BM üyesi olmadan da iş yapmak mümkün
Dilovası’nda AKP’den belediye başkan adaylığı ve belediye başkanlığının direğinden dönen Gülay Artut meclis üyeliğini, “Kadınlara siyaset yapan yok” diye istememiş. Artut, “Belediye meclis üyesi olmadan da iş yapmak mümkün” dedi
** Dilovası’nda AKP’den belediye başkan adaylığı ve belediye başkanlığının direğinden dönen Gülay Artut meclis üyeliğini, “Kadınlara siyaset yapan yok” diye istememiş
** AKP’de de aşiretiyle adaylık başvurusu yapıp gösterilmeyince küsenlerin olduğunu kaydeden Artut, “Belediye meclis üyesi olmadan da iş yapmak mümkün” dedi
Seri Röportaj: Gülay Artut/2 – Siyaset
Değil Kocaeli’nin kendine has yapısıyla Marmara’nın sıradışı ilçelerinden Dilovası, siyasetin partilerden öte kişiler üzerinden süren bir ilçesi. 2004 ile 2019 yerel seçimlerindeki ittifaklar diğer yerel seçimlerine nazaran biraz daha politik bir görünüme bürünse dahi, henüz partilerin, kişilerin üstüne çıktığına tanık olunmadı.
KADINA SİYASET YAPAN YOKTU
Dilovası’nda AKP’den belediye başkan adaylığı ve belediye başkanlığının direğinden dönen Gülay Artut meclis üyeliğini, “Kadınlara siyaset yapan yok” diye istememiş. AKP’de de aşiretiyle adaylık başvurusu yapıp gösterilmeyince küsenlerin olduğunu kaydeden Artut, “Belediye meclis üyesi olmadan da iş yapmak mümkün” dedi
BİRİ GÖRMEZSE DİĞERİ GÖRÜR
- Dilovası’nda kadınların aktif siyasette yer alması konusunda hala zorluk yaşıyor musunuz?
- Değerli bayan kardeşlerime çalışmamız gerektiğini söylediğimde, ‘Biz çalışıyoruz da ne oluyor’ türü tepkiler de oluyor. Ben de, ‘Biz çalışalım. Biri görmezse diğeri, hiç kimse görmezse Allah görür’ diyorum. Açık ve net söylüyorum. Benim derdim, davam, ‘Burada oturayım. Başkanlık yapayım’, kesinlikle değil. Memleketin derdinin, sıkıntısının bir tarafından tutayım da sana ne görev verirlerse versinler.
ADAYLIK VERİLMEYEN AŞİRETİ
İLE DİĞER PARTİYE GİDİYOR
- Belediye meclis üyeliği için teklif aldınız mı?
- Belediye meclis üyeliği aday listesine arkadaşımız Ayten Korkmaz, 10’ncu sıradan girdi ama seçilemedi. Ben meclis üyeliğine açıkçası sıcak bakmadım. Bir de aileden Oğuzhan Artut da vardı. ‘Kardeşim, ben zaten kadın kolları başkanı olarak partimin içindeyim’ dedim. Bir de öyle bir süreç yaşandı ki her gelen meclis üyesi aday adayı beraberinde bir kitle ile geliyor. Adaylık verilmediği taktirde, ‘Ben gidiyorum’ diyor. Yani bu da bir gerçeğimiz. Bizden aday gösterilmeyen bütün aşiretini, adamlarını alıp diğer partiye gidiyor. Ben adaylık istemiyorum, yeter ki gitmeyin. Bir gün ilçe başkanımıza da sordum: ‘Bu insanlar niye bu kadar meclis üyeliği istiyor? Ortak noktamız hizmet değil mi? Burada da, teşkilatta da hizmet var. Öte yandan, kalabalıklar ile de bir neticeye varılamıyor. Sayın Ercan Dalkılıç Bey’in mitinglerinde de onca kalabalık olduğunda, ‘Kesin kazandılar’ diye bakıldı ama öyle olmadı.
BAŞKAN YARDIMCILIĞI BİLE
ÜSTLENEBİLİRDİM
- Meclise aday adayı olsaydınız, seçilebilir bir sıradan adaylık edinir miydiniz?
- Kesin seçilebilir sırada yer alır, hatta belediye başkanı yardımcılığı bile üstlenebilirdim.
- Meclis üyesi adaylığını niye düşünmediniz?
- Kadın kolları başkanı olarak bu tarafta bana daha çok ihtiyaç olduğunu kanaat edindim. Bulunduğum görevde, kadın seçmenle hasbihaldeyim. İlçemizde 31 bin seçmenin yarısı kadın. Erkeklere siyaset yapan milletvekilim, belediye başkanım, meclis üyelerim var. Ama kadına yönelik siyaset yapan yok maalesef. Ekibimle birlikte, biz varız. Yükümüz ağır çünkü erkek kadın seçmen sayısı aynı ama onlara hitap edebilen kadın sayısı, çok daha az.
- Ben ilçemde 15 bin kadının elini sıkmak zorundayım. Bu arada yanlış anlama olmasın. Erkeklerin de elini sıkmalıyım, burada ayrımcılık yapmıyoruz. Ama şu da bir gerçek ki kadınlarla hasbihal halinde olan ben ve ekibim.
MECLİS ÜYESİ OLMADAN DA
İŞ YAPMAK MÜMKÜN
- Herkesin siyasi görüşüne saygım sonsuz. Benim görüşümde, partimi seviyorum. İcraatlarını beğeniyorum. Yaptıkları, benim için tartışılmaz. Memleket ve vatan için bir şey yapanın başımın üstünde yeri var. Olumlu düşündüğüm için, devam etmeyi uygun gördüm, devam da edeceğim nasip olursa. Benim, seçmenin yanında olmam lazım. Belediye içine girdikten sonra işin rengi, boyutu değişiyor. Sahada, çalışmak istediğin kadar çalışamazsın. Bu alanda maddi işler, gerekçeler, ihaleler yok. Ben hep böyle, o alanın dışında kalmayı tercih ettim. Bundan sonraki süreçlerde görev verilirse yaparız. Meclis üyesi olmadan da iş yapmak mümkün.
VATAN DİYOR, HALK DİYORUZ: “Derdimiz, davamız vatan, millet, bayrak. Halk diyoruz, fakir fukara diyoruz. Onlara bakmaya, sorunlarına çözüm olmaya çalıştık. Aslında anlatılmaz, yaşanır ve tüm bunları yapmanın parayla, pulla ölçülür bir yanı yok. Siyaseti isteyerek ve severek yapmak gerekir. Öyle de yaptık. Kolay değil kadın ve anne olup siyaset yapmak, çalışmak”
Çocukken de gelinken de
Siyasetin hep içindeydim
- Siyasete ilginiz nasıl oluştu?
- Ben siyasetin içinde doğup büyüdüm. Babam Ağrı’da merhum Erbakan’ın o yıllardaki adıyla Milli Selamet Partisi’nde ilçe başkanlığı, meclis üyeliği yaptı. Devamında Milli Nizam Partisi sonra Refah Partisi ile devam etti. Kayınpederim Alican Artut, Anavatan Partisi’nde aktif siyasetçiydi. Ercan Dalkılıç’ın belediye başkanlığı döneminde belediye meclisine seçildi, başkan yardımcılığı yaptı. Yani çocukluğumun ardından gelin olduğumda da hep siyasetin içinde yer aldım. Evimizde hep siyaset, Türkiye’nin sorun ve sıkıntıları gündem konusu olarak konuşuldu.
KURULDUĞUNDAN BERİ AK
PARTİLİ, 13 YILLIK ÜYESİYİM
- Partinize ne zaman üye oldunuz?
- AK Parti üyeliğim 2009 yılından itibaren, arkadaşlarımın daveti üzerine başladı. Küçük oğlum Mert Ali’nin yedi yaşına basmasının ardından bir bayanın işinin sadece evdeki işlerden ibaret olmayacağı, memleket sorunlarına el atması gerektiği kanaati ile üyeliğimi yaptırdım.
- 1991 – 2002 ve 2002 – 2009 aralıklarında ki seçimlerde hangi partinin seçmeniydiniz?
- 2002’ye kadar olan seçimlerde Anavatan Partisi’ne, 2002’den 2009’a kadarki seçimlerde de AK Parti’ye oy verdim. Kuruluşundan bu yana AK Partiliyim.
HERKES EVDE. BU BÖYLE OLMAZ
- Üyelik ile aktif siyaset farklı. Aktif siyasete atılmanız nasıl oldu?
- Tabi ki o süreçle bu süreç arasında çok şeyler değişti Ben doğuyla batı arasında her iki kültürü yaşayan kadınlar adına, ‘Herkes evde, bu böyle olmaz. Burada siyasi bir kuruluş var. Siyasete de kadının eli değmeli. Madem böyle bir imkânda tanınıyor, neden biz de girmeyelim?’ dedim ve aktif siyasete atıldı.
İLK BAŞLARDA ÇOK ZORLANDIK
- İlk başlarda çok zor süreçlerden geçtik. Kimse eşini partiye göndermek istemiyordu. Muhafazakâr yoğun illerden, bölgelerden buralara göç ettik. Erkeklerin yoğun olduğu ortamlarda kadını evinden çıkartmak zor. Eğitim durumu düşük, Doğu’dan ailelerinin, aile reisinin fabrikalarda çalışmak için, iş bulmak umuduyla göç ettiği bir ilçe. Yani çok mücadelesini verdim. Partimin görevlendirdiğini söyleyip eşlerini partiye davet ettim. Bu şekilde, onlarla birlikte çalışmaya başladık.
- Yönetime ilk ne zaman girdiniz?
- Parti üyeliğimden altı ay kadar sonra da kadın kolları yönetimine girdim. Yine İlhan Yıldırım Bey’in ilçe başkanlığı, Bediha Düzgün Hanım’ın kadın kolları başkanlığı dönemiydi. Birlikte çalışmaya başladık. Cemil Yaman Bey’in belediye başkanı seçildiği yerel seçimlerin ardından gerçekleşen kongre sonrası önce Seçim İşleri, Teşkilat Başkanlığı, Siyaset ve Hukuk birim başkanlıklarını üstlendim. Bediha Düzgün’ün ardından eski İl Kadın Kolları Başkanımız Oya Tuncel’in, ‘Bizimle çalışır mısın?’ şeklindeki teklifinin ardından da atanan İl Kadın Kolları yönetimine girdim. Bir süre sonraki İl Kadın Kolları kongresinde de yine Oya Tuncel’in listesinden, bu sefer seçilmiş olarak yönetimde yer aldım.
- İlçe Kadın Kolları Başkanlığınız nasıl oldu?
- İl Kadın Kolları’nda iki yıllık sürecin ardından İl Başkanımız Mahmut Civelek döneminde Dilovası için ihtiyaç açığa çıktı. İstişareler sonrası Dilovası Kadın Kolları Başkanlığı’na atamamın çıkması istendi. Bana düşüncem sorulduğunda, ‘Bizde hiçbir zaman görev istenmez, verilir. Eğer sizde bana güvenirseniz bu görev sorumluluğu ve bilinciyle hareket edeceğimden emin olun’ dedim. Benim için İzmit’e gidip dönmenin getirdiği yorgunluktan kurtulma bakımından da iyi oldu. Bir kadın olarak, gece 23.00’te eve geldiğim zamanlar oluyordu. Kabul ettim. 2013 yılından bu yana ilçe kadın kolları başkanıyım. 2014’teki yerel seçim dönemi ve sonrasında belediye başkanımız Ali Toltar ile birlikte de çalıştım. Bugüne kadar biri atama, üçü kongre olmak üzere dört dönemdir, toplamda sekiz yıldır ilçe kadın kolları başkanlığı süren, Kocaeli’deki tek ilçe kadın kolları başkanı olduğumu tahmin ediyorum. Pandemi sürecinden ötürü son kongremizi gerçekleştiremedik.
KAFAMIZA GÖRE HER
İSTEDİĞİMİZİ YAPAMAYIZ
- Şahsınızın yetişemediği yerlerde kadın kollarını temsil eden yöneticileriniz oluyordur?
- Tabiki oluyor. Ekibimde 12 birim başkanım, yardımcılarım var. Her birinin ayrı ayrı görev ve sorumluluğu var. Kendi aralarında farklı gruplarla beraber çalışıyorlar. Genel merkez ve ile bağlıyız. Kendi kafamıza göre istediğimiz her şeyi yapamayız. Çalışmalarımız program ve plan dahilinde olur. ‘Kadınları saldım çayıra’ gibi bir çalışma yok bizde. Biz seçim süreçlerinde de plan ve programlı çalıştık. Eğer rastgele çalışsaydık seçimi kazanamazdık. Genel merkezimizce hazırlanan, ses programı adı altında bir sandık çalışması üzerinden kadın kitlesine ulaştık.
KAPIM HERKESE AÇIK: “Şahsım adına Dilovası'nda hiç ayrımcalık yapmadım. Kapım 7/24 herkese açık. Herkes gelebilir. Partime destek vermemiş, olabilir. İnsan olsun, yeter ki vatan haini olmasın. Onun dışında siyasi görüşü ne olursa olsun bu kapıya geldiği andan itibaren sorununu sıkıntısını çözmek adına gücüm yettiğince elimden geleni yapmaya çalışıyorum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.