Cumhuriyet bir aydınlanma, özgürleşme projesidir.

Bunu halen daha anlayamayan çevreler Cumhuriyet’in ilk yıllarında gerçekleştirilen atılımların farkına bile varabilmiş değil.

Eğitim, sağlık, sanat ve kültür alanlarında kadının seçme ve seçilme hakkı konusunda bir çok batılı ülkeden daha önce adım atılmış.

Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda nüfusumuzun sadece %5’inin okur yazar olduğunu bunlarında büyük bir bölümü gayrimüslüm vatandaşlarımıza ait olduğunu hatırlamakta fayda var.

Anadolu’da, köylerimizde neredeyse okur yazar oranı yok denecek kadar azdı.

Osmanlı imparatorluğu döneminde haneden ailesi dışında devletin başına geçmek imkansızdı.

Bırakın devletin başına geçmeyi önemli kurumlarda görev almak bile ayrıcalıklı olmayı gerektiriyordu.

Cumhuriyet sayesinde köylü çocukları bu devletin en zirvesine kadar gelmeyi başardı.

Önleri açıldı, kadın erkek ayrımı ortadan kalktı.

Bugün bile okumayı sevmeyen bir toplumuz.

Dünya’da kitap ve gazete okuma sıralamasında neredeyse  son sıralardayız.

Ancak herşeyi bilen, her konuda ahkam kesen bir toplum olmaktan da geri kalmıyoruz.

Sinema, tiyatro kültür sanat faaliyetleri iktidarın siyasal baskısı ve propaganda aracı haline dönüştü.

Atatürk ve O’nun kurmuş olduğu kurumları tasviye etmeye çalışmak toplumun aydınlanma ve özgürleşme çabalarını engellemeye yönelik bir çok girişimle karşı karşıyayız.

13 yıldan sonra ilk kez sokaklarda, evlerde asılı Türk bayrakları toplumdaki karşı duruşun göstergesidir.

Sanki Cumhuriyet’i Osmanlı tasviye etmiş gibi bir hava yaratılmak isteniyor.

Yıl 1919...

Bin yıllık Türk vatanı Anadolu toprakları Osmanlı İmparatorluğunun son döneminden faydalanmak isteyen Batılı devletler tarafından paylaşılmak üzeredir.

Ve hatta yer yer bazı bölgelerde işgaller başlamıştır.

Bu durumda İmparatorluğun asıl sahibi ve kurucu unsuru olan Türk  Milletinin önünde iki seçenek görülüyordu.

Ya bu şartlar altında sonu yok olmaya giden ve batılıların dayattığı yaşam şeklini tercih edecek ya da onurlu bir mücadeleye başlayacak ve küllerinden yeniden doğarak bağımsız bir devlet haline gelmek için bütün gücüyle başkaldıracaktır.

Atatürk ve arkadaşları bu yolu seçmiş siyasi askeri ve idari her türlü zorluğun üstesinden gelerek özgür ve modern bir Türk Devleti’nin kurulmasını sağlamıştır.

Yıl 2015...

Bu yıl Atamızın “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet’in kuruluşunun 92. aramızdan                ayrılışının 77. yıl dönümüdür.

Büyük Önderimizi ve mücadele arkadaşlarını saygı, minnet, şükran,rahmet ve özlemle anıyoruz.

Demokrasinin nimetlerinden ve boşluklarından faydalanarak Cumhuriyet’in temel değerlerinin aşındırılmasına yönelik açık veya sinsi gayretlere karşı 29 Ekim - 10 Kasımlarla özdeşleşen devrim ve ilkelerine daha büyük güç ve inançla sarılarak sesleniyoruz.

İYİ Kİ VARSIN CUMHURİYET...

SENİNLE DAHA GÜÇLÜYÜZ...

92. YILINI GURURLA KUTLADIK...