BİR GÜNE SIĞMAYAN SEVGİ!
Anneler gününü bir güne sığdırmak haksızlık olur.
Bu yüzden yılın on iki ayı anneler günü olarak kutlanmalı.
Yaşınız kaç olursa olsun mevkiiniz, makamınız ne olursa olsun, evlatlar annelerin gözünde hep çocuktur.
Anneler hep verir karşılık beklemez.
Bu yüzden analar yaşamın vazgeçilmezidir.
Yılın annesi tanımlaması kişiye, yere ve zamana göre değişkenlik gösterir.
Anneler acılarını yarıştırmaz.
Birkaç yıldır anneler öldürülen çocuklarını acılarını birlikte paylaşır oldu.
Yılın annesi olarak 14 yaşında ekmek almaya giden Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan’ı mı seçsek acaba?
Yoksa Ali İsmail Korkmaz’ın faillerinin yargılandığı duruşmada, ‘Nasıl bakıyorsunuz çocuklarınızın yüzüne, gözlerimin içine bakarak söyleyin, nasıl kıydınız oğluma’ diye feryat eden Emel Korkmaz mı?
Veya ne bileyim 1 Mayıs günü sessiz çığlıkla evladı Murat’ı 14 yaşında Deniz Lisesi’ne emanet edip 50 yaşında Mamak Cezaevi’nden tabutla geri alabilen Samiye anneyi mi seçmek lazım?
Veyahut tümünü temsilen acı çeken, haksız yere mağdur olan, adalet arayan tüm annelere mi verilse?
Hatta sınır boylarında faili meçhul cinayetlere kurban giden çocukların annelerini mi seçmek daha uygun olur?
Birde milyon Avroluk paraları sıfırlamakla meşgul olan ‘Ancak babacım geriye 30 milyon Avro kaldı’
Dahası ayakkabı kutularına sığmayan milyon dolarlar.
Hangisini seçsek acaba?
Yoksa minik bebeğini sırtında çuvalla hastaneye götüremeyen bir buçuk yaşındaki Muharrem bebeğin annesi Halise hanımı mı?
Oda olmazsa 12 yaşında evlendirilen, 13 yaşında anne olan, 14 yaşında av tüfeğiyle öldürülen çocuk gelinlere mi?
Acaba hangisi en uygunu olur?
Bütün bu saydıklarımın hepsi bizim gerçeklerimizdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.