Adalet beklentisi
İşçilerin ve tüm çalışanların en önemli sorunlarından biri olan vergi yüklerinin azaltılması ve vergide adaletin sağlanmasıdır.
Hükümetin ve 2020 yılı bütçesi TBMM'ye görüşülürken TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK ortak bir deklerasyon yayınlayıp, "Bu ücretlerle, bu vergilerle geçinemiyoruz. Ücretlerimiz artsın, vergi yükümüz azalsın" çağrısında bulundu.
Haklılar...
Adaletsiz vergi sisteminde, gelir vergisi mükelleflerinin büyük çoğunluğunu ücret geliri elde edenler oluşturuyor. Ücretli çalışanlar üzerinde hem doğrudan gelir ve kazanç üzerinden alınan, hem de dolaylı olarak mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerin ağır yükü bulunuyor.
Milyonlarca işçi ve memurun gelir vergileri kaynağından kesinti yapılarak ödeniyor.
İşçinin eline geçen net ücret, vergi kesintileri nedeniyle, yılbaşına göre geçen sürede giderek geriliyor.
Ücretli çalışanların net ücreti enflasyon nedeniyle satın alma gücünü kaybediyor artan vergi oranı nedeniyle de azalıyor.
Bu anlayış sürdürülebilir değildir...
TBMM'ye sunulan vergi düzeninde yeni değişiklikleri içeren yasa teklifi ise ne yazık ki emekçilerin beklentilerini karşılamıyor, vergi adaletsizliğini ortadan kaldırmıyor.
Bütün taleplere rağmen gelir vergisi tarifesi ücretliler lehine iyileştirilmiyor.
Oysa, üç konfederasyonun ortak talepleri son derece makul.
Diyorlar ki;
-Emek üzerindeki vergi yükü azaltılmalı ve vergi geniş kitlelere adil bir şekilde yansıtımalı. O nedenle, gelir vergisi tarife basamakları ve oranları acil olarak çalışanlar lehine güncellenmelidir.
-Bütün ücretlerden asgari ücrete tekabül eden kısım vergiden muaf olmalıdır. Asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oran yüzde 10 olmalıdır.
-Düşük gelirli hane halkının tüketiminde önemli payı olan gıda ve alkolsüz içecekler, eğitim, sağlık ile giyim ve ayakkabı grubu için halen indirimli vergi oranı uygulanmaktaysa da düşük gelirli ailelerin tüketim vergi payını azaltmak için bu oranın daha da aşağıya çekilmesi sağlanmalıdır.
-Ücret geliri elde eden kişilerin giderlerini ödedikleri vergiden indirememelerinin doğurduğu anayasal eşitlik ilkesine aykırılık halini karşılayabilmek için, tıpkı gayrimenkul sermaye iratlarında olduğu gibi, yüzde 25’lik götürü gider indirimi yapılmalıdır.
-İşçinin kendisi ve diğer aile fertleri için yapmak zorunda olduğu gıda, barınma, giyim, ısınma, elektrik, sağlık, eğitim gibi giderlerinin gelir vergisi matrahından mahsup edilmelidir.
-Bireysel doğalgaz, elektrik, su, ulaşım ve iletişim hizmetleri tüketiminden alınan KDV yüzde 1’e düşürülmelidir. Ve, temel tüketim mallarından alınan KDV sıfırlanmalıdır.
Söz konusu taleplerin kabul edileceği düzenlemeler manzumesi ücretli çalışanlar aleyhine olan haksız ve adaletsiz durumu ortadan kaldırılması ve emekçiler lehine iyileştirme yapılmasını sağlayacaktır.
Böylece, ülkenin sağladığı kaynakları kullanıp servet elde edenler, topluma karşı yükümlülükleri oranında vergi ödeyecektir.
Bu taleplere olumlu yanıt vermek çok mu zor ?
Unutulmamalı ki, talep sahipleri henüz gerçk gücünü kullanmadı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.