CUMHURİYETİN KURULUŞ DÖNEMİ VE LAİKLİK
Mustafa Kemal, ulusal ve laik eğitime dair ilk vurgusunu Kurtuluş Savaşı sırasında Temmuz 1921’de Ankara’da yapılan “İlk eğitim toplantısı”’nda şöyle demiştir: Bugüne değin izlenen eğitim ve öğretim yöntemlerinin ulusumuzun gerileme tarihinde en önemli etken olduğu inancındayım. Onun için bir ulusal eğitim politikasından söz ederken geçmişin boş inançlarından, yaradılışımızın nitelikleriyle hiç de ilgisi olmayan yabancı düşüncelerden, doğudan ve batıdan gelen tüm etkilerden büsbütün uzak, ulusal yaradılış ve tarihimize uygun bir kültür düşünüyorum. 27 Ekim 1922’de Bursa’da öğretmenlere yaptığı konuşmada; Bilimsel eğitimin önemini vurguladıktan sonra, eğitim programlarının, 1) Toplum yaşayışımızın gereklerine uygun düşmesini, 2) Çağımızın getirdiği ve gerektirdiği gerçeklere uygun düşmesini istemiştir. Cumhuriyetin ilanından 4 ay sonra 3 Mart 1924’te laik eğitimi temel alan Tevhidi Tedrisat yasası çıkarılmıştır. Avrupa’da yüzyıllar içerisinde süren tartışmalar, gerilimler, ölümler Reform ve Rönesans’ı kısaca aydınlanma ve burjuva devrimlerini oluşturmuştur. Türkiye’de ise kapitalizmin gelişme dinamiklerine uygun olarak, Cumhuriyet ve atılan radikal adımlar, köklü değişiklikler, yapılan devrimin ruhuna uygundu.
2 Eylül 1925 Tekke ve Zaviyeler kapatılır. 5 Kasım 1925 Ankara Hukuk Fakültesi açılır. 4 Ekim 1926 Medeni Kanun kabul edilir. 1926 yılında ilkokul 1 ve 2. sınıflarda din dersi kaldırılır. İlkokullara “Ahlak ve Malumat-ı Vatan” dersi yerine “Yurt Bilgisi Dersi” konulur. 1 Kasım 1928 Yeni Türk harfleri kabul edilir. Anayasadan “Devletin dini İslam’dır” ibaresi kaldırılır. 1 Ocak 1929 Millet mektepleri açılır. 1930 İlkokulların yalnız son sınıfında din dersi kalır. 1931 ortaokullarda din dersi kaldırılır. Aynı yıl Medeni Bilgiler kitabı basılır. 18 Temmuz 1932 ezan Türkçe okunmaya başlar. 1932 Türk Dil Kurumu ve Halk Evleri açılır. 1934 lise programlarında felsefe ve estetik derslerine ağırlık verilir. 1935 teknik eğitim yaygınlaştırılır. 3 Şubat 1937 Anayasaya laiklik ilkesi konur. 1939 I. Eğitim Şurası toplanır. 1940 Köy Enstitüleri kurulur. 1941 Konservatuvarlar kurulur.
2 Mart 1942 tarihinde dönemin Milli Eğitim bakanı Hasan Ali YÜCEL kaymakamlık kursunda şu konuşmayı yapar: “ Cumhuriyet Devleti esasen din ile devleti ayırmış; dini sırf bireylerin vicdanlarına, duygularına bırakmış olduğu için Cumhuriyet, çocukların eğitiminde bilginin ahlak ve ahlakın bilgi kadar dini kaynaklardan ayrılmış olarak verilmesini sağlamıştır. Bu itibarla Cumhuriyet okullarında dini eğitim yapılamaz. Telkin ettiğimiz ahlak, dini değerlerle yaptırıma sokulamaz.”
O dönem Cumhuriyet’in eğitim alanındaki tutumunu toplumsal yaşamın bütününde görmek mümkün. Bu dönemle ilgili tartışmaların sağlıklı olması için bilgimizin net olması ve tarihsel olayları bilmemiz gerekiyor. Bu bilgiler atlanarak yapılan döneme ait ideolojik yorum ve değerlendirmeler dönemin gerçekliğini ortadan kaldıramaz.