CHP genel başkanı olsaydım…
Birileri parti içi demokrasiyi, sosyal medyadan partisine ve yöneticilerine küfür ve hakaret etmek, oturduğu yerden klavye kahramanlığı yapmak sanıyor!
Demokrasi’nin ne olduğu hakkında fikir sahibi olmayanlar ne yazık ki gördükleri kötü örnekleri, bu partide ego tatmini olarak kullanıyor.
Demokrasi özetle, belli politikaların oluşturulmasında bireylerin eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimi.
Örneğin, Türkiye’de genel ve yerel yöneticilerin seçilmesinde sandığa gidip oy kullandığımızda bunu yapıyoruz.
Bizi yöneten milletvekillerini, belediye başkanlarını, meclis üyelerini, mahalle muhtarlarını seçiyoruz.
Seçime giren siyasi partilerin yöneticileri de, yine genel kurullarda üyelerinin oylarıyla belirleniyor.
Sosyal demokrat bir parti ünvanıyla, Cumhuriyet Halk Partisi elbette parti içi demokrasinin en çok konuşulduğu, tartışıldığı bir parti.
Parti içi demokrasi var mı diye sorarsanız, duraksamadan ‘hayır’ derim. Ama bugünkü konumuz bu değil!
CHP’de parti içi demokrasi diye bilinen ise ne yazık ki sadece eleştirmek! Oysa demokrasinin temelinde, katılım vardır.
Örneğin, hiçbir parti etkinliğine katılım sağlamayan, destek vermeyen, olumlu ve yapıcı görüş katkısı sunmayan bir üyenin, sadece yöneticileri eleştirmesi, hakaret etmesi ve hiç tatminkar olmamasının parti içi demokrasiyle hiç ilgisi yoktur.
Günlerdir medyaya malzeme yapılan ‘CHP Gebze’de patron krizi’ başlıklı haberlerin, parti içi demokrasiyle hiç ilgisi yoktur.
Neden olduğunu söyleyeyim.
Partisini düşünen bir yönetici, partisine zarar verecek eleştirileri uluorta yerlerde yapmaz, partisinde yapar! Evin içindeki kavgalar, evde yapılır. Kim evdeki tartışmaları yapmak için sokağa çıkıyor da herkes duysun diye bağırıyor?
Şimdi daha somut yazacağım.
Bazı CHP Gebze belediye meclis üyelerinin, ilçe başkanından habersiz basın toplantısı düzenlemeleri etik olarak doğru değil. Bunu hiç kimse savunmasın.
İlçe başkanının da bu konuyla ilgili sohbeti yanlıştı. En azından kimlerin yanında ne konuşacağını bilmeliydi! Biz bu camiayı yıllardır uyarıyoruz, ‘Koynunuzda beslediğiniz yılanlar sizi bir gün sokar…’ diye.
Bu olay, yine de bir haberle kapanabilirdi.
Tabi eğer bu partide meclis üyeliğine aday olmuş ve ilçe yöneticiliği yapmış kişiler sosyal medyada kendi partilerinin ilçe başkanını yerden yere vurmasalardı!
Parti, aile gibidir. İnsan kendi ailesinden birisine bile bile nasıl zarar verir? Bu nasıl bir akıl tutulması ve ruh halidir?
Yarın öbür gün seçim çalışması yapıldığında hangi yüzle o insanlarla yan yana gelip vatandaştan oy isteyeceksiniz?
Siz sanıyor musunuz ki sokaktaki vatandaş bunları görmüyor ve takip etmiyor? Yüzünüzdeki samimiyetsizliği anlamadıklarını mı sanıyorsunuz?
Bu partide neden birlik sağlanamadığını ve insanların ikna edilemediğini düşündüğünüzde, sosyal medyada birbirinize karşı hesaplaşma, laf sokma, karalama ve rezil etme için kullandığınız paylaşımlar gelsin.
Bu partinin en önemli sorunlarından birisi iletişim. Partide bir araya gelemeyenler, en kolay teknolojik yolu yani sosyal medyayı kullanıyorlar!
Partinin yolunu unutanlar, sosyal medyada demokrasiden ve parti içi demokrasiden ahkam kesiyorlar!
Bu partinin bir başka sorunu da disiplinsizlik. Ben CHP genel başkanı olsaydım tüm bu disiplinsizliğin aktörlerine önce disiplin cezası verirdim, devam ettiklerinde de partiden ihraç ederdim. Bu kadar net!
Bu partide üyesinden genel başkanına kadar herkesin makamlara saygısı olması gerekiyor.
İletişim sorununu çözmek için, CHP Gebze ilçe örgütünün yerinde olsam şunu yapardım. Her ay düzenli olarak mutlaka ilçe başkanlığında üye toplantısı yapardım. Ama gelenler ego tatmini yapıp, deşarj olsunlar diye değil, partiye katkı sunsunlar diye. Her gelen üyeye anket formu dağıtın. Partiden beklentilerini, yaşadıkları mahallenin sorunlarını yazsınlar. Mevcut yönetici, meclis üyesi ile ilgili değerlendirmelerini eklesinler. Tüm bu anketler ilçe yöneticileri tarafından değerlendirilsin, analiz edilsin, o toplantıda açıklansın.
Eğer yönetici-üye ilişkisi sağlanırsa sosyal medya zafiyetine gerek kalmaz. Bu iletişime rağmen sosyal medyada partisini ve yöneticilerini küçük düşüren ve yıpratanlar varsa da disiplin sistemi çalıştırılsın.
Sonuç olarak; bu parti, birilerinin egolarına ve çıkarlarına feda edilemeyecek kadar önemlidir. Herkes bulunduğu konumun ciddiyetine göre davranmalıdır ya da bırakmalıdır.