Hüseyin Deniz’in gelirken parasal söylemleri  ve bugün gelinen noktayla ilgili hatalı olduğunu ogün de, bugünde söylemiştik. Bu işin ekonomisini doğru yönetmek başarı için altın kuraldır.

Alt liglerde futbolcuların yıllık kazandığı para bellidir.

BAL’da en az 30 bin, en fazlası 100 bin TL üzerinde kazanır ve futbolcu tüm aile planını buna göre yapar.  Aynı şekilde kulüp içinde çalışan personelde. Ayda taş çatlasa 2 bin TL maaş alır.

Herkes ayda kazandığı paraya göre yaşar.10 bin TL kazanan, 10 bin liralık yaşar. 

3 bin TL kazanan 3 bin TL’lik yaşar. 

Sosyal hayatta da böyledir. 

Alışkanlıkların önüne geçmek, tasarruf yapmak bu zaman da zordur. Paranın olmadığını mutlu olsun diye daha önce herşeyi yaptığın çocuğuna anlatamazsın. Gurur da yaparsın.

Hayatını futboldan kazandığı paraya göre şekillendiren adamlar 1-2 ay maaşlarını alamadıkları zaman evde düzensizlik başlar tartışmalar huzursuzluğa dönüşür.  

Bu yüzden kulüp yönetenler;  inandırarak kulübe transfer ettiği beklentiye soktuğu futbolcuya söz verdiği parayı zamanında ödemeli. Yada tutamayacağı sözü vermemeli. Olmayan parayla ihtimallerle futbolcuya 100 vereceğim deme, benim 30 liram var onu verebilirim de. Ama ver.

Bu işlerin vebali büyüktür. Gebzespor dolaylı yollardan çok yuvalar yıktı. 

Bir kesim de Hüseyin Deniz başkanlığında Gebzespor’un çok kötü bir sürece girdiğine dair yorumlar yapıyor.

Gebzespor bulanabileceği en kötü lige düştü. Hemde sadece bir takımın ligden düşeceği grupta bağıra bağıra küme düştü. Bunu Hüseyin Deniz yapmadı. Geçen sezon yaşananları unutmayalım. Gebzespor sanki yıllardır çok iyi mi yönetiliyordu? Kulüp yıllardır çok kötü yönetildiği için bu noktalara gelmedi mi? 

Bu camia daha kongre yapmayı bilmiyor, bu işleri kim nasıl yapıyor belli değil, herkes eline bir a4 kağıdı alıp kongrelerde iki acıtasyonla işi bitiriyor. 

Mahalle Bakkal toplantıları bile Gebzespor genel kurullarından daha düzenli daha tertipli.

Son 15 yılda bu kulübü şeffaf düzgün bir şekilde yöneten katkı koyan yönetici bir elin parmaklarını geçti mi? İstisnalar dışında her gelen bir şeyler koparma derdin de değil miydi? 

Yerel idareciler bana para versin ben kulübü çok iyi yöneteceğime garanti veriyorum. 

Kulüp yöneticileri, proje üretmek, para bulmak, değer katmak için vardır. Bunları yapmayanlar Gebzespor yönetiminde olmamalıdır.

4-5 tane büyük gelir getirici; Parkomat, otopark, kurban yerleri halı saha vs gibi gelirler kimlerin zamanında neden Gebzespor’un ellerinden alındı? 

Bir kamyon kömür Gebzespor’a bir kamyon kömür bana, bir araba dolusu gıda kulübe, bir araba dolusu gıdalar bana diyenleri unutttuk mu? 

Bu paralar yıllarca kulübün sırtına borç diye yazdırılmadı mı?

Her transfer dönemimde gazla yalanla boş 20 transfer yaptırıp aradan götürülen daire paraları da Gebzespor’un geleceğini karartmadı mı? 

Gebze stadı otopark çevresinin ihalesinin alınması büyük bir kazanımdır, doğru yönetilirse bir kurtuluştur. Hüseyin Deniz’i ve itirazlarda bulunan Eskiçarşı bir grup taraftarı  kutlamak gerek.

Şu ortamda Gebzespor’u düzgün bir yola çıkaracak tek yol; Gebze Belediyesi’dir.

Yönetimi dolaylı yollardan ele alıp tesise güvenilir bir kulüp müdürü görevlendirip tüm gelir gider tablosunu en şeffaf biçimde yönetip kontrol edecek birilerini görevlendirmeli. 

Gebzespor’un 3 milyonluk takımlar kurmasına gerek yok. 1.5 milyonluk kursun ancak kime ne söz verilmişse zamanında ödensin. Halkın güveni sağlansın, akçeli işler, ceplere indirmelerin önü kesilsin bu takım yürür gider. 

Taraftarların bölünmesi bir birikimin sonucu gibi. Ortada ya büyük yanlışlar var yada büyük bir boşluk var. 

Değişimler güçlü bir iradeyle kararlılıkla olursa bir sonuca varılabilir. 

Burada adımların sağduyulu atılması, Gebzespor camiasının büyükleri kimseye zarar gelmemesi için önderlik yapıp olası bir kardeş çatışmasının önüne geçmeli.

Aynı tastan çorba içenler, yarım kuru ekmeği ikiye bölenler, yokluğu paylaşanlar 1-2 kişiye tepki için bir topluluğu yok saymamalı. Bu işlerin olgunca olmasını temenni edelim. 

Saygılarımla