Doğumunun 100. Yılında Enver Gökçe’ye Armağan
Enver Gökçe, okur yazarlığın oldukça düşük olduğu yıllarda, Erzincan’ın bir dağ köyünde doğmuş, ülkenin en büyük üniversitelerinin birinde öğrenim görmeye hak kazanarak 40 kuşağının üniversiteyi bitiren sayılı Sosyalist öğrencilerinden biri olmuştur. Yeni kurulan Cumhuriyeti, Sosyalizmle taçlandırmak ve emeğin iktidarını kurmak için kalemini ve hayatını başka bir dünyanın varlığına adayan Gökçe 2. Dünya savaşı yıllarında ırkçılığa karşı, insanlığın evrensel değerlerini savunmuştur.
1951 yılında gerçekleşen Türkiye Komünist Partisi tutuklamalarında Enver Gökçe dâhil, 178 Sosyalist, aydın, sanatçı ve bilim insanı hapse atılır. Gökçe, TKP üyeliğinden 2 yıl hücrede olmak üzere tam yedi yıl mahpusta kalır. Mahpusluk biter sürgün edilir. Yetmez açlıkla, işsizlikle terbiye edilmeye çalışılır ve yaşadığı işkenceler sonrası sağlığını kaybeder. Fakat tüm bu zulüm ve eziyetlere rağmen bir kere dahi of etmez. El açıp af dilemez. Pişmanlık duyup söylenmez. Hapishanede de şiirden kopmayan şair, yaşama dair ağır darbeler almasına karşın yaralarını sarmak için yine şiire sarılır.
Enver Gökçe’nin yazdıkları ‘’Ben sınıf edebiyatı yapıyorum’’ diyen bir şairin toplumcu gerçekçi şiirleridir. Dönemin koşullarına karşın özgün şiirler yazabilmiş, ses ve biçim olarak kendi özgün şiir dilini yarata bilmiş, yaratıcı, derinlikli ve titiz çalımalar sunabilmiştir. Enver Gökçe yaşadığı sağlık sorunlarına, tutuklanmalara, sürgünlere, açlığa, yoksulluğa, baskı ve takibe karşın, kendini var edebilmiş bir şairdir. Bedenen aramızdan ayrılmış olsa da geriye bıraktıklarıyla yaşamaya devam etmekte ve sanatıyla toplumcu şiire gönül vermiş birçok şaire hâlâ yol göstermektedir.
Enver Gökçe’nin şiirde kalıcılığı ve ‘’yaşadığını’’ gösteren şeylerden biride onun için yapılan çalışmalardır. Şairin kitapları yeni baskılar görmüş, şiirleri bestelenmiş, hakkında dilimizin en güzel sözleriyle makaleler yazılmış, Anadolu’nun en ücra, küçük kasabalarında dahi onun için anmalar gerçekleşmiş ve hakkında değerli araştırmalar yapılarak kitaplar hazırlanmıştır. Şair Ali Ekber Ataş tarafından geçtiğimiz aylarda yayımlanan ve doğumunun 100. Yılında Enver Gökçe’ye adanan derleme kitapta bunlardan biri.
Şair Ali Ekber Ataş ile 2018 yılının Ekim ayında tanışmıştık. Kocaeli sanat tarihinde bir ilki gerçekleştirmek ve ‘’Ben sınıf edebiyatı yapıyorum’’ diyen şairi emeğin kentinde anmak istemiştik. Etkinlik için yaptığımız araştırmalarda Ataş’ın "Yerelden Ulusala Ulusaldan Evrensele Şair Enver Gökçe’’ yazısını okuduğumuzda yüreğimizden Erzincan’a Erzincan’dan da tüm yurda yayılan coşkun bir nehir akıvermişti. Kendisini arayıp ‘’Enver Gökçe etkinliği için gelir misiniz’’ diye sorduğumda yaşadığı heyecanı ve mutluluğu unutamam. 2018 yılında başlayan Enver Gökçe dostluğumuz bir fidandı. Büyüdü, serpildi, kocaman bir ormana dönüştü. O günlerde Ali Ekber Ataş kendine atfettiği gururlu bir görevin, tatlı bir telaşın içindeydi ve ‘’doğumunun 100. yılında Enver Gökçe’ye armağan’’ kitabını kanatlarında getiri verdi.
Ali Ekber Ataş kitabında Enver Gökçe’yi anlatırken okura imgesel bir şölen yaşatıyor. Kelimelerine işlemiş olduğu incelik yazarın şair kimliğini de ele veriyor. Anlaşılıyor ki heybesinde duygular yüklü olan Ataş, kelime işçiliğinin tüm ustalığını Gökçe için nakış nakış işliyor. Yazılarında Gökçe’ye dair bir iş çekiş hali var Ataş’ta. Bu yüzden sesi yer yer hüzünlü çoğunlukla ‘’öfkeli’’ geliyor.
Hangisinin adını yazsak diğerine haksızlık olur diye düşünüyorum. Ali Ekber Ataş’ın bu derleme kitabında hem 40 kuşağı hem de Gökçe adına çalışmalar ve araştırmalar yapmış, kitaplar yayımlamış çok sayıda aydın, yazar ve sanatçı yazılarıyla yer almakta. Yazılar arasında Gökçe’nin hayatına, kuşağına, şiirine ve ölümüne dair çok sayıda bilgide mevcut.
İnanıyorum ki bu değerli kitap Enver Gökçe’yi bilenler için hafızalarını tazelemekle kalmayacak yeni bilgilerde sunacaktır. Ve az bilen yada bilmeyenlerin ise merakını güçlendirecek, Gökçe’ye yeni yol arkadaşları kazandıracaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.