‘’Dokunma Bana Sende Yanarsın’’
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul'da düzenlenen "Yeni Türkiye Konferansında’’ laiklik ilkesinin yeni anayasada yer almaması gerektiğini söyleyerek ‘’yeni anayasanın dindar bir anayasa’’ olması gerektiğini ifade etmişti.
Bunu söyler söylemez laiklik konusunda samimi olan Birleşik Haziran Hareketi ve Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi başta Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde eylemler düzenledi, basın açıklamaları gerçekleştirdi. Ve sokaklarda kendini gösteren bu toplumsal tepki bir süreliğine de olsa laikliğin anayasadan çıkartılması tartışmalarını ertelemiş oldu.
Konuyla alakalı olarak CHP’li vekiller, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen dokunulmazlık oylaması öncesi Meclis başkanı İsmail Kahraman’a en az on kere ‘’Laikliğe bağlımınsınız?’’ diye sordu. Başkan cevap vermedi. Buna karşılık CHP, Meclis başkanını artık tanımayacaklarını bildirerek salonu terk etti. Bir saat sonra yani bu karardan bir saat sonra ‘’Anayasadan laiklik kalkmalı’’ diyen başkan dokunulmazlık kalksın mı diye sordu, CHP ‘’evet’’ dedi. Tüm bu iki olayda aynı gün gerçekleşti. Gerisi tutarsızlık, saçmalık, en çokta samimiyetsizlikti.
AKP'nin dokunulmazlık teklifi Meclis Genel Kurulu'nda yapılan oylama sonucunda kabul edildi. Tek başına yasayı geçiremeyecek olan AKP’nin yardımına MHP ve CHP yetişti. İlk madde 373 oyla kabul edilirken ikinci madde de 374 oyla kabul edildi. Böylece referanduma gidilmeden dokunulmazlıklar kaldırılmış oldu.
Yasaya göre dokunulmazlığı kaldırılan Milletvekillerinin tutuklanmasının önü açılıyor. AKP'nin bakanlarını özel korumaya aldığı dokunulmazlık teklifinin hedefinde ise HDP'li vekiller yer alıyor. Her şey açık... Tutuklanmış HDP vekilleri, kendi içinde tartışma yürüten bir CHP, dörde bölünmüş bir MHP, planlı bir şekilde güçsüzleştirilip parçalanmış bir muhalefet, karşılarında ‘’güçlü duran’’ bir iktidar partisi, yakın zamanda gerçekleşecek bir erken seçim ve arkasına başkanlık sisteminin uygulanması. Ve bu süreç işletilirse CHP, sürecin başkahramanı, suç ortağı…
Hukukun üstün, yargının bağımsız, adaletin eşit, mahkemelerin iktidar baskısından uzak, emniyeti sağlamakla görevli olanların tarafsız olduğu bir ülkede elbet ki dokunulmazlıklar kalkmalıdır. Fakat belediyeye sözleşmeli işçi alımlarının bile parti üyeliğinden geçtiği bu dönemde, sorarım, bağımsızlık, yada tarafsızlık mümkün mü? Her şeyin farkında olmasına rağmen ‘’evet’’ diyen CHP’nin eleştirilmesi tamda bu yüzden…
MHP'ye sözüm yok. AKP'nin en zor zamanlarında el uzatarak onlara her defasında can simidi oldular. Dokunulmazlık yasasının AKP'li Vekillere asla dokunmayacağını ve sadece HDP'li Vekillerin meclis dışı edilmesi için Cumhurbaşkanı tarafından istenildiğini bildiği halde Evet oyu veren CHP ise başkanlık sistemi yolunda önemli bir adım attı. "Bu üstün hizmetlerinden dolayı kendilerini tebrik ediyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.