Aktan Uslu

Aktan Uslu

Büyükgöz hiç olmazsa kulağını kaşımadıydı!

Büyükgöz hiç olmazsa kulağını kaşımadıydı!

“Bu seçimin en büyük kazananı demokrasidir. Ülkemizin parlamenter rejimi, bir sınavdan daha başarıyla geçti. Türkiye'yi bir dikatörlük olarak gösterenler, "hile yapılıyor" bahanesine sığınanlar, halka güvenlerini kaybedip "plebisiter dikatörlük" tahlilleri yapanlar, şimdi ne diyecekler? İşte seçmen, işte sonuç...

 

Sağcısı solcusu, iktidarı muhalefeti, endişeli moderni, muhafazakar dindarı, seçmenin tercihlerini saygıyla karşıladı. Toplumun sağduyusuna şapka çıkardı.

 

Şimdi biraz izan, biraz özeleştiri zamanı. Bazı çevreler, seçimleri her kaybettiklerinde, suçu seçmenin üzerine yıkmayı adet haline getirmişlerdi. Seçmeni küçümsüyor, hatta hakaret edebiliyorlardı. "Göbeğini kaşıyan adam" işte bu bakış açısının ürünü olarak siyasi literatüre girdi” diye yazmıştı Oral Çalışlar,

 

2015’teki ilk seçimin hemen ardından yazdığı, “Göbeğini kaşıyan adam… yine makulü seçti” başlıklı yorumunda.

 

Çok iyi niyetli bir yorumdu.

 

Siyasal İslamcı vahşi kapitalizmin Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli de büyük ortağı AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan da “Göbeğini kaşıyan adam…”ın sandıktaki tercihini 2019 İstanbul yerel seçimlerinde olduğu gibi hazmedememiş..

 

İki bombalı terör saldırısına, “Oyumuz yükseldi” tanımlaması getirerek korku imparatorluğu üzerinden temeli 12 Eylül’de atılan ABD orjinli bir sistemin varlığını devam ettirmiş, “Siyasette kazanmak için her şey mubahtır” anlayışını şahıslarında ifşa etmişlerdi.

 

Ondan sebeptir..

 

Üstelik Muharrem Ayı’nda Aleviler’e yönelik iki tacizin ardından Taksim’deki terör saldırısına yönelik kaygılarda bir senaryonun tekrarının olacağına dair kaygılar..

 

2015’te seçmene “Göbeğini kaşıyan adam…” tanımlaması getiren Devlet Bahçeli..

 

Atanamayan öğretmene, üstelik çiçek uzatmasına rağmen kulak kaşıyarak kayıtsız kalan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e…

 

Daha doğrusu Milli Eğitime bakan Mahmut Özer’e…

 

O ahlaksız tavrı karşısında her zamanki suskunluğu içinde.

 

Kolay değil bazı makamların diyetinin bedelini ödemek…

 

Olsa gerek.

 

 

**

 

Yerelimize dönecek olursak..

 

Hatırlayan olacaktır.

 

Gebze’de askeri kışlaya ilişkin, kışlanın nereye devredileceğine dair KBB Meclisi öncesi yaşanan süreçte gündemi muhalefet belirlemiş, AKP Gebze İlçe Teşkilatı da, AKP’li Gebze Belediyesi yönetimi de suskun kalmıştı.

 

İşte tam o meclise birkaç gün kala olağanüstü basın toplantısı düzenleyen Zinnur Büyükgöz…

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Gebze’ye bıraktığı sokak köpeklerini bir de Dışardaki Patiler’in öncüsü Dilek Uğur Dikkatli’yi hedefine almış, sözüm ona Gebze’nin asıl gündemini dağıtmıştı.

 

Şimdilerde Gebze’nin iki önemli veya bir “önemli” bir de önemli gündemi var.

 

“Önemli” olan önemli gündemi bu sefer Kadıllı’da, Kocaeli Büyükşehir ve Gebze Belediyeleri’nin imza attığı yine ve yeni bir imar vakası, amiyane tabirle skandalıdır.

 

Ancak bu toplum öyle bir toplum haline gelmiş ve getirilmiştir ki, halkın gündeminde yeri,  bu tür vakaların kanıksanır hale gelmesinden ötürü var ile yok arasında bir yerdedir.

 

O kadar yoktur ki..

 

CHP Gebze’de önceki pazar günü akşamı gerçekleşen basın toplantısında Kadıllı’ya dair gerek suç duyurusu gerekse yürütmeyi durdurma için mahkemeye başvurunun grup kararı olarak yapılacağı duyurulmuş ancak İlçe Başkanı Gökhan Orhan ile Halil İbrahim Başçiftçi ve Saide Arslan Çalışkan’ın şahıslarında bireysel başvuru ile sınırlı kalmıştır.

 

Toplantı divanında boy gösteren Gökhan Yamen ve Şahin Yılmazel dahi bir sonraki gün Gebze Adliyesi’ne başvuruda bulunmamış..

 

Cavit Kapoğlu ve gençleri “temsilen” meclise aday gösterilip girdiği söylenen Sinan Çeper’in esameleri dahi okunmamıştır.

 

Beni bu derecede teşhir ve sorguya iten, teori ve pratik tezatlığı olmuştur.

 

Teoride CHP Grup halinde karşı, pratikte ara ki bulasın..

 

Velhasıl kelam Kadıllı’da her iki belediyenin de susarak doğruladığı imar hukuksuzluğu, aykırılığı, ayrımcılığı; kuvvetle muhtemel önce yürütmeyi durdurma kararı sonrası - şayet açılımında adalet kelimesinin sembolik olarak yer aldığı AKP iktidarında adalet uygulanabilecekse – önce duracak, sonra tamamen rafa kalkacaktır.

 

Hadi, Kadıllı’daki vakası artık halk tarafından kanıksanır bir vakadır.

 

Ancak..

 

Bu yorumun yayın tarihi itibariyle dün, kaleme alınma tarihi itibariyle dün Dünya Çocuk Hakları Günü idi.

 

Hayata Destek Derneği’nin açıklamasına göre…

 

Türkiye’deki çocukların yüzde  44.3’ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında yaşıyor. Bu oran, AB ülkelerinde ortalama yüzde 23.6.

Türkiye’deki çocukların yüzde 33.7’si “maddi yoksun.” Yani ısınma, temizlik ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta ciddi güçlük çekiyor

İşte bu gündem halkın hakiki gündemidir ve halkımız sadece kanıksamaktan değil bu gündemden de sebep Kadıllı ve emsallerine sessizdir, suskundur.

Milli Eğitim Bakanlığı’na tek adam tarafından atanan Mahmut Özer, atanamayan öğretmenin talebine ve çiçek jestine kulak kaşıyarak verdiği yanıtta kendisiyle birlikte kendisini oraya atanan zevatın da karakter ve ahlak dâhil olmak üzere her tür yapısını teşhir etmiştir.  

 

Gebze Belediye Başkan adaylığına tek adam tarafından atanan Zinnur Büyükgöz, dar gelirli öğrencilere yönelik önergeyi sadece “sosyalist masal / yalan” gibi yorumlamış..

 

Günahına girmemek lazım, kulak kaşımamıştır.

 

Konu, aralık ayı meclis toplantısında bir kere daha gündeme gelecektir.

 

Olası reddinde ise gerek Zinnur Büyükgöz gerekse o önergeye ret oyu kullanmış olacak her bir meclis üyesi..

 

Bedenen ifade etmese bile zihnen, toplumun beklenti ve talebine kulağını kaşımış olacaktır, diyorum..

 

Konuyu da, önergeyi de; sahada tanık olduklarımdan da sebep önemsiyor..

 

Gebze Belediye Meclisi aralık ayı olağan toplantısına kadar olan süreçte bir iki kez daha konu etme düşüncesiyle..

 

başka da bi’şi, şimdilik demiyorum.

Bu yazı toplam 1344 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Aktan Uslu Arşivi