Aktan Uslu

Aktan Uslu

CHP ön seçim mi yapacak. Siyasetçilik mi oynayacak

CHP ön seçim mi yapacak. Siyasetçilik mi oynayacak

Cumhuriyet Halk Partisi geçtiğimiz haftanın son işgünü ve hafta sonu günlerince ağırlıklı Gebze Bölgesi olmak üzere Kocaeli’de siyasetin gündemini oluşturmayı kısmen elinin tersiyle itti, kısmen başardı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu şahsında milli iradenin önüne çekilen set sadece İmamoğlu’nu değil toplumun bütününü ilgilendiren bir demokrasi konusudur ancak abartmamak lazım geldiği kanaatindeyim.

Yani CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka’nın cuma günkü programının iptali veya ertelenmesi bence gereksizdi. Hayat kendi akışına bırakılmalıydı ve kaldı ki Nazlıaka’nın bölgemizdeki saha çalışması da aynı konuya dair önemli bir propaganda fırsatıydı.

CHP Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın Darıca ve Çayırova’daki üye katılım törenlerine aslında CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke’nin de katılacağı duyurulmuştu. Böke de açıklanmayan bir gerekçeyle program dışı kaldı. Gerekçesi kuvvetle muhtemel yine aynıydı. Halbuki kadını merkeze aldığımızda Nazlıaka’nın ardından Böke’nin de devre dışı kalması, bence gereksizdi.

Salıcı’nın bölgemizdeki temasları esnasında CHP İl Başkanı Harun Özgür Yıldızlı’nın önce Darıca ardından Çayırova’da ısrarla gündeme getirdiği önseçim mevzuu, CHP tabanını merkeze aldığımızda çok önemliydi.

Bu arada genç bir meslektaşımın hakkını haberimizde teslim etmiştim, yorumda da tekrarlamak isterim. Kocaeli Barış’tan Merve Dişli arkadaşımız Yıldızlı’nın Darıca’da dile getirdiği konuyu Salıcı’nın aynı yerde pas geçmesini anında haber etmesi,

Yıldızlı konuyu Çayırova’da da gündeme getirince Salıcı’nın kaçınılmazı olmuş hatta söze başlarken Dişli’nin ilgili haberine de atıfta bulunmuştur.

Salıcı verdiği yanıtta özetle kendisinin de ön seçimle geldiğini ve ön seçime karşıtlığının, talepleri görmezden gelmesinin söz konusu olmayacağını belirtip konuyla artık ne ilgisi varsa, Millet İttifakı’nı işaret etmiştir.

Çayırova’daki toplantı, basın toplantısı şeklinde olsa veya, “Basından Salıcı’ya sorusu olan var mı?” siyasi nezaketi gösterilse, kendisini de sormak isterdim.

CHP dâhil Millet İttifakı bileşenlerinin milletvekilliği listelerinde yer alacak listelerinde aday belirlerken kullanacakları yöntemin, birbiriyle ne alakası var. Biri/birkaçı ön seçim, diğeri veya diğerleri atamayı tercih ederse partilerin değişkenlik gösteren tercihleri, Millet İttifakı’na ne gibi bir zeval getirebilir?

Millet İttifakı bileşenlerinden, CHP’ye kıyasla yaş itibariyle “çiçeği burnunda” konumundaki İYİ Parti’de Genel Başkan Meral Akşener’in parti kurmayları tarafından kendisine getirilen, “Adayları ön seçimle belirleyelim” teklifine sıcak baktığı bilinirken..

Kemal Kılıçdaroğlu’nun veya CHP Genel Merkezi’nin ön seçim gündeme geldiğinde Millet İttifakı’nı gerekçe göstermesi neyin nesi?

Şu çok nettir..

Bir taraftan “tek adam”lığa karşı bir tutumla, parlamenter sistem propagandası ile seçim kampanyası yürüteceksin.

Diğer taraftan milletvekili adaylarının belirlenmesini genel merkeze veya genel başkan tasarrufuna bırakıp, kendi kurumsalında “tek adam”lığa çanak tutacaksın.

Hâlbuki aktif siyaset; böylesi bir teori pratik tezatlığını hele ki 2023 seçimleri için kaldıramaz haldedir.

Yeri gelmişken;

Şu sıralar CHP Kocaeli Örgütleri içinde ön seçim lehine yapılan bir çalışmadan söz ediliyor.

Hatta geçenlerde CHP Darıca’da da imza toplandığına, toplantı yapıldığına dair duyumum oldu ama nedir, ne değildir, öncüsü kim, kimler destekliyor gibi somut bilgilere sahip değilim.

Bu aşamada da anlamadığım, çalışmanın propagandasının yerel basın üzerinden de neden yapılmadığına dairdir.

Şahsım adına;

Şayet içlerinde düne kadar atamayı savunanlar ve günümüz itibariyle yanlıştan dönenler dahi varsa, haberde yorum olmaz ama yorumlarımda elverdiğince destekleyeceğim bir çalışma olacaktır.

Kaldı ki ön seçim bana kalsa Anayasa ve yasada yerini almalı, oy oranı fark etmeksizin seçime giren bütün partiler için şart koşulmalı,

Bu şekilde ülkemiz siyaseti, siyasi partilerin genel başkanları ve genel merkezlerinin vesayetlerinden kurtarılmalı ve korunmalıdır.

Aksi taktirde dönem ve partisi fark etmeksizin, iktidarda hangi parti veya ittifakın yer aldığı fark etmeksizin gerek milletvekilliği gerek belediye başkanlığına, meclis üyeliklerine seçilen kişi öncesinde ön seçimle değil genel merkez atamasıyla belirlendiğinde..

Neticede halkın oyuyla seçilmiş dahi olsalar göreve geldiklerinde yüzü halka değil partileri kurumsalında erke dönük tavır ve davranış haline giriyorlar.

Bunu ana muhalefetteki ve muhalefetteki partilerde dahi gözlemleyebiliyoruz. Hadi onlar adı üzerinde yaptırım gücü olmayan, sadece söylemde bulunabilen konumdalar.

Ancak hele ki iktidar konumunda olanlarda benzer durumun sadece Gebze Bölgesi ölçeğinde bile nelere yol açtığını, nelere sebep olduğunu, sadece hafızamda kalıp hemen aklımda kalanlar üzerinden yazmaya kalksam, bir bu kadar daha yazarım. (An itibariyle kelime sayar: 620)

Sözün özü..

Ülkemiz ve ülkemiz siyaseti için ön seçim kaçınılmazdır.

Hele ki CHP için, hayli hayli kaçınılmazdır.

Bu seçime yönelik olarak bu sefer Millet İttifakı bahanesiyle ön seçim olasılığı ile kaçak güreşmek bile şahsım adına yazıyorum, salak yerine koymaktır.

Seçimde her il için ayrı ayrı, listede Millet İttifakı’nın hangi partisinin kaçıncı sıra/sıralardan aday gösterebileceği, ilgili ilde ilgili partinin oy konumu üzerinden karara bağlanır.

Partiler o sıralardan göstereceği adayları, ön seçimle tayin eder.

İttifak bileşenlerinin aday belirleme tercihinde değişkenlik ittifaka zeval vermez.

Misket mi oynuyorsunuz, siyasetçilik mi?” diye sorarlar sonra diyorum.

Tek adamlığa fikren mi karşısın, şahıslara endeksli şekilde şeklen mi?” diye sorarlar sonra diyorum.

Şimdilik olmak kaydıyla, başka da bi’şi demiyorum.

 

Bu yazı toplam 932 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Aktan Uslu Arşivi