Baskın sınav: Çıkarın kâğıtları yazılı yapacağım!
Dünden devam
Dünkü yorum sonrası iki telefon aldım.
İlk CHP Çayırova İlçe eski başkanlarından Oruç Gökbulak, ardından İYİ Parti Çayırova İlçe Başkanı İlhami Bayrak ile sohbet ettik. Sohbet olduğu için buradan aktaramam ama Gökbulak ile CHP Çayırova İlçe Kongresi sonrası için anlaştık. Kendisine, yanıtlaması gereken sorularım olduğunu söyledim. “Hay hay” dedi.
İlhami Bayrak ise yanılmıyorsam yorumu okumadan aradı veya bir detayı yanlış algıladı. Çayırova’da geçen dönem peşine çok düştüğüm ama iddia doğru ise belgelenmesini ihbarın geliş zamanından sebep bir günle ıskaladığım vakanın İYİ Parti ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını,
İYİ Parti’nin isminin sadece bacanağım Yüksel Çağlar ile ilgili anımda Çağlar’ın bugünkü konumu üzerinden olduğunu izah ettim.
Bu arada bu şekilde aranıp sorulmaktan, mesleğimi merkeze aldığımda hoşnut olduğumu söylemek isterim.
Gazetecinin makbulü gündemin peşinde sürüklenen değil haber ve/veya yorumları ile gündemi belirleyendir.
Mütevazı olmayacağım. Son zamanlarda az biraz öyleyim.
**
Başlık tartışma konusu oldu.
Özellikle “baskın sınav”ın ne anlama geldiği soruldu.
Şöyle ki…
Malum, CHP örgütleri kongre sürecine girmedi. CHP Çayırova İlçe Örgütü’nün kongresi olağanüstü gerçekleşecek.
Yani öğretmen sınıfa girdi ve öğrencilere, “Çıkarın kâğıtları, yazılı yapacağım” dedi.
Ondan ötürü bu sınav, baskın sınavdır.
“Tarafsız” basın içerikli bir diğer yorumum Gebze Ticaret Odası’nın kongresi üzerine oldu.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın tensipleriyle TOBB seçimlerinin ertelenmemesi halinde GTO da sonbaharda seçime gidecek.
Ahmet Hakan Hocaoğlu’nun kısa süre önceki iki sosyal medya paylaşımı biraz heyecan katmıştı. Hocaoğlu da suskunluğa büründü.
Malum basının “sınav”ı var ya, “okul binası” etrafında sessiz sedasız geziniyor olsa gerek.
**
Detayını bugüne ertelediğim bir diğer mevzu..
CHP Çayırova İlçe Örgütü’nün kongresini ilçenin kaderi ile belirlemekte abarttığımı söyleyen oldu.
Halbuki niyekine?
Şöyle bir örnek vereyim.
Gökbulak’ın Kaya’ya burun farkıyla kaçırdığı kongrede sandıktan Gökbulak çıksa idi..
İddiam odur ki 2019 yerel seçimlerine CHP/İYİ Parti çatılı Millet Partisi ittifakı ile gidilirdi. Muhtemelen Saadet Partisi de bu ittifak içinde yer alırdı.
2019’da Çiftçi ipi açık ara göğüsledi malum.
Olası Millet İttifakı yerel senaryosunda yine göğüslerdi ancak belediye meclisinde yine ana muhalefette kalmak kaydıyla Millet İttifakı biraz daha baskın olurdu.
Bir de malum CHP’nin belediye meclis üyeleri ön seçimle değil atamayla belirlendi. Millet İttifakı’nın vitrini daha değişik yüzlerden oluşabilirdi.
Ben CHP Çayırova İlçe Örgütü’nün kongreye iki adayla gideceğini kesin olasılık veriyorum demiyorum zaten öyle.
Malum, Binali Eniş’in ardından Cihan Soyluçiçek de adaylığını, sözünü ettiği birlikteliğin sağlanması halinde geri çekme opsiyonlu açıkladı. Çekeceğine olasılık vermiyorum.
Bu kongre adayların, yerel seçimde olası Millet İttifakı senaryoları üzerinden söylemleri, düşünceleri üzerinden de dikkat çekici olacak.
**
Dünün devamı olan bugünkü yorumda atar gider mevzularına girmediğimin farkındayım.
Her gün ekşın, her gün ekşın da bir yere kadar.
Yavaş yavaş yorumu bağlarkene..
Sadece CHP Çayırova İlçe ile sınırlı kalmamak kaydıyla bütün partilerin tüm il ve ilçe kongreleri o kentin geleceği ile birebir ilişkilidir.
Partinin iktidarda, ana muhalefette, muhalefette yer alması fark etmeksizin seçilecek başkan ve yönetiminin döneminde ne yapıp edeceği, ne önereceği, ne gibi iddialarda bulunacağı önemli mevzular.
CHP Çayırova İlçe Örgütü kongresi ve “tarafsız” basın mevzusuna döndüğümüzde..
Bu konuda GTO kongresine dair yazdığım yorumda ne ifade ettiysem, aynı ifadeyi yazmadan ama linkle tekrarlamış olayım.
Bu tür durumlarda mesleki olarak tarafsızlık gereğinin yanı sıra CHP kongrelerinde..
Hele ki şahsım gibi CHP’ye yakın bilinen gazetecilerin,
Demokrat Gebze’den sonra CHP’ye yakın gazete olarak bilinen bu gazetenin takınması gereken tutum..
Gerek ilçe kongreleri gerekse milletvekili ve belediye başkanlığı aday adaylığı sürecinde aday ve aday adayları arasında kayıtsız, şartsız ve tartışmasız şekilde tarafsız olmaktır…
Kongre veya aday belirleme sonrası çizgisi, duruşu itibariyle seçilene, atılana o olduğu için CHP’li olduğu için yakınlaşmaktır. Kongreler öncesi CHP’ye aday önerip kongre sonrası CHP’nin yolunu unutan, sistemden ve AKP’den her tür beslenirken bir taraftan da mazisinin hatırına “CHP’li geçinen”leri de gördü o partinin tabanı…
…Aksi her tutum, tavır, davranış, adaylardan biri veya diğerine dair aleyhte veya lehte her yorum tarafgirliktir.
AKP’nin 2011’deki kongresi öncesi her dönemin iktidarlarından, günümüz itibariyle “AK” Partili Bülent Kömürcü’nün Bünyamin Çiftçi lehine o tavrı ne kadar yanlışsa..
CHP’nin 2020’deki kongresi öncesi o zamanlar bu gazetenin haber müdürü, CHP Gebze Gençlik Kolları eski başkanlarından Cengiz Akgün’ün Kaya lehine yorumu yanlıştı bence. Kaya lehine yazdı diye değil, biçim itibariyle yanlıştı. Gökbulak lehine yazsaydı da yanlış olacaktı.
Şahsım adına bu tutumumu ısrarla sürdüreceğim.
Gökbulak ile dünkü telefon görüşmem esnasında bir cümleyi paylaşmamda mahzur yok.
Tarafsız durmamdan ötürü takdir ettiğini söyledi.
Şu açıdan önemli.
Ben gazeteciyim demekle gazeteci olunmuyor.
Toplum bana gazeteci diyorsa, gazeteciyimdir.
Kongre süreçlerinde tarafsızlık şart, tarafsızım demekle de olmuyor.
Toplum tarafsız olduğumu söylüyorsa, tarafsızımdır.
CHP Çayırova İlçe kongresine doğru her iki adaya da başarılar diliyor..
Bir de zaten imaj, ahlak olarak dip yapmış bir sektörün, camianın mensubu olarak “tarafsız” ve tarafsız basının CHP Çayırova kongresini en az hasarla atlatmasını diliyorum.
Dibin de dibini görmeyiz umarım diyorum.
Bir de bugün malum 30 Ağustos.
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu toprakları canı pahasına vatan haline getirenleri bir kez daha hürmetle ve saygıyla yad ediyor,
30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı kutluyorum.