Dilovası’nda kadın siyasetçinin toplumda karşılığı var. Çıksınlar
Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir, geçmişte HDP üyesi olduğuna dair iddiayı yalanlayıp, “Olsaydı rahat bırakırlar mıydı?” dedi. İlçede kadının aktif siyasetteki yeri üzerine, “Toplumda karşılığı var. Yeter ki çıksınlar” dedi
Hamza Şayir ile seri röportaj – 2 / Siyaset
2019 yerel seçimlerinde AKP’den Dilovası Belediye Başkanı seçilen Hamza Şayir siyasetin sahadan çok sosyal medyadan yapıldığı ilçede birçok iddiaya maruz kaldı. Bazılarını biz de sorduk. Dilovası Belediye Meclisi’nin Saadet Partisi’nden seçilen CHP’li meclis üyesi İnci Aydemir ile olan geriliminden ilçede kadının aktif siyasetteki yerine kadar konuştuk. Başkan Şayir sorularımıza şu yanıtları verdi:
ÇOK NESİL GEÇMESİNE GEREK YOK
- Dilovası’nda kadının aktif siyasetteki yeri, görüldüğü şekilde yetersiz. Yerel seçimde tüm mahallelerden tek kadın muhtar adayı çıktı. Neslin mi değişmesi gerekiyor?
- Çok nesil geçmesine gerek yok. Toplum, kadını aktif siyaset içinde benimser. Dilek Yıldır, sevgili muhtarım Ebubekir Özavcı gibi altı dönem tüm belediye başkanlarını gören, toplumun sevgisini kazanan bir karşısında çok cüzi, az bir oyla kapattı.
Kendisine özgüveni olan zaten çıksın. Sırf, ‘Kadın çıksın’ diye çıkılmaz. Toplumda karşılığı var.
DİLEK İLE İNCİ’NİN
VERDİĞİ ALGI FARKLI
Ama Dilek de çıktı, bu kızımız da (İnci Aydemir) çıktı. Şimdi Dilek’in verdiği algıya bak, bu kızımızın verdiği algıya bak. Çok önemli bunlar. İkisinin algısı bir değil.
İnci kızımız iftira atmadan, karalama yapmadan güzel şeyler yapsa toplum daha çok ilgi gösterir.
AİLE İÇİ SORUN OLURSA
KANAAT ÖNDERLERİ ÇÖZER
- Geçtiğimiz yıllarda Turgut Özal Mahallesi, Kocaeli’nin suç oranı en düşük mahallesiydi. Dilovası kadın cinayeti hiç yaşanmayan veya çok nadir yaşanan bir ilçe. Bu özellikleri üzerinden Dilovası’nı değerlendirir misiniz?
- İlçemizde bu tür vakalar çok şükür yaşanmadı, inşallah bundan sonrada yaşanmaz. Toplumumuzun çoğunluğu muhafazakar kesimdir. Muhafazakâr kesimde, Allah’ın verdiği canı Allah’tan başkasının alamayacağı inancıyla çok günah görürler.
- İlçemiz küçük bir Anadolu, herkes bir birini tanır. Aile içi yaşanan olaylar kanat önderlerin araya girmesiyle tatlıya bağlanır. Gönül ister ki ülkemizde ve dünyada Kadın Cinayetleri olmasın.
Hamza Şayir, AKP Dilovası İlçe yöneticiliği döneminde teşkilat kongresi için gazetecilik de yapan Dilek – İsmail Yıldır çiftine davetiyesini yönetimden Fazıl Korkmaz ile birlikte verirken. (2017/Facebook Hamza Şayir)
**
HDP Üyeliğim olsa
rahat bırakırlar mıydı?
- Geçmişte HDP üyeliğiniz oldu mu?
- Öyle bir şey yok.Benim ilk siyasi parti üyeliğim ANAP Gençlik Kolları’ndadır. İki dönem gençlik kolları yöneticiliği yaptım.
- HDP çevreleri niye öyle bir iddia öne sürdü?
- Bizim duruşumuz belli. Cumhur İttifakıyız. Milliyetçi Hareket Partisi, öbür tarafta AK Parti. Kardeşim. Diğerleri hep birlikte oldu işte. Türkiye’de örneği olan birkaç ilçeden bir tanesiyiz. Bir tanesi bana mı geldi. Belediye meclis üyelerinin hepsi HDP’li. Ama yukarıya başka türlü anlatıldı. Gidin. O kişilerin bana isimlerini söyleyin. Tüm arşivlerime baksınlar.
- Ben ANAP Gençlik Kolları’nda iken bunlara karşı geldik ve bunlara karşı seçim kazandık.
- Bizim PKK ile, bizim devletine milletine silah sıkan, doğrultan, devletin parçalanmasına yönelik girişimlerde bulunanla bizim işimiz olmaz. Dağdaki PKK ile arasına mesafe koymayanla işim olmaz. HDP üyeliğim olsa, rahat bırakırlar mıydı?
KÜRT’ÜM. ÖVÜNÜYORUM
- Kürt’üm, gocunmuyorum. Övünüyorum da. Benim kültürümde ötekileştirme yok. Asker ocağına Peygamber ocağı diyen bir kültürden geliyorum. Halka hizmet Hakk’a hizmettir diyen kültürden geliyoruz. Kürt kesiminin yüzde 90’ından fazlası böyle düşünür.
BİZİ YETİŞTİREN
KÜRT ANNE BABADIR
Kötü örnekleri var. Türkiye’yi parçalama algısıdır. Sende, bende, toplumda yok. Bu algı üzerinden Türkiye’de güçlerin üzerine çöreklenip Türkiye’yi parçalama planıdır bu. Vatanına milletine karşı çok hassas yetiştik. Bizi yetiştiren Kürt anne babadır. Bizi vatan sevgisi ile büyüttüler ve güzel sevgi ile yolumuza devam ediyoruz.
**
CHP’li baba söylemini SP’li
kızına söyletmek istiyor
- Saadet Partisi’nden meclis üyeliği yapan CHP’li İnci Aydemir ile çok gerginsiniz. Niçin?
- Baba, (CHP Dilovası İlçe Başkanı Kerem Aydemir) sözde CHP’li. Sözde Atatürkçü. Yazıktır, günahtır. Alavere dalavere ile, insanların aklıyla alay mı ediyorsun? Hayatta insanların düşebileceği en büyük hata karşısındaki insanın aklıyla alay etmektir. Nasıl olursa olsun? Bu ister dilenci olsun, temizlikçi olsun, kim olursa olsun. Sen karşındaki insanın aklıyla alay mı ediyorsun? Şimdi, masuma yatıyorsun.
- Sen, seçilen kendi meclis üyene güvenmiyor musun? O gün Sayın İnci Aydemir’in söyleyeceğini, diğer muhalefet meclis üyeleri de söyleyecek. Ama CHP İlçe Başkanı Sayın Kerem Aydemir’in derdi kendi söylemek istediğini, Saadet Partili meclis üyesi kızına söyletmek. Tek derdi bu. Yazık ediyor, kızını da perişan ediyor. Kızının hayat tecrübesi ne ki bu kadar işin içine sokuyorsun? Olmadık iftiralar, yalanlar dolanlar ortaya atmak, kıza daha ne olduğunu bilmediği terimler kullandırmak doğru mu? İnci Aydemir aslında, özünde çok iyi.
BABASINDAN SEBEP BU HALDE
‘SİZ SERBEST BIRAKIN’ DEDİM
- Dönemin ikinci İnci Aydemir krizi, denetim komisyonu seçiminde yaşandı. Aydemir’in o komisyonu girmesini neden engellemeye çalıştınız veya çalışıldı?
- Ben açık açık hiçbir şeye karşı gelmedim. Onlar bizim meclis üyeleriyle zıtlaştı. Bilindiği üzere oylama, kapalı zarf usulü gizli gerçekleşti.
- Son Meclis oturumu öncesi, ‘Arkadaşlar. Bir şeyi daha yürütmenin anlamı, gereği yok. Hepsi aynı muhalif kafa. Sırf CHP’li babasından dolayı Saadetli kızımız bu hale girdi. Siz serbest bırakın’ dedim.
BİRİSİ YALAN ATTI MI
NEVRİM DÖNÜYOR
- Bu kadar niye zıtlaşıyor, iftira atıyorsun. ‘Bu kadar adam aldı’ dedi. Getirsin. Ben kişiyle devraldığım belediye bugün kaç kişi, bakalım. Yüzlerce kişinin alındığını öne sürdü. Ben ona, ‘Çamur at izi kalsın mantığı doğru değil. İspatla. İspatlarsan ben istifa edeceğim. İspatlamazsan sen istifa edecek misin?’ dedim. Bu kadar net. İftira atmakla, yalanla nereye kadar. Benim de; birisi yalan attı mı nevrim dönüyor. Yalanla olmaz.
‘LAPTOP DAĞITIRDIM’ DE, ANLARIM
- Ben onların yerinde olsaydım, iftira atmak yerine doğru işlere dair, ‘Doğrudur kardeşim’ der, yanlış olanı da söylerdim. Ya da tablet meselesine dair; ‘Sen bir tablet dağıttın. Ben televizyon verirdim, laptop dağıtırdım’ de, anlarım. Yalan söylemler üzerinden arkasında başka bir şey aramak, yanlış tutumlar.
- İşçilerle, sendikalarıyla toplu sözleşme imzaladığımız gün dahi gittim kendisine çiçek takdim ettim. Yanımıza çağırdık. Fotoğraf karesine girmesini istedik, girdi. Daha ne yapayım yani?
- Çocuklara tablet dağıtımını dahi önemsizleştirip sabote etmeye çalıştılar.
- Pandemide adam sıkıntılı. Gıda dağıtıyoruz. Her eve girildiği için, ‘Vay efendim. Gıdayla bu iş mi olurmuş?’ deniliyor.
- Pandemi dönemidir. Millet çalışmıyor. Salgın artmış. İnsanlar her tarafta maske bulamıyor. İnsan sağlığı önemli diye her eve maske dağıtıyoruz. ‘Vay efendim. Sen maskeyle oy mu toplayacaksın?’ deniliyor.
- Ayda yılda bir sefer bir bayram gelmiş. ‘Anneler bayramda yufka açmasın’ dedik. Yufkanın hamurunu da biz verelim dedik. ‘Vay…’ diye bağırıyorlar.
- Ya da yedi sekiz gariban, dar gelirli, okuyan çocuk var. Bunlara kırtasiye yardımı yaptık. Tüm öğrencileri ayırmaksızın kırtasiye yardımında bulunduk.
- Bir nebze de olsun devlete başvuramayan, derdini anlatamayan insanlara ulaşalım diyoruz. ‘Vay. Böyle olur mu?’ diyorlar.
- Ya arkadaş. Sen ne istiyorsun?
- Yapınca böyle diyorsun. Yapmayınca, ‘Bizi ötekileştiriyor’ diyorsun. ‘Birleştireceğiz. Ötekileştirmeyeceğiz’ diye sloganı (yerel seçim dönemi) siz attınız. Mademki biz ötekileştiriyoruz. Dur kardeşim. O zaman senin anlayacağın dilden yapayım. Şimdi biz bunu yapınca niye iş bir başka boyuta gidiyor? Olay bu. Yoksa bizim kimseyle sorunumuz olmaz.
- Al beyaz rozetimi taktım. Herkese eşit, adaletli bir tutumdayım. Biz hepimiz biriz, eşitiz, kardeşiz. Devletin şefkatiyle eşit bir tutum ile halkımıza hizmet ediyoruz.
**
Diktatörlük olacak da ağzını
açıp konuşacaksın. Öyle mi?
- Parti lideriniz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a dair ne söylemek istersiniz?
- Çok büyük atılımlar yaptı. Bunu inkar edemezsiniz. Uyanık olmamız lazım.
Kaddafi’yi düşünün. Herkese, her bireye, yeni evlenenlere villa, araba veriyordu. Her şey bedava idi. Ama öyle bir lanse edildi ki, ‘Terörist. Tek başlı adam şu bu’ diye lanse edildi ve 2011 yılında suikastla öldürüldü.
VATAN BAYRAK HASSASİYETİ
VARSA KORKMA
Vatan ve bayrak hassasiyetim var. Gerisi teferruat. İnsanlar farklı düşünebilir. Herkesin bizim gibi düşünmesini istemem. Ama vatan bayrak hassasiyeti varsa, o insandan korkma. Bir adam önce vatan millet diyorsa korkma. Ama bir şey yaparken de, bir çatıyı yıkmaya kalkıştığında o çatının altında kalacağını iyi düşünmek lazım. Bu yapıyı ve çatıyı yıkmadan, bu birlikteliği ve kardeşliği yıkmadan yapabiliyorsan yapman lazım.
HAKARET EDENE GEREĞİ YAPILIYOR
Kimse fikirlerine bir şey demiyor ki. Sayın Cumhurbaşkanı’mıza hakaret ediliyor. Hukuk çerçevesinde gereken yapılıyor. Yapanlar yapıyor. ‘Özgürlük yok’ diyenler için söylüyorum. Nasıl özgürlük yok? Elini kolunu sallayarak geziyorsun. Diktatörlük olacak da ağzını açıp konuşacaksın, öyle mi?
**
Bakanlık randevusu
ÇED toplantısıyla çakıştı
- 10 Eylül 2020’de Nuh Çimento’nun kapasite artırımı konulu ÇED toplantısına katılacağınızı söylediniz. Katılmadınız. Açıklamanız da olmadı. Çok tartışıldı. Niçin katılmadınız?
- ÇED toplantısına niye katılmadığıma dair açıklama yapıldı, duyurulmadı. Aynı gün 15.00’te Büyükşehir Belediye Meclis toplantısı vardı. 15.30’da bitti. Apar topar Ankara’ya gittim. 19.30’da Ulaştırma Bakanlığı’nda olduğuma dair sosyal medyada fotoğrafım var. Bakanlıklardan randevu talep ettiğimizde Sayın Bakan’ın programına göre randevu verirler. ÇED toplantısında belediyemizi temsilen arkadaşlarımız katıldı.
İSTİHDAM VE TİCARETE KATKISI VAR
- Halkın büyük veya önemli kısmı Nuh Çimento’nun talebine karşı. Siz?
- Sanayicilerimiz istihdam yaratmak için mecburen kapasite artırımına gidiyor. ÇED’e istinaden kapasite artırımı olursa; sanayici malzeme alımından tesis altyapısına, tuğlasına çimentosuna her şeyiyle yatırım yapıyor. Bu işletmeyle ilişkili tüm iştiraklere çalışma alanı açmış oluyor. İlçemize, esnafımıza, işadamlarımıza ve istihdama katkı sağlanıyor. Şunu da hatırlatmak isterim. ÇED toplantısında ve alınacak kararlarda tek karar merci biz değiliz.
ZAMANINDA İMZA ATANLAR
ŞİMDİ KURTARICI GÖRÜLÜYOR
- Kapasite artırımında çevre, doğa, insan için hiç mi risk yok?
- Biz yetkimiz iradesinde olan yerler için insanlara ruhsat verirken, ‘Git. Çevreyi kirlet’ demiyoruz ki. Bakanlık ve birimleri tarafından hazırlanan yönetmelikler var. Biz bu yönetmeliğin takipçisi, uygulayıcısı oluruz. Biz izni ve ruhsatı o yönetmelikler çerçevesinde veririz.
- Burada bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Topluma, ‘Görüyor musunuz? Bir şeyler yanlış ve ters gidiyor’ deniliyor.
- Biz buralara sanayi bölgesi olduğunu bilerek gelmişiz ya da gelirken sanayinin ve sorunların bu kadar pik yapacağını belki de düşünemedik. İşin acı tarafı şu: Zamanında buranın temeline izin verenler, zamanında bu çevreye bu kadar sorunu yaratan, problem oluşturan işyerlerinin ruhsatlarına imza atanlar maalesef toplum tarafından kurtarıcı gibi görülüyor. Bizim ağrımıza giden aslında bu. ‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!’
O İŞLETMELERE İZİNLERİ BEN Mİ VERDİM?
- Bir taraftan yaşanabilir bir çevreden bahsedeceksin. Hayırdır! Siz olmadan, sizler bu işlerin altına imza atmadan buraların derelerinde, tatlı suda balık tutuyorduk. Bembeyaz kumsalımız vardı. Limanın orada denize giriyorduk. Buraların hepsi ne oldu? O işletmelere izni kim verdi, ben mi verdim?
- Bizim duruşumuz şu: Çevreye zararlı olan her şeye karşıyız. Çerkeşli’de taş ocakları açılıyordu. Onlara karşı çıktık. Taş ocaklarını ben buraya ne diye isteyeyim? Onları iptal ettirdik.
- Çimentonun ham maddesi, doğada çıkıyor. Tesislerde onun için oraya kurulmuş. Nuh Çimento’nun mevcut tesisinin yıllık bir kullanım kapasitesi var. Afaki söylüyorum: Firmaya, ‘Tesisinde 100 bin ton kapasitelik malzeme kullanabilirsin’ deniyor. Şimdi firma makinelerini büyüttüğünü, kapasitesini artıracağını söylüyor. ‘Kapasite artırma için daha çok malzeme kullanmam lazım. Dışarıdan nasıl alacağım bunu?’ diyor. Bu aşamada devlet firmaya kapasite kullanım raporu veriyor: ‘Bu kadar dağda, bu kadar malzeme kullanabilirsin.’ işin özü bu.
Başkan Hamza Şayir, “ÇED toplantısında belediyemizi temsilen arkadaşlarımız katıldı” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.