Mevcut yasakçı uygulamalara karşı en kolay ve en tehlikesiz mücadele yöntemi ‘çevreciliktir’.

Çünkü çevrecilik hiç kimsenin tekelinde olmadığı gibi hiç bir siyasi partinin ve kurumun kimliği olamaz.

Çevreci ve duyarlı insan sadece ağaç kesmek veya maden sahasında çevre tahribine neden olduğunu düşünüyorsa iktidar bu durumu zararsız karşı çıkış olarak bakar bu yüzden çok fazla üzerine gitmez.

Çevrecilik bir meslek değil duyarlılktır!

Her geçen gün yaşam alanlarımız zarar görüyor.

Eskiden Organize Sanayi Bölgelerinde yeşil alan bırakma zorunluluğu vardı.

Şimdi ise bu zorunluluğu kimse dikkate almıyor.

Beton yığınlarına dönüştük.

Deniz ile bağımız koptu.

Adım başı liman ve dolum tesisleriyle denize ulaşımımız engellendi.

Kış aylarında hava kirliliği konusunda kimseden ses çıkmıyor.

Üniversiteler susturuldu, akademisyenler araştırma yapmaya cesaret edemiyor.

Eğer araştırma yapılıyorsa sonuçları kamuoyuyla paylaşılmıyor.

Körfezin kirliliği konusunda ise durum çok farklı değil.

Gelelim karşı yakamızda bulunan Yalova Belediyesi’nin hafta içi kesmiş olduğu ağaçlar konusuna;

CHP içerisinden bu duruma kısmi  tepkiler gecikmedi.

Başbakan Davutoğlu’nun Yalova ile ilgili açıklamaları oldu.

Ancak aynı Başbakan Üsküdar Validebağ’da yaşanan çevre katliamıyla ilgili tek kelime etmedi.

Bu topraklarda çiftte standart uygulamalar devam ettiği sürece yanlışlar, haksızlıklar hep yaşanır.

Önemli olan Üsküdar Validebağ’da yaşananlarla Yalova’da yaşanan çevre ihlalleri aynı seviyede, aynı dozajda eleştirilmeli.

Bu yapılmadığı sürece gösterilen tepkiler, yapılan açıklamalar inandırıcı olmaz.

‘Benden olanları görmem, başkasından olanlara tepki gösteririm’ anlayışı bizi bu günlere getirdi.

Bir kaç gün önce Brezilya’da otoyolun geçmiş olduğu ormanlık alandaki ağaçları kesmeden direkler üzerinden otoyol geçtiğini gördüm.

Bu durum bizim ülkemizde de pek ala olabilirdi.

Biz de ise en kolay yol ağaçları, yeşil alanları yerle bir ederek kısa yoldan çözüm bulmaktır.

Gelişmiş Dünya bu işi nasıl çözdüğüne kafa yormaya gerek duymuyoruz.