Çayırova Cumhur İttifakı Muhtar Polat’ın ismini sokağına vermelidir
Öncelikle şuna inanıyorum..
Bende, “Haber tüyü” diye bi’şi var..
O tüy illakin beni buluyor.
Şöyle ki..
KBB Meclis toplantısının da gerçekleştiği önceki perşembe günü Kocaeli Barosu Başkanı Bahar Gültekin Candemir ile görüşmek için Candemir tarafından Baro’nun Kocaeli Adliyesi’ndeki odasında ağırlandım.
Malum koşullardan ötürü 20 dakikalık bir süre sonrası Adliye binasından içeri ancak girebilirken, “Keşke bürosuna veya dışarıda bir yere davet etseydi” diye hayıflandım.
Görüşme sonrası Barbaros Tantan ile Kitap Pastası’ndaki randevumdan ötürü telaşla çıkarken hemen solumda basın açıklaması yapmaya hazırlanan bir grup kadına gözüm takıldı.
Basın açıklaması vardı ama ortalıkta gazeteci yoktu.
Ve ortaya Handan Polat vakasını hem yeniden anımsamama, hem de yeniden anımsatmama neden olan şu vaka ortaya çıktı.
https://www.gebzehaber.net/cocuk-taciz-edildim-diyorsa-taciz-edilmistir-67613h.htm
“Haber tüyü”nden kastım şu. Adliyeden bir hatta 10 dakika sonra çıksam vakayı yine yakalayacaktım ama bir bilemediniz iki dakika önce çıksaydım ıskalayacaktım.
Bu yaşadığımın dinimiz İslam’daki tanımı, Kuran’daki yazılımı ise şöyle:
“Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz.”
Bakara – 216
**
Kadın Cinayetleri’ni Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri/Kocaeli adına yapılan basın açıklaması Avukat Eren tarafından okundu. Eren’i ilerleyen süreçte gazetemiz ve sitemiz okurları, fikir ve düşünceleri itibariyle biraz daha yakından tanıyacak.
Kendisiyle gerek açıklama sonrası ayak üstü, gerekse telefonla kurduğum diyalogdan sebep..
Handan Polat vakasından bilgi sahibi olmadıklarını söyledi. Bunun iki nedeni var.
Övünmek için söylemiyorum, gerçekten üzücü bir durum.
Gebze’de meselenin üzerine giden tek gazeteciydim.
Diğeri ise Polat vakasında CHP’nin siyasi desteğini bir kenara koyalım.
Diğer sivil toplum desteği yüzü İstanbul’a dönük bir bölge olarak İstanbul’dan geldi.
Kadın Cinayetleri’ni Durduracağız Platformu’nun da İstanbul ayağı davalardaydı örneğin.
Bu arada..
Davanın sonucunun ne olduğuna dair bilginin peşindeyim.
Bu bilginin eksikliğinden sadece Handan Polat’ı sorumlu tutmuyorum. Yani Polat’ın geri adımına ve mevcut konumuna –asla eleştirmiyorum tavrından ötürü- karşın bırakmadım.
Sadece..
Sadece en az Polat kadar hazmedemeyeceğim sonuçla yüzleşmemek için Polat bıraktı, ben de bıraktım.
Yüksek olasılıklı; “Dava sonuçlandı. Sanık serbest…” haberi yapmak istememekten.
Çünkü şundan eminim..
Bu…
Bu karı koca arasındaki geçimsizliklerde taraflardan birinin bir diğerine attığı bir iftira… olamaz!
Faruk Taşçı döneminde Çayırova Belediyesi kurumsalındaki psikolojik destek biriminde görev alan Psikolog Ufuk Maviengin ile röportajımda yazılmaması kaydıyla söyledikleri bir taraftan içimi kemirip duruyor.
İzmit’te..
İlimiz basının da –bence- akla zarar bir kayıtsızlıkla izlediğini daha doğrusu izlemediğini gözlemlediğim emsal vakada da Pınar Eren başlığa çektiğimiz haliyle haykırıyor:
Çocuk taciz edildim diyorsa taciz edilmiştir.
**
Yine dava süreçleriydi.
Handan Polat’ın eşinin Facebook sayfasına şöyle bir göz attım.
Bir de ne göreyim..
Özellikle Gebze Bölgesi için geçerli olmak üzere, “Sevdiğimiz” bir abimiz, her şeyimiz: Sedat Peker..
Hani Türkiye’nin yeraltı dünyası objeli bir haritasını yapacak olursanız..
Sedat Peker “Cumhuriyeti”nin abartmıyorum, herhalde başkentiyiz.
Gebze’de çok yerde çelengiyle karşılaşmışlığım var.
2003 – 2008 yılları arasıydı.
Gebze Kaymakamlığı’nda Mehmet Emin Avcı var.
AKP’nin henüz ilk yılları ve hala, “Eski Türkiye”nin izleri hakim.
Gebze’nin İnönü Mahallesi’nde, alabildiğine kör sapa bir yerde bir şehit aileleri derneği açılışı var.
Davetliydim, gittim..
O da ne: “Sevdiğimiz” bir abimizin çelengi.
Çelenk ki; muhtemelen o derneğin yerinin kirasından pahalı.
Bir süre sonra Kaymakam Avcı geldi.
Dedim ya..
AKP iktidarda ama hala o “tüü kaa”… “Eski Türkiye” yılları.
Valiler, Kaymakamlar, bilumum bürokratların hala devlet adamı olduğu yıllar:
“Ters çevirin o çelengi…”
İlerleyen yıllarda neyse ki “Yeni Türkiye”ye dönüşüm yaptık.
Eski adıyla Marmara Gazeteciler, yeni adıyla Gebze Gazeteciler Cemiyeti’nin Adliye Caddesi üzerinde, TMMOB Gebze binası altındaki yerinin açılışı..
“Sevdiğimiz” bir abimiz çelengiyle katılmış yine.
Gebze protokolü orada ve rahatsızlık ne gam, malum “Yeni Türkiye…”
Ve o çelengin önünde fotoğraf çektiren meslektaşlar..
Meslek mensubu olmaktan utandığım anlar..
Vaka odur ki “Sevdiğimiz” bir abimiz ola ki devreye girdiyse..
Ki emareler onu gösteriyor..
Handan Polat’a “hal hatır” sormaya uğrayıp, “Allah bağışlasın kızlarını ne de sevimli çocuklar. Bak. Ev, araba falan lazım olursa dert etme” dediyse..
Malum..
“Sevdiğimiz” bir abimiz helal kazancıyla özellikle şehit ailelerine verdiği destekle..
“Yeni Türkiye”yiz ya..
Devletin de, hükümetin de “Senin haddine mi düşmüş” diye seyrettiği “Hayırseverlikleri”nde..
Handan Polat için de bir “Hayırseverlik” atraksiyonu yaptı ise..
O kadın kızının şahsında tüm çocuklar için, onca baskıya rağmen kabuğunu kırdı..
O gün CHP önünde biten yürüyüşte haykırdı ya: “Susarsam bugün bana yarın sana…”
Anlamadı Çayırovalı.. Duymadı Yenimahalleli.. Duymazdan geldi ya..
Handan Polat bir anne..
“Korktu kaçtı” diye atarlanıp hayıflananlar; bence önce bir mazilerine baksınlar. Başkanlık dönemlerinde, asıl başkanlarına rağmen diğer başkanlarının baskısına nasıl sus pus ettikleri günleri de bilirim!
Yukarıdaki paragrafta nokta atışlı, şayet bu yorumu okuyor ise sadece o bir kişinin anlayabileceği mesaj umarım adresini bulur. Gerekirse, açmasını da bilirim!
“Sevdiğimiz” bir abimiz Handan Polat için de “Hayırseverlik” yapmak için devreye girdiyse o bir anne..
Gerekirse..
Ay’a da çıkar..
Peker’in çelenginin Kaymakam Avcı tarafından ters çevrildiği o kör sapa yerdeki derneğe gelince..
Başkanı hakkında bilumum “duygusal” ahlaksızlıklara bulaştığı dedikoduları ayyuka çıktı.
Dernek de.. Başkan da tarihe karıştı.
“Sevdiğimiz” bir abimizin çiçeği ne oldu, bilmiyorum!
**
Velhasıl kelam..
Başlıkla bağlıyorum.
Yenimahalle Muhtarı Handan Polat, AKP üyesiydi.
Babası; Yenimahalle eski Muhtarı merhum Hamza Polat sözde değil özde ülkücü ve milliyetçi..
1978 kuşağı MHP’li idi.
Mekanı cennet olsun ama ömrü malum, “Hava kurşun gibi ağır”a yetseydi..
“Hamza abi.. Seni de ağırlayım dizide” diye kapısını çalacağım zevattan biriydi.
İşte dönemin AKP ve MHP Çayırova İlçe Teşkilatları ile AKP’li Çayırova Belediye Başkanı..
O süreçte vefasızlığın, nankörlüğün… “kralı”nı sergileyerek sessiz kaldı.
O dönemin ayıbını temizlemek bu döneme düşer.
AKP ve MHP Çayırova İlçe Başkanları ve belediye meclis üyeleri..
Belediye başkanı ile Çayırova Cumhur İttifakı..
Ölüsünü gömdüğünüz Hamza Polat ile dirisini gömdüğünüz Handan Polat’ın ismi..
Baba kız muhtarların ismi..
Yaşadıkları sokağa yakışır mı, yakışmaz mı?
Yenimahalle’ye Muhtar Polat Sokağı “Yakışmaz” diyen lütfen demeç de versin.
Demecini çarpıtırsam adam da değilim, gazeteci de değilim.
“Yakışır” diyense sessiz kalmasın.
Gereğini yerine getirsin.
Bir de sokağın açılışı da yapılacaksa ve mümkünse..
“Sevdiğimiz” bir abimiz çelenk göndermesin!