Ateş ve Aydın
20 Aralık 1915 yılında Heybeliada’da dünyaya geldi Aziz Nesin. Matematiğe, Fiziğe ve Doğa bilimlerine ilgisi ve yeteneği olsa da yoksul bir ailenin çocuğuydu ve ücretsiz okuya bilmek adına askeri okula gitmesi gerekiyordu. Ankara’da Harp Okulunu bitirip asteğmen oldu. 2. Dünya Savaşı yıllarında Trakya, Erzurum, Kars, Erzincan ve Zonguldak’ta görev yaptı. 1945 yılında ordudan atılırken yaşadığı bu ayrılık yeni bir başlangıcın ilk adımı olacak, Aziz Nesin’i ülkenin en değerli aydınlarından biri yapacaktı.
Ordudan atılan Aziz Nesin, Karagöz ve Yedigün dergilerinde düzeltmenlik ve yazarlık yapmaya başladı ve bu dergiler Nesin için bir dönüm noktası oldu. Nesin artık profesyonel olarak yazarlığa ilk adımını atmıştı ve hayatını buradan elde ettiği gelirle kazanıyordu. Aynı yıl Tan gazetesinde köşe yazarlığı yapsa da, Tan gazetesi Sol ve Sosyalist düşüncelerinden dolayı 1945 yılında Milliyetçiler, Turancılar ve İslamcılar tarafından yakıldı. Aziz Nesin’in ilk ateşle imtihanı burada yaşandı.
Aziz Nesin 1957 yılında Kemal Tahir ile birlikte hem Kemal Tahir’in hem de kendinin kitaplarını yayınlamak üzere bir yayınevi kurarlar. “Düşünen Adam” heykelinden esinlenerek yayınevinin adına “Düşün Yayınevi” adı verilir. Öz yaşam hikâyesinde Nesin, yayınevinin kuruluş gerekçesini söyle anlatır “Cumhuriyet’ten önce Ahmet Mithat Efendi gibi basımevi kurmuş yazarlar vardı ama Cumhuriyet tarihinde o güne dek kendi kitaplarını yayımlamak için yayınevi kuran ilk yazar ben olacaktım. Beni buna kitaplarımı çıkarmak istemeyen kitabevi ve yayınevi sahipleri zorlamıştı.” Yayınevinin kuruluşu ile Aziz Nesin kendi kitaplarını basıp satmakta ve bu sayede az da olsa para kazanmaktadır. Fakat hayat Aydın’ın ateşle imtihanıdır ve yayınevi 1962 yılında anlaşılamayan bir nedenle bir gecede yanıp kül olur. Bu yangın Aziz Nesin için yıllarca şüpheli bir yangın olarak kalacaktır. Çünkü ona göre yayınevi karanlık eller tarafından yakılmış olabilir.
“Açık sözlüyüm, düşünürüm düşündüğümü söylerim. Bundandır ki, ömrümün uzun bir süresini ya hapishanelerde geçirdim ya ölümle burun buruna geldim. Ancak bir olay var ki yarası kapanmaz, kapanamaz.’’ diyordu Nesin, Sivas katliamı için.
Yaşamı boyunca 110 eser kaleme alarak Nazım Hikmetten sonra dünyada en çok tanınan Türkiyeli yazarlardan biri olan Aziz Nesin’in ateşle son imtihanı ise Sivas’ta yaşandı. Temmuz 1993’de Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak üzere gittiği Sivas’ta gerçekleşen katliamda 33 aydın ve 2 otel çalışanı ‘Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak’, ‘Laiklere ölüm’, ‘Yaşasın şeriat’ ve ‘ ‘yakın ulan yakın’ sesleri eşliğin de yaşamını yitirdi. Aziz Nesin son anda kurtulurken linç girişimine uğradı.
Nesin Vakfı, Aziz Nesin’in arşivindeki Madımak katliamına dair tuttuğu notları geçtiğimiz yıllarda yayımladı. Notlarda Nesin, Madımak katliamını, “Müthiş bir çığlık, kadın çığlığı… Sonra korkunç bir sessizlik. Evet ölüm sessizliği… Kısa sürüyor” diyerek anlatıyordu.
Her dönem Aydın olanın sorumluluğunu yerine getiren Aziz Nesin 5 Temmuz 1995’de bir imza günü etkinliğinden sonra hayata gözlerini yumdu. 7 Temmuz günü vasiyeti gereği hiçbir tören yapılmaksızın ve yeri belli olmayacak şekilde Çatalca’daki Nesin Vakfı’nın bahçesine gömüldü. 20 Aralık yazarın 105’inci yaş günüydü. Kutlu olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.