Esila’ların Ölmesine İzin Vermeyin
Bu yeryüzüne bir daha gelmeyeceğimizi düşünürsek altı yıla ne sığar ki? Ne sığdıra bilir bir çocuk anne ve baba sevgisinden, oyuncak bebeğinden ve kıt kanaat yaşadığı hayatta dondurmasını azar azar yemesinden başka?
Okulun ilk günü, alınan üniforma, babanın verdiği kantin harçlığı, annenin beslenme çantasına koyduğu çikolata ve yanaklara kondurulan iyi dersler öpücüğünün dışında ne kadar mutluluk yaşaya bilir ki bir çocuk daha 6 yaşında.
O da o kadarını yaşadı. 6 yaşındaki Esila Dursun geçen hafta bir halk otobüsünün çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Yaşlanınca anne ve babasına bakmak için doktor olma hayaliyle gittiği okuldan çıktığı sırada yolun karşısına geçmek isterken otobüsün çarpması sonucu aramızdan ayrıldı.
Esila'nın ölümü aynı okulda çocukları okuyan veli ve vatandaşların haklı tepkisine neden oldu. Öğrenci velileri ve vatandaşlar okulun çıkış saatinde ana yolu trafiğe kapatarak eylem yaptılar. Talepleri ise, trafik polisi, trafik ışıkları ve hızlı giden halk otobüslerinin denetlenmesiydi. Bunları söyleyecek kenti yönetenlerden yardım isteyeceklerdi. Fakat polis verilere OHAL kapsamında yaptıklarının suç olduğunu belirterek yolu açmalarını istedi.
Hayatını kaybeden Esila Dursun için eylem yapıldığı bilgisini alan baba Murat Dursun, okul önüne gelerek “Meleğim gitti. Bir tanemdi o benim. Bir kızım, bir canım. Daha yeni okumaya başlamıştı” dedi. “Benim bir çocuğum gitti. Lütfen burada sabah akşam çıkışta girişte her zaman polis olsun. Işık yeterli değil. Ben kaza anını izlemedim ama otobüs şoförü yanından geçen otobüsün şoförü ile konuşurken önüne bakmadan hareket etmiş.'' dedi.
6 yaşındaki Esila’nın yaşamını yitirmesi, okul önlerinde uzun zamandır yaşanan sorunu da gözler önüne serdi. Yağmura rağmen o gün okulun önünde toplanan veli ve vatandaşlar, uzun süredir bu sorunu yetkililere söylediklerini ancak çözüm bulamadıklarını belirterek, “Çocuklarımız ölmesin diye daha ne yapalım? Herkesin çocuğunun başına gelebilir. Yetkililer neden çözüm bulmuyor?” diyerek tepki gösterdiler. Öfkeli veliler yağmura rağmen çocuklarıyla birlikte yolu kapatarak bir süre araç geçişlerine izin vermediler.
Araç şoförü tutuklu yargılanarak ceza evine koyulmuş. Tabii ki bu kazayı bilinçli yapmadı. Kim ister o küçücük cana kıymayı? Bu acıyla ömür boyu yaşamayı kim ister? Yada hangi ceza Esila'yı geri getirir? Hangi ceza babanın acısını dindirir? Hangi ceza annenin gözyaşlarını bitirir? Hiç biri hiç... Kenti yönetenlere sesleniyorum burada insan hayatından bahsediyoruz. Okul önlerine ışık koymak, trafik akışı yoğun olan okul önlerinde polis görevlendirmek, yada kentte çalışan otobüs şoförlerini okul önlerinden geçerken dikkatli olması konusunda uyarmak bu kadar mı zor?
Bir anne ve babaya evlat acısı çektirmek dünyanın en büyük kötülüğüdür. En ağır yük, en büyük kahır, en kötü yaşam ağrısı, en beter yürek sancısıdır. Anne baba isen düşün değilsen hisset, o gözünden sakındığın minicik bedenin; cıvıldayan sesi, güzel gözleri, eve serpiştirdiği neşesiyle bir otobüsün altında kalarak hayata veda ettiğini.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.