Daha 15 yaşındaymış….
Geçtiğimiz akşam her zamanki saatten bir on dakika var veya yok eve geç gittim.
Annem kapıyı açar açmaz sinirli bir şekilde, ‘Nerde kaldın sen? Bu saat oldu hala yoksun!’ diye bir güzel fırçaladı.
Ne olduğunu anlamadım.
Üstümü değiştirip oturma odasına geçince hıncını alamayan annem bana dönerek, ‘Ya işte başına bir şey gelse. İnsan bir haber vermez mi?’ diye cümlesini bitirmeden gözyaşlarına boğuldu…
Babamla o an göz göze geldik.
Baba sus işareti yapınca evde bir terslik olduğunu anladım.
Sus işareti babam ile aramızda gizli bir iletişim işareti idi.
Sus işareti o gün ya annem bir şeye çok kızmış ya da bir şeye çok üzülmüş demekti.
Babamın sus işaretiyle birlikte annemin hıçkırıkları dışında odada derin bir sessizlik hakim oldu.
Annem bir yandan gözyaşlarını silerken bir yandan da sözcükler yarım yamalak ağzından çıkmaya başladı.
‘Hem daha on beşindeymiş… Yerde öyle görünce öldü sandım...abisi feryat ediyor ediyordu…’
Daha fazla konuşmadı annem başladı yeniden ağlamaya…
Anneme sakinleştirici bir ilaç verip yatağına bırakıp babamla yeniden oturma odasına geldik.
Babam cebinden çıkardığı sigarasını yaktıktan sonra bir nefes alır almaz başladı öksürmeye.
‘Lanet olası meret… Bu tütünlere ne yaptılarsa hepsi öksürtüyor…’ dedi.
Babam bir yandan kendisini öksürten sigarayı içerken bir yandan da ne olduğunu anlatmaya başladı.
Yan binadaki komşular oturdukları binaya dış kaplama yaptırıyorlarmış.
Dış kaplama yapan işçilerden birine o sabah elektrik çarpmış.
Elektrik çarpan işçinin abisi kardeşinin gözünün önünde yere düştüğünü görünce bir feryat etmiş ki tüm mahalle duymuş.
O anda annem de balkonda oturuyormuş.
Feryadı duyan annem hemen cama koşup olayın olduğu yere bakınca yerde daha on beşinde bir çocuğun yattığını görüyor.
Yerde yatan çocuğun başına diğer işçiler toplanıp feryat figan edip ağlarken komşular ambulansa haber veriyor.
Yaşanan olayı gören annem de olaydan çok etkilenmiş.
Akşama kadar babama on beş yaşında olan bir çocuğun neden okulda değil de inşaatlarda çalıştığını söyleyip söyleyip ağlamış.
O an anladım annemin on dakikalık geç kalmama neden çok kızdığını…
Sahi on beş yaşında olan çocuklar neden okulda değil de inşaatlarda, tarlalarda veya bir tarikat yurdunda…