Aynur Doğan’ın Bozuk Akordu Bile Olamazsınız!
Bazı filmlerin kimi sahnelerini unutmak zordur. Benim için onlardan biri başrollerinde Şener Şen, Meltem Cumbul ve Timuçin Esen'in oynadığı, yönetmenliğini Yavuz Turgul'un yaptığı Gönül Yarası filmidir. Filmin bir sahnesinde sanatçı Aynur Doğan, Dar Hejiroke (İncir Ağacı) şarkısını seslendirirken Cumbul’un içine gam, gözüne yaş düşer. Bütün hayatını Anadolu’nun ücra köşelerinde öğrencilerine adamış emekli öğretmen Şener Şen ise Cumhul’un kulağına eğilip ‘’Kürtçe biliyor musun ?’’ diye sorar. Sonrası şöyledir.
- Hayır
- O zaman niye ağlıyorsun?
- Abi bu türküye ağlamak için Kürtçe bilmek mi gerek?
Türkülerine ağlamak için Kürtçe bilmemize gerek olmayan sanatçı Aynur Doğan’ın 20 Mayıs’ta Kocaeli’nin Derince ilçesinde yapılması planlanan konseri AKP’li belediye tarafından iptal edildi. Konserin iptal edildiğini çok basit, önemsiz bir olaymış gibi Twitter hesabından duyuran Derince Belediyesi “İlçemiz sınırları içerisinde özel bir firmanın yapacak olduğu konser organizasyonunun yapılan detaylı inceleme sonucunda uygun olmadığı tespit edilmiş olup, etkinlik belediyemiz tarafından iptal edilmiştir” ifadelerini kullandı. Gelecek tepkilerden çekinilerek sanırım, açıklamada iptal edilen konserin kime ait olduğunu bile söylemeye cesaret edemediler.
İptal kısa sürede duyuldu ve Derince Belediyesi'ne tepkiler çığ gibi büyüdü. Sosyal medya kullanıcıları, sanatçılar, yazarlar, siyasiler kararı kınadı. Bunun üzerine Derince Belediyesi bir duyuru daha yaptı. ‘’Bugün iptal edildiği açıklanan konser organizasyonu, etkinlik öncesi yetkili mercilerden gerekli izinlerin alınmayarak, resmi işlemlerin yapılmaması ve bu süreçte uygun olmayan şekilde bilet satışı gerçekleştiğinden dolayı iptal edilmiştir." denildi.
Yani onlara göre organizasyon şirketi, Derince gösteri merkezini kimselere sormadan nasıl olmuşsa tutmuş, biletler basmış, afişler asmış, reklamlar vermiş ve böyle büyük bir sanatçının konseri için gidip yetkili mercilerden izin almamıştı. Yalancının mumumun artık yatsıya kadar yanmadığı bir dönemde konuyla ilgili organizasyon şirketi yukarıda ki açıklamaya dair şu cevabı verdi.
‘’Yapacağımız Aynur Doğan konserinin iptalini Derince Belediyesi'nin Twitter hesabından öğrendik. Daha önceki tüm işlerimizde olduğu gibi 20 ve 25 Mayıs etkinliklerimizin ödeme dekontlarını ibraz ettiğimiz ve çalışmalarını tamamladığımız halde konser, "konser organizasyonunun yapılan detaylı inceleme sonucunda uygun olmadığı tespit edildi" gerekçesiyle konserden beş gün önce bize bir açıklama yapılmadan iptal edilmiş oldu. Aynı koşullarda işlemlerini gerçekleştirip ödemelerini yaptığımız 25 Mayıs tarihindeki konserimiz devam ederken Aynur Doğan konserini yapamıyoruz.’’
Etkileyici sesi ve olağanüstü yorumu ile sadece Türkiye basınında değil, dünya basınında da övgüyle bahsedilen Aynur, yıllar içerisinde World müziğin en önemli isimlerinden biri haline geldi. Ünlü müzisyenlerle ortak projelerde ve ses getiren uluslararası sinema filmlerinde yer aldı. Avrupa’nın birçok televizyon ve radyo programının da konuğu olan Aynur, son yıllarda albümleriyle Kürt müziği alanında “en çok satan albümler “arasına girmeyi başardı. 2004 yılında “Keça Kurdan” 2005 yılında ise “Nûpel” adlı albümleri büyük ilgi gördü. Rewend albümünü 2010 yılında Sony müzik etiketiyle yayınlayan Aynur, albüme adını veren Rewend adlı şarkıya ünlü yönetmen Fatih Akın ile birlikte Hasankeyf’te bir video klip çekti. Almanya’nın prestijli ödüllerinden olan Deutsche Schallplatten Kritik ödülünü aldı. Mart 2017’de, Amerika’nın prestijli müzik okulu olan Berklee Müzik Okulu tarafından Akdeniz Müziği Ustası Ödülüne layık görüldü.
Bunları yazarken aklıma dünya şairi Nâzım Hikmet’in bir anısı geldi. Rivayet odur ki Nâzım'ın yattığı Bursa Cezaevi'ne denetim için Adalet Bakanlığı'ndan bir müfettiş gelir. Bir gün müdüre, "Nâzım Hikmet de buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir?" der. Nâzım'ı odaya getirirler. Müdürün koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nâzım'ı tepeden tırnağa süzer ve "Demek Nâzım Hikmet sensin" diye küçümseyici bir laf eder. O kadar kibirlidir ki, Nâzım’a oturması için yer bile göstermez. Kısa bir konuşma sonrası, "Gidebilirsin" der. Nâzım, tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe "Ömer Hayyam'ı bilir misiniz?" diye sorar. Müfettiş hemen atılır. Bilmez miyim Hayyam'ı... "İran'lı büyük şair" der. Nâzım yine sorar: "Peki, Hayyam'ın zamanında İran hükümdarı kimdi?" Müfettiş şaşırır. Bilmiyordur elbet. Nâzım konuşmasını tamamlar: "Görüyorsunuz, sanatçıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin adalet bakanını ve sizi kimse anımsamayacak..." der ve kapıyı çekip gider.
Sözümün özü budur. Aynur Doğan’ı yasaklayanlar makamlarını kaybettiğinde kimse tarafından hatırlanmayacak. Ama Aynur Doğan’ın o evrensel sesi dünyanın her yerinde duyulmaya devam edecek. Ve bir gün o kararı verenler bu kentten gittiğinde, ilk türkülerimiz özgürleşecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.