan sağlanacak.
İyi de, Şekerpınar'daki fabrika, Honda'nın Avrupa'daki ikinci otomobil üretim tesisi. Şimdi, isterseniz, söz konusu tesis nasıl bir üretim kapasitesine sahip ona bakalım.
Binek otomobillerinin üretim, ithalat ve pazarlaması ile Honda motosikletlerinin ithalat ve pazarlamasından sorumlu Honda Türkiye, 1992 yılında yüzde 50/50 ortaklıkla Anadolu Honda Otomobilcilik A.Ş. adı altında kurulmuştu. 1997 yılı sonundan itibaren Honda'nın Civic modelinin seri üretimine başlayan şirket Ocak 2003 tarihinden bu yana Honda Türkiye A.Ş. olarak yüzde 100 Honda Motor Co. sermayesi ile faaliyetlerini sürdürüyor. Burada üretilen Civic Sedan modeli, Almanya, Polonya, Romanya gibi Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Mısır ve İsrail'in de dahil olduğu 30'dan fazla ülkeye ihraç ediliyor. Bunun yanında, Accord, Jazz, CRV, Civic Sedan ve Civic 5 Kapı modelleri için panel yedek parça üretimi gerçekleştirilip Avrupa ve Amerika'ya ihraç ediliyor.
Böyle bir tesis için (teyit edemediğim için) eğer doğruysa neden kapatma kararı alınır ki ?
Aklıma bin türlü şey geliyor. Kafamda dolaşan 50 tilkinin kuyruklarının birbirine değmemesi de, mucize.
Türkiye ekonomisi artık güven vermiyor, bu bir.
AKP iktidarının ekonomi politikalarına Avrupa ve dünya şirketlerinin tanıdığı kredi süresi doldu da geçiyor, bu iki.
Türkiye’nin soyunduğu Ortadoğu ve İslam ülkeleri liderliği ideolojisinin pazar daralmasına yol açıyor olması, bu üç.
Siyasal kararlılık ve devamlılık konusundaki çelişkiler, bu da dört.
Ve daha birçok neden sayılabilir…
Hal böyleyken, üretim ve pazarlamada daralma yaşayan uluslararası şirketlerin Türkiye’deki üretimlerini durdurmayı düşüne uluslararası şirketlerin, ucuz işçilik ve ekstra pazar payı yaratan, yatırım finansmanı ve kolaylıkları sağlayan ülkeleri daha fazla tercih etmesi, üretimlerini oralara kaydırması son derece doğal.
Bu arada, artan maliyetler dolayısıyla yerli ve yabancı sermayenin hakim olduğu çok sayıda sanayi tesisinden işçi çıkarımları artarak sürüyor.
Bu çıkarımlara nedenlerine ek olarak, yerli ya da uluslararası sermayenin işçilerin örgütlülüğüne izin vermemesi de eklenebilir.
Sonuç olarak;
Fabrika kapatma ve işçi çıkartmalarda direkt olmasa da en direkt biçimde bir organik bağ olduğu kesin. Özcesi, sermaye, dili, dini ve milleti olmayan bir sınıf. Her yere rahatlıkla ihraç edilebilen bir ürün gibi düşündüğümüzde, Türkiye’ye artık muhtaç ve mahkum değil.
O nedenle de, hem kapatma hem de işçi çıkartma uzun vadeli kar marjını yükselten bir strateji gibi görünüyor gözlerine. Tabi, mevcut iş yasaları da bu yaklaşıma çanak tutunca önlerinde engel kalmıyor.
Yerli ve milli edebiyatı yapanların, bu durumda hangi pozisyonda kalacağını ve tavrının kimden yana olacağını merak etmiyor musunuz ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.