Başkan Atabay’la görüştük: Tavla turnuvası önerdim
Malumunuz ya da ama gazetemiz sitesinden ve sosyal medyadan şahsımın değerli takipçilerinin malumu..
Didim Belediye Başkanı Sayın Deniz Atabay ile görüşme temaslarım önceki salı günü öğlen saatlerinde başlamış, bir dizi olumsuzluğa takılmıştı ve tepkimi
https://www.gebzehaber.net/bizim-ellerden-ovacika-didime-ozel-kalemlerde-egitim-sart-6652yy.htm
başlıklı yorumumda ifade etmiştim.
Yorum sonrası belediye biraz karışmış, o konuda yapabileceğim bi’şi yok.
Yorumda, sormadığımdan ötürü adını yazamadığım basın yayın müdürlüğü çalışanının ismi Mete Kurşun idi. Dün yine bir araya geldik. Linkini verdiğim yorumda da aleni. Kurumu bağlayacak şekilde negatif eleştirip özel kalemdeki arkadaşa. Kurşun’un ilgisi müthişti ancak geri dönüşte eksiklik gösterdi. Gerekçesini de izah etti ve “Unuttum abi” diye de samimiyetle söyledi. Çünkü hele ki bu günlerde iş yükü hayli ağır ve şahsımda biri, özel kalemin görevi olan bir görevi de Kurşun’a yüklüyor. Kurşun’u bir kere daha takdir ettim. Müthiş bir olgunluk. Her zaman derim, mütevazılık her daim iyidir.
“Demedim mi Didim Diye” başlığıyla 22 Ağustos Pazartesi gününden itibaren başlamayı planladığım yazı dizisi, içeriği itibariyle Deniz Atabay şahsında belediye başkan görüşünün olmazsa olmaz halde olduğu bir diziydi. Sayın Atabay o eksiği, dün kıymetli vaktini ayırarak, üstelik ani programla giderdi.
CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan ve İl Başkanı Harun Özgür Yıldızlı’yı arayıp meseleye el atmalarını istemem sondan bir önceki hamlem oldu. Sağolsunlar, devreye girdiler ama baktım yine olmuyor. Son hamleyi Başkan Atabay’ın şahsi telefon numarasını bir şekilde edinerek aramak oldu. Pazartesi akşamına kadar Didim’deydim ama bir belediye başkanından hele ki yaz günü hafta sonu röportaj yapmanın mümkünsüzlüğünün farkındayım.
Dün yani cuma günü 11.30 sularında numarayı edindim. 12.00 gibi aradım ve 15.30’da o röportaj başladı.
Şahsına dair henüz tanışmadan, bir telefon görüşmesi üzerinden ilk izlemimim şu oldu:
Görüşme; benim kendimi tanıtmam, amacımı aktarmam, belediyeye geldiğimde neler olduğunu izah etmem, şahsında bir belediye başkanından randevu almanın yönteminin o olmadığını bildiğimi ama benim buna mecbur bırakıldığımı ifade etmem birkaç dakika sürdü ve aynı zamanda aktif bir siyasetçidir malumunuz, hiç sözümü kesmeden dinledi.
Halbuki bizim bildiğimiz siyasetçi modeli, halkı dinleyeceğim diye gittiği halk toplantısında bile söz verdiği halkın sözünü keserek anlatır da anlatır..
Linkini verdiğim yorumdaki tepkim kurumsal olarak belediyeyi ve başkanını bağlardı. Kurumsal, kişisel olarak yanıt hakları vardı. Kullanmadılar. Hatayı kabullenmek gibi müthiş bir olgunluk sergilendi..
Ben Sayın Başkan’a röportaj saatinin belirlenmesinden sonra, “Mümkünse makamda olmasın. Belediyenin sahildeki sosyal tesisi/çay bahçesi çok daha iyi” diye ricada bulundum. Röportaj o çay bahçesine iki adım mesafedeki belediye ek binasında gerçekleşti. Böylece arka plan görselliği itibariyle donuk makam fotoğraflarının yerini arka planında Didim’in, denizinin de gözüktüğü estetik fotoğraflar aldı.
Sadece soru sormadım…
İki işletmeye dair ihbarda bulundum. Biri gürültü kirliliği üzerine, diğeri işletme biçimine dair oldu. İlkinde yanılmıyorsam desibel ölçümü yapılmıştır bile. Diğerinde ise o işletmenin kullandığı kıyı şeridi Bakanlık sorumluluğunda imiş galiba..
Özellikle akşam saatlerinden itibaren hayli kalabalık hale gelen, Altınkum mevkiindeki el sanatları çarşısı önünde, çarşıya çok yakın konumdaki çöp konteylerinin yeri, kokudan sebep bugün yarın biraz kaydırılabilir.
Röportaj sonrası kısa sohbet de ettik. Ortak tanıdıklarımız olduğunu söyledi. CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan’a selamlarını gönderdi. Üzerimde kalmasın diye dün gün içinde Başkan Orhan’ı arayarak aktardım. Didim Belediyesi’nden, “Aktan Uslu kim? Röportaj yapmak istiyor” diye arandığım da şahsıma güvenip referans olmasından ötürü teşekkür ettim. Yine etmiş olayım.
Bir teşekkürüm de CHP Kocaeli İl Başkanı Harun Özgür Yıldızlı’ya. Bizzat ilgilendi, çaba gösterdi.
Turizmle birebir ilgili. Kültür sanat faaliyetleri, festivaller üzerine de sorum üzerine konuştuk. Ben tavla turnuvası düzenlemelerini de önerdim. Ola ki düzenlenirse, başka öneren olduysa öneri sahiplerinden biri olmadıysa öneri sahibi olarak ilkine katılmak kaçınılmaz olacaktır.
Çok fazla vaktini almamak, iyi niyetini sömürmemek için önemine dair çok çene yapmadım ama önemine dair bir link önerdim.
O turnuvaya katılmak için evden çıkma halini şöyle kurguluyorum.
- Sultanım çıkıyom ben..
- Nereye. Evde iş vardı?
- İki tavla atacağım.
- Hay senin tavlana. Çabuk gel bari..
- Olur!!!
Bu arada bu yazdıklarımı aslında sosyal medyadan, Facebook sayfamdan paylaşacaktım. Hayli uzun oldu. Kısa yazamıyorum ben.
Günün köşe yazısı olacaktı ancak bugünün köşe yazısı konusu dün akşam saatlerinde kafamda yerleşti ve yarına kalamayacak derecede, Didim yerelinde yaşanan ve geneli bağlayan mevzuu..
Ben de bugün iki köşe yazısı yazmaya karar verdim. Kaldı ki daha adil oldu.
Belediyeyi eleştiren yazı ile aynı zeminde yer aldı. Siteye direk girip okuyan eden de var diyorum..
Başka’da bi’şi demiyorum..
